"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/719 E., 2023/2973 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Şile 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/213 E., 2020/55 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali, tescil ve müdahalenin önlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı Hazine vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulüne yönelik yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı Hazine vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine vekili, dava konusu İstanbul ili Şile ilçesi ... Mahallesi 134 ada 10 ve 153 ada 4 parsel sayılı taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, ayrıca imar-ihya ve zilyetlikle kazanım şartlarının da gerçekleşmediğini belirterek, dava konusu taşınmazların tapu kaydının iptali ile belirlenecek niteliği ile Hazine adına tesciline ve vaki müdahalenin menine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince; "dava konusu 153 ada 4 parsel taşınmazın 1940 tarihli hava fotoğrafında tamamen 1960 tarihli hava fotoğrafında ise kısmen ağaçlık alanda kaldığı, mahalli ve tespit bilirkişilerinin beyanlarından sabit olduğu üzere davalının taşınmazda hiçbir zaman fiili kullanımının olmadığı, dava konusu taşınmazın 29.07.1980 tarihli nazım imar planı kapsamında bulunduğu ve taşınmazın nazım imar planına alındığı tarihe kadar geçen zilyetlik süresinin de Medeni Kanunun 713. maddesi uyarınca aranan 20 yıla ulaşmadığı, dava konusu 134 ada 10 parselin ise eski tarım arazisi olduğu, 1990'lı yıllara kadar tarım yapıldığı, dava konu taşınmazların 1972 tarihinde kesinleşen arazi kadastrosunda tapulama haricinde bırakıldıkları, tapulamadan sonraki zilyetliğe taşınmazın imar planına alındığı tarihe kadar değer verilebileceği, dava konusu taşınmazın 29.07.1980 tarihli nazım imar planı kapsamında bulunduğu ve taşınmazın nazım imar planına alındığı tarihe kadar geçen zilyetlik süresinin de Medeni Kanunun 713. maddesi uyarınca aranan 20 yıla ulaşmadığı, bu hali ile 1980 tarihli imar planına alınan taşınmazın 3402 sayılı Yasanın 17/2. Md. Uyarınca H.G.K. 25.04.2001 gün 2001/20-390-396 sayılı kararı uyarınca imar ihya yoluyla zilyetlikle kazanılamayacağından, davanın kabulü ile; İstanbul İli, Şile İlçesi, ... mah. 134 ada, 10 parsel ve 153 ada,4 parsel sayılı taşınmazların davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile kadastro tespitindeki diğer kayıt ve vasıflarla davacı Hazine adına tesciline, davalıların taşınmazlara vaki müdahalesinin men'ine" karar verilmiş olup; hüküm, davacı Hazine vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiş ve Bölge Adliye Mahkemesince; "dava konusu taşınmazın açıklık görünümünde olduğu ve otsu bitkilerle kaplı olduğu uzun süredir tarımsal üretimde kullanılmadığı, imar ihyanın tamamlanmadığı, taşınmazın 29/07/1980 tarihli İstanbul Metropoliten nazım imar planı kapsamında kaldığı,taşınmaz üzerinde 3402 sayılı yasanın 14. ve 17. maddeleri uyarınca zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla, taşınmazın tapusunun iptali ile Hazine adına tesciline yönelik ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı ancak dava konusu taşınmaz tapuda davalı adına kayıtlı olup, davalının taşınmazdaki kullanımı mülkiyet hakkına dayandığından mahkemece verilen müdahalenin men'i kararı da hatalıdır. Hazine vekilinin istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle bağlı kalınarak yapılan incelemede, dava konusu taşınmazın 1940 tarihinden kadastro tespit tarihine kadar açık arazi görünümünde olduğu, üzerinde orman ağaçlarının bulunmadığı, dosyaya sunulan bilirkişi raporuna göre taşınmazın orman niteliğinde bulunmadığı belirlendiğinden" davacı ... vekilinin istinaf başvurusunun reddine; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden esasıyla ilgili olarak; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, dava konusu İstanbul İli, Şile İçesi, ... Mahallesi 134 ada 10 ve 153 ada 3 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı Hazine adına tapudaki niteliği ile tesciline, davalının kullanımı tapu kaydına dayandığından davacının Müdahalenin Men'ine yönelik talebinin reddine karar verilmiş olup; hüküm, davacı Hazine vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali, tescil ve müdahalenin önlenmesi istemlerine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 21.02.1991 tarihinde ilan edilen orman kadastrosu ve 2/b uygulaması, 1972-1973 yıllarında yapılan arazi kadastrosu ve 2017 yılında 3402 sayılı Kanunun Geçici 8. maddesi kapsamında yapılan kadastro çalışması mevcuttur.
3402 sayılı Kanunun geçici 8. maddesi kapsamında yapılan çalışmada dava konusu İstanbul ili Şile ilçesi ... mahallesi 134 ada 10 parsel ve 153 ada 4 parsel sayılı taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak, sırasıyla 1.433,40 m² ve 1.235,7 m² yüzölçümü, tarla niteliği ile davalı adına tespit ve sonrasında tescil edilmiştir.
1.Davalı vekilinin tüm ve davacı Hazine vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının incelenmesinde; Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı vekilinin ve davacı Hazine vekilinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
2.Davacı Hazine vekilinin dava konusu taşınmazın parsel numarasına yönelik temyiz itirazlarına gelince; somut olayda dava konusu taşınmaz "153 ada 4 parsel" olduğu halde, "153 ada 3 parsel" e yönelik hüküm kurulması isabetsiz ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğince temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm ve davacı Hazine vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (B-2) nolu bendinde geçen "153 ada 3 parsel" ifadesinin hüküm yerinden çıkartılmasına ve yerine "153 ada 4 parsel" ifadesinin yazılmasına ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının DÜZELTİLMİŞ BU HALİYLE ONANMASINA,
3402 sayılı Kanun'un 36/A maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.02.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.