Logo

8. Hukuk Dairesi2024/1033 E. 2024/4449 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespitine itiraz davasında, davacının miras yoluyla hak iddia ettiği taşınmazların davalılara satış yoluyla intikal ettiğinin tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı miras bırakanının ölüm tarihinin satış tarihinden önce olmadığı, satış senetlerinin geçerli olduğu ve davalıların zilyetliğinin sabit olması gözetilerek, davacının kadastro tespitine itirazının reddine ve davalıların mülkiyetinin tesciline karar verilmiş, Hazine'nin davada taraf sıfatı bulunmadığı için temyiz talebi reddedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasu sonucunda verilen hükme karşı davacı ... vekili, asli müdahil ... vekili ile Hazine vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiş olup, Hazine vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında Yozgat ili ... ilçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan ırsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 108 ada 154, 161, 120 ada 81, 121 ada 103, 137 ada 269, 280 ve 159 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar ... adına, 127 ada 34 parsel sayılı taşınmaz eşit paylarla ... ve ... adına, 137 ada 71 parsel sayılı taşınmaz eşit paylarla ... ve ... adına, 158 ada 9 parsel sayılı taşınmaz eşit paylarla ..., ..., ... ve ... adına, 115 ada 39, 121 ada 105, 125 ada 31, 137 ada 57, 72, 159 ada 3, 5 ve 7 parsel sayılı taşınmazlar ... adına tespit edilmiştir.

Davacı ... (...) dava dilekçesinde, çekişmeli taşınmazların dedesi ...'dan intikal ettiğini ve babası tarafından davalılara veya başka birilerine devredilmediğini, kadastro çalışmalarında davalılar tarafından ibraz edilen senetlerdeki imzaların babasına ait olmadığını, senet şahitlerinden ... oğlu ... 'in de böyle bir senede imza atmadığını beyan ettiğini, babasının Ankara/Keçiören ... Hastanesinde 1973 yılında vefat ettiği halde nüfus kayıtlarında 31.07.1976 olarak tescilinin yapıldığını, 1973 yılında vefat eden bir şahsın bu tarihten sonra senet tanzim ederek imzalamasının da söz konusu olmadığını belirterek taşınmazların kadastro tespitlerinin iptal edilerek miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

Asli müdahil ... vekili müdahale dilekçesinde, taşınmazların 29.03.1990 tarihli senetle asli müdahile satılarak zilyetliğin devredildiğini belirterek taşınmazların asli müdahil adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

Davalılar, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, "davacı, dava konusu taşınmazların dedesinden kaldığını, babasının kendisine düşen taşınmazları davalılara satıldığı iddia edilse de, bu senetlerin sahte olduğunu, babasının 1973 tarihinde vefat ettiğini, senetlerin ise 1976 tarihli olduğunu belirterek hakkına düşen payının tarafına tescil edilmesini talep ederek dava açtığını, davacının babasına ait nüfus kayıtları incelendiğinde, ...'ın 31.07.1976 tarihinde vefat ettiği, ...'ın ölüm tarihinin yanlışlık olduğunu iddia edilmiş ise de bu hususunun ispatlanamadığı, 12.05.2016 tarihli keşifte senetlerin okunduğu ve mevki ve hudut itibariyle zemin ile uyumlu olduğu, tanıkların, ...'ın taşınmazları 5 çocuğuna taksim ettiği ve ...'ın kendisine kalan yerleri davalılara sattığını bildirdikleri, hal böyle olunca davacının satış senetlerinin sahte olduğunu ispat edemediği ve ayrıca davalı ...'ın uyuşmazlık konusu 159 ada 7 parselin ...'a ait olduğunu da kabul ettiği" gerekçesiyle davacının davasının reddine, 159 ada 7 parselin kadastro tespit tutanağının iptali ile taşınmazın ... adına, diğer çekişmeli taşınmazların ise tespit gibi tesciline karar verilmiş; hükmün davacı ... vekili ile Hazine vekili tarafından esasa yönelik olarak asli müdahil ... vekili tarafından ise vekalet ücretine yönelik olarak istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince "davanın, kadastro tespitine itiraz istemine ilişkin olduğu, dairece ... Nüfus Müdürlüğü'ne yazılan yazılan müzekkere verilen cevap ekinde gönderilen ölüm tutanağının incelenmesinde, davacı miras bırakanı ...'ın 31.07.1976 tarihinde vefat ettiğinin Atatürk Sanatoryumu Hastanesince bildirildiği, İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, davalı ...'ın cevap dilekçesi ile müdahil Davacı ... tarafından açılan davayı kabul etmesine ve yargılamanın uzamasına sebebiyet vermemesine, asli müdahil olarak Hazine tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de yargılamada asli müdahil dilekçesi sunmadığı, bu nedenlerle İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu" gerekçesiyle davacı vekili, müdahil davacı vekili ve Hazine vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiş; karar, Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Hükmü temyiz etme hakkı, hukuki yararı bulunmak kaydıyla davanın taraflarına ve aleyhine hüküm kurulan üçüncü kişilere aittir. Eldeki dava da, 3402 sayılı Kadastro Kanun'un (3402 sayılı Kanun) 30/2. maddesinin uygulanmasını gerektirecek bir durum olmadığı gibi Hazine'nin usulünce açılmış bir davası ve/veya eldeki davaya müdahalesinin de bulunmadığı ayrıca hükümle birlikte aleyhine bir durumunda ortaya çıkartılmamış olması nedenleriyle Hazine'nin davada taraf sıfatının olmaması sebebiyle de temyiz hakkı bulunmadığı anlaşıldığından temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ:Açıklanan sebeplerle;

Temyiz hakkı bulunmadığından Hazine'nin temyiz dilekçesinin REDDİNE,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi