"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
2021 yılında 3402 Sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 Sayılı Kanun) geçici 8 inci maddesi gereğince kadastro tespit çalışması sırasında Muğla ili Milas ilçesi ... Mahallesinde bulunan dava konusu 528 ada 3 parsel, 8.301,96 m² yüzölçümü ve tarla niteliği ile belgesizden Hazine adına tespit edilmiş, taşınmaza ait kadastro tespit tutanağının beyanlar hanesinde üzerindeki zeytin ağaçlarının ... kızı ... ...'ya ait olduğu yönünde şerh tesis edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde; taşınmazın evvelinde müvekkilinin babasının kullanımında iken 1990 yılında satışla müvekkiline devrettiği iddiası ile müvekkili adına tescil isteminde bulunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda keşifte dinlenen yöreyi iyi bilen, yaşlı, tarafsız mahalli bilirkişi ile bir kısım tanık beyanlarının birbirleriyle uyumlu olduğu, ilk tesis kadastrosunun yapıldığı 1965 yılında hiçbir belirtme yapılmaksızın tescil harici bırakıldığı, dava konusu parseller ile tapulu 402 parselle bir bütün halinde davacının babası muris ... ... tarafından kullanıldığı, hayattayken kızına sattığı, taşınmazın imar ihyasının 1940-1950 yıllarında başlandığı 1990'lı yılların ikinci yarısında tamamlandığı, etrafında 40-50 yıllık taş duvar olduğu, eğim, toprak yapısı ve bitki deseni yönlerinden komşu taşınmazlarla karşılaştırıldığında benzer özellikler gösterdiği, davacının ekonomik amaca uygun iktisap sağlayıcı nitelikte ve de yasada öngörülen süreye ilişkin zilyetlikten söz etme olanağının bulunduğu, davacı yararına 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 Sayılı Kanun) 713/1 inci ile 3402 sayılı Kanun'un 14 ve 17 nci maddelerinde belirtilen mülkiyeti kazanım koşullarının oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulü ile Muğla ili Milas ilçesi ... Mahallesi ... Mevkii 528 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın 8.301,96 m2 yüzölçümü ile tarla vasfı ile davacı ... ... adına tespiti ile tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; davalı Hazine vekilinin istinaf istemi Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedilmiş; davalı vekilince bu kez temyiz isteminde bulunulmuştur.
Somut olayda Mahkemece her ne kadar davacının ekonomik amaca uygun iktisap sağlayıcı nitelikte ve de yasada öngörülen süreye ilişkin zilyetlikten söz etme olanağının bulunduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de bu sonuca varmak için yeterli inceleme ve araştırma yapıldığı söylenemez. Şöyle ki; taşınmazın sınırında 528 ada 3 parsel numaralı mera parseli bulunmasına rağmen dava konusu taşınmazın meradan açılmak sureti ile kazanılıp kazanılmadığı belirlenmemiş, bu yöne ilişkin komşu köy mahalli bilirkişilerinin beyanları alınmadığı gibi dosya içerisindeki bilirkişi kurulu raporunda da taşınmazın meradan ne şekilde ayrıldığı hususu da yeterince açıklığa kavuşturulmamıştır. Bundan ayrı olarak; bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın mera haritası dışında bulunduğu belirtilmiş ise de; temyiz incelemesi esnasında Dairece yapılan incelemede, mera haritası ile dava konusu taşınmazın doğru çakıştırılmadığı, taşınmaza ait 127, 128, 131 ve 134 nolu poligon noktalarının mera haritası içerisinde kaldığı görülmüştür.
Hal böyle olunca Mahkemece yapılması gereken; tespit tarihinden 15-20-25 yıl (ayrıca taşınmazın kullanımsız olarak tespit harici bırakıldığı 1965 yılı öncesi) öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, taşınmazın bulunduğu köy ile komşu köylerden yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, tespit bilirkişileri, taraf tanıkları ile teknik bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi ve 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulunun katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların geçmişte ne durumda bulunduğunu, kime ait olduğunu, kimden nasıl intikal ettiğini, kim tarafından, ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığını, taşınmazların öncesinin kadim mera olup olmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli; üç kişilik ziraat mühendisleri kurulundan, çekişmeli taşınmazın çekişmeli kısımlarının tarımsal niteliğini bildirir, biçimde, toprak yapısını, eğimini, bitki deseni ve diğer yönlerden mera vasfında olup olmadıklarını, çekişmeli kısımların mera parsellerinden nasıl ayrıldığını, zirai durumunu, taşınmazın üzerindeki zeytin ağaçlarının deliceden aşı olup olmadığı, eğer deliceden aşılama ise aşı yaşlarının belirlenmesi ve üzerinde sürdürülen zilyetlik mevcut ise zilyetliğin şeklini ve süresini açıklayan, taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisine hava fotoğrafları üzerinde stereoskopik inceleme yaptırılarak, dava konusu taşınmazların önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğunu, arazinin ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığını, kullanımın hangi tarihten itibaren olduğunu, kullanım sınırlarının oluşup oluşmadığını, çekişmeli taşınmaz ile dava dışı 402 parseli çevreleyen taş duvarın hangi tarihten beri mevcut olduğunu, imar-ihyaları tamamlanmış ise hangi tarihte tamamlandığını ve üzerlerinde sürdürülen zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü belirtir şekilde rapor alınmalı ve dava konusu taşınmazların konumunu hava fotoğrafları üzerinde göstermesi istenmeli; teknik bilirkişisine, keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı rapor ve harita düzenlettirilmeli; çekişmeli bölümlerin öncesinin kadim mera olduğunun anlaşılması halinde meralar üzerinde sürdürülen zilyetliğin hukukça değer taşımayacağı düşünülmeli ve bundan sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece bu yönler gözardı edilerek, eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de; dosya arasında belediye tarafından gönderilen yazı cevabında taşınmazın 1/25.000 ölçekli nazım imar planında önemli doğa alanı içinde kısmen tarım alanı kısmen de orman alanı içinde bulunduğu bildirilmiş ise de hangi yılda imar planı kapsamına alındığı bildirilmemiş olup; Mahkemece çekişmeli taşınmazın mera olmadığı kanaatine varılır ise, imar planı tarihi belediyeden sorulmak sureti ile zilyetlikle edinme koşullarının imar planı kapsamına alındığı tarih itibari ile değerlendirmesi gerekmektedir.
S O N U Ç : Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.