"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki 6292 Sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun (6292 Sayılı Kanun) kaynaklanan tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının, davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Ankara ili Çamlıdere ilçesi Beyler Köyü çalışma alanında 1985 yılında yapılan kadastro sonucunda, 251 ada 1 parsel sayılı 8.622,00 m² yüzölçümündeki taşınmaz, ham toprak vasfıyla davacı Hazine adına tespit edilmiş ve askı ilan süresi içerisinde tespite itiraz edilmemesi nedeniyle 19.01.1992 tarihinde kesinleştirilerek tapuya tescil edildikten sonra, Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan dava sonunda hükmen ifraz edilerek 702,00 m² yüzölçümü ile 251 ada 33 parsel numarası altında dava dışı Hasan ve Emin Gürel adlarına ve 7.920,00 m² yüzölçümü ile 251 ada 34 parsel numarası altında 09.09.1999 tarihinde Hazine adına tapuya tescil edilmiş ve tapu kaydının beyanlar hanesine, " bila tarihte Hasan Gürel’in işgalinde olduğu ve 6831 sayılı Orman Kanunu (6831 sayılı Kanun) 2/b maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkartıldığı " yönünde şerh verilmiş ve bilahare, 06.09.2017 tarihinde 6292 Sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun (6292 Sayılı Kanun)
göre satılarak davalı adına tapuya tescil edilmiştir.
Davacı Hazine vekili, 07 .12.2020 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Ankara ili Çamlıdere ilçesi Beyler Köyü 251 ada 34 parsel sayılı taşınmazın öncesinde Hazineye ait iken geçerli bir hukuki sebebe dayanmaksızın tapu kütük ve takbis kayıtlarında yapılan usulsüzlük ile davalıya satıldığının 27.11.2019 tarih ve 32917/07 sayılı inceleme raporu ile sabit olduğunu ileri sürerek, söz konusu yolsuz tescile dayalı tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ".... dava konusu 251 ada 34 parsel sayılı taşınmazın tapulama tutanağının ve tapu kütüğünün beyanlar hanesinde herhangi bir şagil (muhdesat) belirtmesi bulunmamasına rağmen 05.09.2017 tarihinde Memur Mehmet Gökmen Akışık tarafından dayanaksız olarak tapu kütüğü ve takbis kaydı üzerine ''....'in kullanımındadır.'' belirtmesinin eklendiği, bu belirtme üzerine taşınmazın 6292 Sayılı Kanun kapsamında şagil olarak belirtilen kişinin vermiş olduğu muvafakatnameye istinaden taşınmazın davalı ... 'e satışı yapılarak 06.09.2017 tarih ve 1135 yevmiye ile bu kişi adına tescil edildiği; Türk Medeni Kanunu'nun 1024/2 fıkrası gereğince bağlayıcı olmayan bir hukuki işleme dayanan veya hukuki sebepten yoksun olan tescilin yolsuz olduğu; tapulama tutanağında(kadastro tespit tutanağı) şagil olarak geçmediği halde, şagil olarak geçmeyen kişinin verdiği muvafakatnameye istinaden taşınmaz kendisine satılan kayıt maliki davalı ilk el olduğundan durumu bilen veya bilmesi gereken kişi konumunda olup, Türk Medeni Kanunu'nun 1023. Maddesi koruyuculuğundan faydalanamayacağı. Tüm bu nedenlerle davalı adına oluşan tescilin yolsuz olup iptali gerektiği; Öte yandan 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun 'un 11/4.maddesinin " Bu Kanun kapsamında kalan taşınmazlardan hak sahiplerine satılmaması, ilgililerine devredilmemesi veya iade edilmemesi gerektiği halde bu tasarruflara konu edilenlerden; satılanların satış bedeli kanuni faiziyle iade edilir, devir ve iade edilenler ise bedelsiz olarak geri alınır." hükmü uyarınca, davalının ödemiş olduğu bedelin de kararın kesinleşmesini müteakip ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar vermek gerektiği ..." gerekçesiyle 251 ada 34 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, kararın kesinleşmesini müteakiben davalının Hazineye ödediği 6.336,00 TL satış bedelinin ödeme tarihi olan 05.09.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş; hükme karşı davalı ... vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesi'nce; "... Dava konusu taşınmazın devrine esas olan hukuki işlem, 6292 sayılı Kanun uyarınca Hazinenin satışına dayanan idari işlem olup söz konusu satış işlemi (idari işlem) ortadan kaldırılmadıkça, başka bir ifade ile idari işlem niteliğindeki Hazinenin satışı idarece geri alınmadıkça ya da idari yargıda iptal edilmedikçe tapu kaydının yolsuz tescil olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle yolsuz tescile dayalı tapu iptali ve tescil isteğine yönelik davanın dinlenme olanağının bulunmadığı, diğer taraftan 6292 sayılı Kanun'un 4. maddesi gereği; iş bu kanun kapsamında kalan taşınmazlardan hak sahiplerine satılmaması, ilgililerine devredilmemesi veya iade edilmemesi gerektiği halde bu tasarruflara konu edilenlerden; satılanların satış bedelinin kanuni faiziyle iade edileceği, devir ve iade edilenlerin ise bedelsiz olarak geri alınacağı düzenlemesi mevcut olup taşınmazın hak sahiplerine satılmaması, ilgililerine devredilmemesi veya iade edilmemesi gereken yerlerden olduğunun değerlendirilmesi halinde bu madde kapsamında idari işlemin iptali ile satışın geri alınmasının mümkün bulunduğu, hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yönünde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu " gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvuru talebinin yukarıda açıklanan gerekçe ile kabulüne, Kızılcahamam Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.10.2021 tarihli ve 2020/274-2021/278 E-K sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b/2.maddesi gereğince kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı Hazine temsilcisinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.03.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.