"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Davanın reddine
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonunda Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Kahramanmaraş Kadastro Mahkemesinin 06.06.2014 tarihli ve 2013/4 Esas, 2014/38 Karar ... kararı ile; "davacının davasının reddine, 4862 ada 137 parsel ... taşınmazın 22-A sınırlandırılmasında tespit edilen sınırlar ile malik aynı kalmak şartıyla tespit ve tesciline" karar verilmiş, davacı Hazine vekilinin temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 02/03/2016 tarihli ve 2016/1876 Esas, 2016/2642 Karar ... kararıyla; en az 6-7 adet Orman sınır noktasının gösterilmesi suretiyle oluşturulacak denetime elverişli bilirkişi raporu alınması gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 29.01.2021 tarihli ve 2020/8648 Esas, 2021/466 Karar ... kararıyla "Mahkemece, 6292 ... Kanunun 11. maddesinin 10. fıkrası gereğince yapılan çalışmaların kadastro tespiti niteliğinde olmayıp, sadece orman haritalarında düzeltmeyi gerektiren tutanak, pafta ve zemin uyumsuzluğunun tespiti hâlinde yapılan düzeltme işlemi olması nedeniyle arazi kadastro sınırlarının bu yasa hükümleri gereğince değiştirilemeyeceği gözetilerek, bu çalışmaya göre yapılan tespit gibi tescil hükmü kurulmadan davanın reddine karar verilmesi; söz konusu çalışma ile dava konusu taşınmazın kapsamında gösterilen ve kadastral parsel sınırı dışında kaldığı anlaşılan kısım bakımından ise Hazinenin talebinin mülkiyete ilişkin olması nedeniyle Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yapılan düzeltme gibi tescile karar verilmesi isabetsiz olup, davacı Hazinenin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün bozulmasına" karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; "Davaya konu 3.174,87 m2 olan dava konusu 4862 ada 137 parsel ... taşınmazda, 938,69 m2'lik artışına ilişkin; dava konusu parsel ile komşu parseller arasında boşluk (kadastro harici yer) bulunmadığı, dolayısı ile dava konusu edilen 938,69 m2 lik kısmın dava konusu 4862 ada 137 parselin sınırları içerisinde kaldığı, bu farkın ayrı bir parsel değil 4862 ada 137 parselin sınırları içerisinde olduğu, dolayısıyla parselin sınırlarında aslında herhangi bir değişiklik olmadığı kanaatine varılmakla; davacının davasının reddine" karar verilmiştir.
Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu yerin yüz ölçümünde yapılan artışın orman arazisi niteliğinde olup Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu, karara esas alınan bilirkişi raporlarının hükme elverişli olmadığını, belirterek hükmün bozulmasını istemiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 ... Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 ... Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,
Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
1086 ... Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
04.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.