"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2023/1 E., 2023/16 K.
HÜKÜM/KARAR : Davanın reddine
Taraflar arasındaki uygulama kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karar, yapılan temyiz incelemesi sonunda Dairemizce bozulmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı, davacı ... mirasçıları olan davacılar ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Uygulama kadastrosu sırasında, Kütahya ili Tavşanlı ilçesi ... Köyü çalışma alanında ve tapuda davacı adına kayıtlı bulunan eski 2887 parsel sayılı 5.250,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 107 ada 4 parsel numarasıyla 4.629,64 metrekare yüzölçümlü olarak; tapuda davalı adına kayıtlı bulunan eski 2886 parsel sayılı 625,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise, 107 ada 3 parsel numarasıyla 574,93 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.
Davacı ... dava dilekçesinde; uygulama kadastrosu sırasında adına kayıtlı bulunan Kütahya ili Tavşanlı ilçesi Ayvalı Köyü eski 2887 yeni 107 ada 4 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün eksiltildiğini, mevcut eksikliğin davalıya ait eski 2886 yeni 107 ada 3 parsel ile doğu sınırdaki dere içinde kaldığını öne sürerek, eski hale getirilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen önceki tarihli hüküm, Dairemizin 06.09.2022 tarihli ve 2021/6752 Esas, 2022/6716 Karar sayılı ilamıyla; "... davanın kapsamının, davacı tarafa ait 107 ada 4 parselin kuru dere ve davalıya ait 107 ada 3 parsel ile sınırlı olduğunun mahkemenin de kabulünde olduğu, ne var ki Mahkemece verilen önceki tarihli hükümde, sadece 107 ada 3 ve 4 parsellerin müşterek sınırında hata yapıldığı tespit edilerek 107 ada 3 ve 4 parseller hakkında karar verilmiş olduğu ve verilen bu kararın davacı tarafça davaya konu edilen komşu dere yönüyle temyiz edilmediği, bu nedenle taraflarca temyiz edilmeyerek kesinleşen ve bozma kapsamı dışında kalan yönler hakkında (somut olayda dere bölümü yönünden) Hazine lehine oluşan usuli müktesep ... zedeler tarzda, fen bilirkişisinin 02.05.2019 havale tarihli ek raporunda D harfi ile gösterilen 144,56 m2'lik alanın kuru dereden alınarak davacıya ait 107 ada 4 parsele (eski 2887 parsele) eklenmesine karar verilmesinin, ayrıca davalı tarafın tapuda malik olduğu çekişmeli 107 ada 3 parsel taşınmazın tespit tutanağı dava açılmakla itirazlı hale geldiği ve mahkemece bu parsele yönelen dava reddedildiğine göre çekişmeli 107 ada 3 parsel sayılı taşınmazın uygulama kadastrosunda olduğu gibi tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken, olağan usulde kesinleştirilmek üzere Kadastro Müdürlüğüne iadesine karar verilmiş olmasının ve yine 108 ada 4 ve 5; 107 ada 1 parsel sayılı taşınmazların uygulama tutanak asılları dosya arasına getirtilmediği ve askı ilan süresi içerisinde bu taşınmazlara açılan bir dava olmadığı ve tutanaklar zaten kesinleşmiş olduğu halde bu taşınmazlar bakımından da uygulama kadastro tutanaklarının olağan usulde kesinleştirilmesine şeklinde hüküm verilmiş olmasının isabetsiz olduğu " gerekçesiyle bozulmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine, davaya konu 107 ada 4 parsel (eski 2887) ve 107 ada 3 parsel (eski 2886) sayılı taşınmazların uygulama kadastrosu tespit tutanaklarındaki halleri ile tespit gibi tescillerine yeni 108 ada 5 parsel (eski 2880 parsel) yeni 108 ada 4 parsel (eski 2881 parsel) ve yeni 107 ada 1 parsel yönünden usulünce açılmış dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ve iş bu karar, davacı ... mirasçıları olan ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, yapılan yargılama ve uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirmesine, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda hüküm verildiğine ve 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de bulunmadığına göre, hükmüne uyulan bozma ilamında ve ilk derece mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacıların temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,
1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
269,85 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 157,75 TL'nin temyiz eden davacılardan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
09.05.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.