"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2013/47 E., 2014/53 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince, asli müdahil Hazinenin davasının esastan, davacılar ... ve ... davasının ise husumet yokluğundan reddine, davacı ...'in davasının ise kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı, asli müdahil Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, Karataş ilçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 164 parsel sayılı 135,400.00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı ve zilyetlik nedeniyle, ... adına tespit edildikten sonra Kadastro Komisyonuna vaki itirazlar sonucunda; muterizlerden ..., ... ile ...'un vaki itirazlarının kabulüne karar verilerek, taşınmazın komisyon kararına ekli krokisi ile 50.000 metrekaresinin tapu kaydı nedeniyle 164 parsel numarasıyla, (P) harfi ile gösterilen bölümün ise vergi kaydı nedeniyle ayrı bir parsel nosu verilmek üzere ... adına; (L) harfi ile gösterilen 12.200 metrekarelik bölümünün ayrı bir tapu kaydı nedeniyle ... adına; (M) harfi ile gösterilen 9.400 metrekarelik bölümünün ayrı bir tapu kaydı nedeniyle eşit paylarla ... ve ... adına ve (N) harfi harfi ile gösterilen 9.400 metrekarelik bölümünün ise ayrı bir tapu kaydı nedeniyle ... adına tespitine karar verilmiştir.
Davacı ... dava dilekçesinde; tapu kaydı, vergi kaydı ve zilyetliğe dayanarak, Karataş ilçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 164 parsel sayılı taşınmaz hakkında verilen komisyon kararının iptali ile taşınmazın tespitte olduğu gibi müstakilen kendi adına tescilini talep etmiştir.
Davacı ... ve arkadaşları dava dilekçelerinde; tapu kayıtlarına dayanarak, komisyon kararı ile kendilerine dayanakları kayıt miktarından daha az yer verildiğini ileri sürerek, tevzi miktarları esas alınarak adlarına tescilini talep etmişlerdir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sırasında dava dosyaları birleştirilmiş ve müdahil Hazine, çekişmeli 164 parsel sayılı taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu iddia ederek, komisyonca yapılan tespitin iptali ile taşınmazın adına tescili talebiyle davaya katılmıştır.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; müdahil davacı Hazinenin sübut bulmayan davasının reddine; birleşen dosya davacıları ... ve ...'un davalarının husumet yokluğu nedeniyle reddine; davacı ...'in davasının ise kabulü ile çekişmeli 164 parsel sayılı taşınmazın 25.03.1981 tarihli komisyon kararının iptaline ve tespit gibi 164 parsel numarasıyla ve 135.400 m2 yüzölçümlü olarak davacı ... mirasçıları adına hükümde gösterilen paylarla tesciline karar verilmiş; hüküm, asli müdahil davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı Hazine vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Ancak; İlk Derece Mahkemesince, dava konusu taşınmazın tespit gibi 164 parsel numarasıyla ve 135,400,00 metrekare yüzölçümlü olarak ... hükümde gösterilen mirasçıları adına miras payları oranında tesciline karar verilmiştir.
Ne var ki, İlk Derece Mahkemesince iptaline karar verilen ve anılan taşınmaza ilişkin olan kadastro komisyonunun 25.03.1981 tarihli kararı ve eki olan kroki bir bütün olarak incelendiğinde, taşınmazın 50.000 metrekaresinin tapu kaydı nedeniyle yine 164 parsel numarası altında tespit edildiği; bakiye bölümlerinin ise P = 49,900 metrekare yüzölçümlü; L = 12.200 metrekare yüzölçümlü, M = 9,400 metrekare yüzölçümlü; N = 9,400 metrekare yüzölçümlü olarak ayrı parsel numaraları verilmek suretiyle tespitine karar verildiği ve kadastro komisyonunca belirlenen bu bölümlerin yüzölçüm miktarlarının toplamının (164 parsel = 50.000; P = 49.900; L = 12.200; M = 9.400 ve N = 9,400) 130.900 metrekare olduğu görülmekte olup, ilk tespitteki yüz ölçümü miktarı ile kadastro komisyonunun tespitindeki yüz ölçümü miktarı arasındaki farkın hangi nedenden kaynaklandığı, gerek komisyon kararından ve gerekse dosya arasına alınan teknik bilirkişi raporundan anlaşılamadığından bu husus usulünce denetlenemediği gibi, komisyon kararı ile lehine (M) bölümü yönünden lehine tescil kararı verilen ... (ölüm:1987) mirasçılarından 26.07.2013 tarihinde ölen ...'nin mirasçılarının da gerekçeli kararda taraf olmadıkları, yargılama sırasında da davadan haberdar edildiklerine dair tebligat parçalarına da dosya kapsamında yapılan incelemede rastlanmadığı anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca; İlk Derece Mahkemesince öncelikle, komisyon kararı tespit maliklerinden ...'nin mirasçılarından 26.07.2013 tarihinde ölen ... mirasçıları davaya dahil edilerek yöntemince taraf teşkili sağlanmalı; bundan sonra kadastro tespit miktarı olan 135,400,00 metrekare ile komisyon ifraz ve tespit miktarı olan (ki toplamı yukarıda ayrıntısı ile açıklandığı üzere 130,900 m2'dir) 130,900,00 metrekare arasındaki farkın nedeni üzerinde durulmalı ve bundan sonra 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 1 inci maddesi uyarınca infaz sırasında tereddüt yaratmayacak tarzda açık, anlaşılır ve infaza elverişli bir hüküm kurulmalıdır.
İlk Derece Mahkemesince, bu hususlar gözetilmeksizin, yöntemince taraf teşkili sağlanmadan, işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğundan, asli müdahil Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan sebeplerle, asli müdahil Hazine vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE;
Asli müdahil Hazine vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,
Taraflarca 1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
29.02.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.