Logo

8. Hukuk Dairesi2023/6677 E. 2024/3320 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Uygulama kadastrosu sonucu davacıya ait taşınmazın sınırlandırılmasında hata yapıldığı iddiasıyla açılan kadastro tespitine itiraz davasında, Bölge Adliye Mahkemesi'nin bozma ilamına uyularak verdiği kararın hüküm fıkrasının usule uygun olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin bozma kararına uyduktan sonra ilk derece mahkemesi kararını kaldırıp yeniden esas hakkında karar vermesi gerekirken, ilk derece mahkemesi kararını kaldırdığını ve davanın yeniden esasıyla ilgili hüküm kurduğunu belirtmesinin usule aykırı olmakla birlikte usul ekonomisi gereğince bu durumun düzeltilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyeceği değerlendirilerek, hüküm fıkrasının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1284 E., 2023/1295 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulüne

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sivas Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2020/52 E., 2021/120 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen uygulama kadastrosu tespitine itiraz davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 22/2-a maddesi uyarınca 2020 yılında yapılan uygulama kadastrosu sırasında Sivas ili ... ilçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan, mera niteliği ile sınırlandırılmış eski 107 ada 185 parsel sayılı ve 1.123.612,19 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, aynı ada/parsel numarasıyla ve 890.124,38 metrekare yüzölçümüyle, davacı ... adına kayıtlı tarla vasfındaki eski 107 ada 7 parsel sayılı ve 10.000,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, aynı ada/parsel numarasıyla ve 7.432,01 metrekare yüzölçümüyle tespit edilmiştir.

İtirazı kadastro komisyonu tarafından reddedilen davacı ... uygulama kadastrosu sırasında taşınmazının bir bölümünün komşu mera parselinde bırakıldığını, kadimden bu yana 16-17.000 m2 olarak kullandığı taşınmazının 7.432,01 m2 düşürüldüğünü öne sürerek yapılan sınırlandırma hatasının giderilmesi ve kullandığı sınırlar itibariyle sınırlarının belirlenmesi istemiyle dava açmıştır.

İlk Derece Mahkemesinin 12.07.2021 tarihli davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı Hazine vekilinin istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 25.11.2021 tarihli kararı ile; davalı Hazine vekilinin istinaf taleplerinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353/(1)-b.2 nci maddesi hükmü gereğince yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına ve davacının davanın reddine, dava konusu 107 ada 7 parsel ve 107 ada 185 parselin taşınmazların uygulama tespitleri gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının davacı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 02.05.2022 tarihli ilamıyla özetle;" Davacı taşınmazının tesis kadastro tutanağına göre 1981 tarihli 4 ve 5 nolu 5'er dönüm miktarlı toplamda 10 dönüm yüzölçümlü 2 ayrı vergi kaydının uygulandığı ve bu nedenle taşınmazın yüzölçümünün de 10 dönüm olarak tespitinin yapıldığının tutanağın edinme sebebinden anlaşıldığı, ancak; tesis paftasında ki batıdan doğuya doğru ilk sınır kabul edildiğinde yapılan alan hesabına göre yüzölçümünün 7.038,79 m2 olduğu, bu haliyle dahi sınırının belirlenmesinde hata bulunduğu, 1974 tarihli hava fotoğrafı üzerinde tesis paftası ile yapılan çakıştırma sonucunda, taşınmazın ikinci sınır olarak belirlenen hatta kadar bir bütün halde kullanıldığı tereddütsüz olup vergi kayıtlarının dahi 1974 tarihinden çok sonra 1981 tarihinde oluştuğu, bu haliyle kadastro güncelleme yönetmeliğinin 20/3 üncü maddesi uyarınca sınırlandırma krokisinde gösterilen sabit sınırların esas alınacağının düzenlendiği, fotogrametrik haritaya göre düzenlenen tesis paftasındaki ikinci sınır olarak görünen (güneydeki komşu eski: 47 ve 48 parsellerinde doğu sınırını oluşturan hat boyunca devam ederek oluşan sınır) ifade edilen ve 1974 tarihli hava fotoğrafıyla dahi bu sınırın mevcut olması nedeniyle artık sabit sınır olarak değerlendirilmesi gerektiği, sınırında mera parselinin bulunmasının bu durumu değiştirmeyeceği, tesis paftasına ise olması gereken sınırın değilde, zeminde mevcut olmayan bir sınırın tersim edilerek tesis pafta sınırın oluşturulduğunun, İlk Derece Mahkemesince yapılan keşif ve alınan raporlardan anlaşıldığı, hal böyle olunca; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın doğru bulunduğu, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin taktirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu" belirtilerek hüküm bozulmuşur.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda; davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, Sivas Kadastro Mahkemesinin 2020/52 Esas ve 2021/120 Karar sayılı kararının yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına; davanın yeniden esasıyla ilgili olarak; davanın kısmen kabulü ile, 107 ada 7 parsel ve 107 ada 185 parsel sayılı taşınmazların 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 22/A maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosu tespitinin iptali ile, fen bilirkişisi ..., harita mühendisi ... ve ziraat mühendisi ... Demir'in 07.06.2021 tarihli bilirkişi heyeti raporunda 107 ada 185 parsel sayılı taşınmaz sınırları içinde (A) harfi ile gösterilen 6.446,52 metre kare alanın iptali ile 107 ada 7 parsel sayılı taşınmaza eklenmesine, buna göre 107 ada 7 parsel sayılı taşınmazın 13.878,53 metre kare yüzölçümü ile, aynı yer 107 ada 185 parsel sayılı taşınmazın 883.677,86 metrekare yüzölçümü ile tapuya tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine, fen bilirkişisi Bolhan Budak, harita mühendisi ... ve ziraat mühendisi ... Demir'in 07.06.2021 tarihli bilirkişi heyeti raporunun kararın eki sayılmasına, karar kesinleştiğinde İlk Derece Mahkemesi tarafından ilamın infazı için tüm dosya ve eklerinin ... Tapu Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1.Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve Kanuna uygun olup davalı Hazine vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

2.İlk Derece Mahkemesince verilen 24.06.2021 tarihli kısmen kabulüne dair kararın, istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince 25.11.2021 tarihli kararıyla; istinaf isteminin kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verildiği, davacının temyizi üzerine Dairece temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verildiğine ve bozma üzerine Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyulması nedeniyle yeni bir karar verilmesi gerekirken, diğer bir anlatımla artık İlk Derece Mahkemesinin 24.06.2021 tarihli kararının yok hükmünde olduğu, bozmanın konusunun Bölge Adliye Mahkemesinin 25.11.2021 tarihli kararı olduğuna göre Bölge Adliye Mahkemesi sıfatıyla yeni bir karar tesis edilmesi gerekirken hüküm yerinde "A-Davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, Sivas Kadastro Mahkemesi'nin 2020/52 E. 2021/120 K sayılı kararının yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA;, B-DAVANIN YENİDEN ESASIYLA İLGİLİ OLARAK..." sözlerinin yazılmak suretiyle ve devamında işin esası hakkında hüküm tesis edilmesi usule uygun bulunmamakta ise de, usul ekonomisi gereğince bu durumun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince hüküm fıkrasının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle; 1. Davalı Hazine vekilinin (1) nolu bentte yazılı nedenlerle diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının 2 nolu bentte yazılı nedenlerle kabulü ile, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının ilk üç satırını oluşturan "A-Davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, Sivas Kadastro Mahkemesi'nin 2020/52 E. 2021/120 K sayılı kararının yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA;, B-DAVANIN YENİDEN ESASIYLA İLGİLİ OLARAK..." sözlerinin hükümden çıkartılmak suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.