"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/138 E., 2023/133 K.
KARAR : Davanın reddine
DAVA TÜRÜ : 6292 sayılı Kanun gereğince yapılan satış sonucu oluşan tapu kaydının iptali ve tescil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kullanım kadastrosu sonucunda, ... ili Karacasu ilçesi Dedeler Mahallesi çalışma alanında bulunan 101 ada 187 parsel sayılı 15.395,19 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve ... oğlu ... ve ... oğlu ...’ın kanuni mirasçılarının kullanımında olduğu şerhi yazılarak, tarla vasfıyla Hazine adına 27.01.1997 tarihinde tespit ve 01.05.1998 tarihinde tescil edildikten sonra, yapılan güncelleme çalışmasında ... ve ... oğlu ...'ın mirasçılarının kullanımında olduğu belirtilmiş, bilahare ise 17.06.2013 tarihinde taşınmazın tamamı ...'a 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun (6292 sayılı Kanun) gereğince satış işleminden dolayı tapuda kayden intikal ettirilmiş, tapu kaydının beyanlar hanesine, taşınmazın 1/2 payının ... oğlu ...’ın kanuni mirasçılarının kullanımında olduğuna dair şerh verilmiştir.
Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde; Hazine adına kayıtlı çekişmeli taşınmaz hakkında yapılan güncelleme çalışmasında hak sahibi olarak ... ve ... mirasçılarının gösterildiğini, 6292 sayılı Kanun gereği taşınmazı satın almak üzere ... mirasçıları tarafından talepte bulunulmadığını, diğer hak sahibi ... tarafından başvuruda bulunulduğunu, Hazine tarafından taşınmazın 1/2 pay oranında hak sahibi olan davalıya satılması gerekirken taşınmazın tamamının satışa konu edilerek bedelin tahsil edildiğini, yasa gereği taşınmazın Hazineye devri için davalıya bildirimde bulunulduğunu, davalı tarafından Hazineye başvurulmaması üzerine eldeki davanın açıldığını ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile diğer hak sahibi ... mirasçılarının satın alma başvurusu bulunmadığından 1/2 payının Hazine adına tapuya tescilini istemiştir.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde her ne kadar 1/2 payının ...'ın mirasçılarının kullanımında olduğuna dair şerh verilmiş ise de, taşınmazın kırk yıldır müvekkili tarafından kullanıldığını, müvekkilinin ... mirasçılarından ... 'ın hissesini satın aldığını, ... mirasçılarının taşınmazda kullanıcı oldukları alanın yaklaşık 700-800 metrekare civarında olduğunu belirterek, müvekkilinin ... mirasçılarının kullandıkları alan kadar kısmın bedelinin geri ödenmesi şartıyla iadesini ve davayı kabul ettiğini belirtmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin, davanın kabulüne dair verdiği karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle; "çekişmeli taşınmazın yapılan kullanım kadastrosu tutanağında 1/2 payın kullanıcısı olarak görünen ... mirasçıları tarafından, davacı Hazine aleyhine, idari işlem niteliğindeki 6292 sayılı Kanun uyarınca taşınmazın satışına ilişkin işlemin iptali talebiyle açılmış herhangi bir dava bulunmadığından, davacı Hazine yönünden eldeki davayı açmakta güncel bir hukuki yararının bulunmadığı gözetilerek, davanın usulden reddine karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; "çekişmeli taşınmazın yapılan kullanım kadastrosu tutanağında 1/2 payın kullanıcısı olarak görünen ... mirasçıları tarafından, davacı Hazine aleyhine, idari işlem niteliğindeki 6292 sayılı Kanun uyarınca taşınmazın satışına ilişkin işlemin iptali talebiyle açılmış herhangi bir dava bulunmadığından, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı" gerekçesiyle hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, yapılan yargılama ve uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirmesine, uyulan bozma ilamı doğrultusunda hüküm verildiğine ve 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de bulunmadığına göre, uyulan bozma ilamında ve İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve Kanuna uygun olup davacı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,
1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,
Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 02.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.