Logo

8. Hukuk Dairesi2023/6612 E. 2025/170 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespiti sonucu davalı adına tescil edilen taşınmazın mülkiyetinin Hazine'ye ait olduğu iddiasıyla açılan kadastro tespitine itiraz davasında, taşınmaz üzerindeki muhdesatın kime ait olduğunun belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmaz üzerinde davacı tarafından dikildiği anlaşılan ağaçların davacıya ait olduğunun tapu kaydında muhdesat olarak belirtilmemiş olması usul ve yasaya aykırı görülerek, bu eksikliğin giderilmesi amacıyla yerel mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartları ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü;

K A R A R

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) Geçici 8 inci maddesi gereğince yapılan kadastro sırasında, İstanbul ili Şile ilçesi ... mahallesi çalışma alanında bulunan 2488 ada 38 parsel sayılı ve 1.335,05 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı adına tespit edilmiştir.

Davacı ..., kadastro çalışmaları esnasında davalı adına tespit edilen dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, bunun yanı sıra geçmişe dönük uydu görüntüleri üzerinde ve zeminde yapılan fiili incelemede kullanılmadığının tespit edildiğini öne sürerek davalı adına yapılan tespitin iptali ile Hazine adına tespit ve tescilini istemiştir.

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, "hükme esas alınan bilirkişi raporları uyarınca dava konusu taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğunun, 1968, 1975, 1992, 2009 2016 yılı hava fotoğraflarının incelenmesinde taşınmaz üzerinde kullanım olmadığının bildirildiği, dolayısıyla davalı lehine 3402 sayılı Kanun'un 14 ve 17 nci maddelerinde belirtilen zilyetlikle kazanım koşullarının oluşmadığı" gerekçesi ile davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile kadastro tutanağında yazılı nitelik ve yüzölçümü ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, karara karşı, davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla "Dava konusu taşınmaz başında yapılan keşifte, hakim gözlemi olarak taşınmazın üzerinde armut ve kiraz gibi bir kaç meyve ağacı ile bir miktar fındık ağacı bulunduğunun, kalan kısmın ise boş olduğunun gözlemlendiği, dosyaya sunulan bilirkişi heyeti raporunda taşınmazın 1954 tarihli hava fotoğrafında tarımsal üretimde kullanıldığı, 1968, 1975, 1992 ve 2009 yıllarına ait hava fotoğraflarında tarımsal üretimde kullanılmadığı, üzerinde sıralı dikilmiş bitki bulunmadığının rapor edildiği, tespit tarihi itibariyle davalı yönünden zilyetlikle kazanım koşulları oluşmadığı" gerekçesi ile davalının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, bu kez davalı tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.

Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.

1. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369/1. maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371. maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Ancak; 3402 sayılı Kanun’un 19/2. fıkrasında, taşınmaz üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlarından birine ait muhdesat mevcut ise bunun, sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterileceği belirtilmiştir.

Buna göre, dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporlarında yaşları ve sayıları tespit edilen, davacı tarafından dikilen muhdesat niteliğindeki meyve ağaçlarının davacıya ait olduğuna ilişkin şerh verilmemesi usul ve kanuna uygun bulunmamakta ve hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, bu eksikliğin giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden İlk Derece Mahkemesinin kararının düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

S O N U Ç : Yukarıda (1) no.lu bentte açıklanan nedenlerle; davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE,

Davalının temyiz itirazları yukarıda (2) no.lu bentte açıklanan nedenlerle kamu düzeni de gözetilerek kabulü ile temyiz olunan, istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının 2 nolu bendine "...tapuya kayıt ve tesciline" cümlesinden sonra gelmek üzere, "Taşınmazın üzerinde bulunan ve 19.09.2021 tarihli müşterek bilirkişi raporunda belirtilen 50 yaşlı iki adet armut, 30 yaşlı iki adet elma, 30 yaşlı iki adet kiraz ile 30 yaşlı 3 ocak fındık ağacının... oğlu ...'a (TCKN:...) ait olduğunun 3402 sayılı Kanun'un 19. maddesi gereğince, muhdesat olarak beyanlar hanesinde gösterilmesine" ifadesinin yazılmasına ve hükmün DÜZELTİLMİŞ BU ŞEKLİ İLE ONANMASINA,

Peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.01.2025 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.