"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında yapılan yargılama sonunda Mut 1. Asliye Hukuk Mahkemesi kararıyla davanın reddine karar verilmiş olup, Mahkeme hükmüne karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, bu kez davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
101 ada 1104 parsel sayılı, 14.598,00 m2 alanlı, tarla vasıflı taşınmaz 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanunu (6292 sayılı Kanun) gereği yapılan satış işlemi sonucunda 1/4’er hisse ile 22.12.2017 tarihinde davacılar ve davalılara satılarak devredilmiştir.
Davacılar vekili dava dilekçesinde; taraflar arasındaki taksim anlaşması gereğince 101 ada 1104 parsel sayılı taşınmazın tamamı davacılara ait olmasına rağmen 1/4'er hissesinin davalılara satıldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın davalılar adına kayıtlı tapusunun iptali ile davacılar adına eşit hisse ile tapuya kayıt ve tesciline, taşınmazın beyanlar hanesine davacılar lehine kullanıcı şerhi verilmesine karar verilmesini istemiş, davalılar vekili davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, çekişmeli taşınmazın fiili kullanıcısının kullanım kadastrosunun yapıldığı tarihte eldeki davanın tarafları olarak belirlendiği, Hazinenin de taşınmazı fiili kullanıcı olarak tespit edilen taraflara 1/4 er hisse olarak sattığı, davacıların satış işleminden önce açılmış bir davasının bulunmadığı, kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmazların Hazinenin mülkiyetinden çıkıp üçüncü şahıs adına tapuya tescil edildikten sonra tapu iptaline yönelik davanın dinlenme olanağı bulunmadığı ve davalılara ait tapu kaydının idarece yapılan satış işlemi neticesinde oluştuğundan dayanak satış işlemi iptal edilmedikçe tapu kaydının iptali ve tescil istemli dava açılamayacağı gibi yeni maliklere karşı zilyetlik iddiası ileri sürülemeyeceği, dava konusu taşınmaz satılarak mülkiyeti Hazine uhdesinden çıktığından satın alan gerçek kişiye ait tapu kaydına zilyetlik şerhi verilmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle açılan davada hukuki yararının bulunmamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacılar vekilinin istinaf isteği Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 6292 sayılı Kanun kapsamında satışı yapılan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescili isteğine ilişkindir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki gerekçeye, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
269,85 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 157,75 TL'nin temyiz eden davacılardan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.