Logo

8. Hukuk Dairesi2024/1144 E. 2024/3835 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespitine itiraz davasında, davacının taşınmazın bir kısmı üzerindeki zilyetliğine dayanarak adına tescil talep etmesinin hukuki sonuçları.

Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Geçici 8. maddesi uyarınca yapılan kadastro tespitinde, taşınmaz Hazine adına tespit edilmiş olup, davacının zilyetlik iddiasının kadastro tespitine itiraz yoluyla değil, Hazine'ye karşı açacağı mülkiyet veya muhdesat iddia davasıyla ileri sürülebileceği gözetilerek, davanın reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/925 E., 2023/1281 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Serik Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2020/8 E., 2021/19 K.

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece (Alanya 5. Asliye Hukuk) Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup, bu kez davacı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Antalya ili Serik ilçesi Büğüş Mahallesi çalışma alanında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) Geçici 8 inci maddesi uyarınca yapılan kadastro çalışmalarında, 107 ada 56 parsel sayılı 3.301,21 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tarla vasfıyla Hazine adına tespit edilmiş ve kadastro tutanağının edinme sebebi sütununda, " taşınmazın 2005 yılından beri ...'in malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduğu, ancak kazandırıcı zilyetlik süresinin dolmamış olması nedeniyle Hazine adına yazıldığı " ifadelerine yer verilmiştir.

Davacı ... dava dilekçesinde; Antalya ili Serik ilçesi Büğüş Mahallesi 107 ada 56 parsel sayılı taşınmazın 1.951,87 m2’lik kısmının kendisinin, 533,67 m2’lik kısmının ise davalının zilyetliğinde bulunduğunu ileri sürerek, taşınmazın adına tespiti talep etmiştir.

Davalılar cevaplarında; davanın reddini savunmuşlardır.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; " dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanun'un geçici 8 inci maddesi uyarınca mülkiyetin belirlenmesine ilişkin olarak kadastro tespitinin yapıldığı, bu durumda edinme sebebi bölümünde veya beyanlar hanesinde fiili kullanıcılar yönünden bir şerh verilmesine yasal olanak bulunmadığı, Maliye Hazinesine karşı mülkiyet veya muhdesat iddiasında bulunulmadığı, dava konusu taşınmazın kullanım kadastrosuna konu olmadığından edinme sebebi bölümünde veya beyanlar hanesinde zilyetlik şerhinin gösterilmesinde hukuki yarar bulunmadığı " gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hükmün, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki gerekçeye, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Davacıdan alınan 427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.