"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki uygulama kadastrosu davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Samsun ili Çarşamba ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu sonucunda, temyize konu tapuda davacı ... ve müştereği adına kayıtlı bulunan eski 411 parsel sayılı 19170 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 511 ada 37 parsel numarasıyla 17782,07 metrekare yüzölçümlü olarak; tapuda davalı ... ve müşterekleri adına kayıtlı bulunan eski 63 parsel sayılı 15100 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 511 ada 39 parsel numarasıyla 15924,47 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.
Davacı ... vekili dava dilekçesinde; uygulama kadastrosu sırasında müvekkili olan davacıya ait 511 ada 37 parsel sayılı taşınmazın yözülçümünün azaldığını ve bu azalmanın temyize konu 511 ada 39 ve temyize konu olmayan 511 ada 38 parsel sayılı taşınmazlardan kaynaklandığını ileri sürerek dava açmıştır.
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "Bilirkişi raporunda; davacıya ait taşınmaz ile komşu 511 ada 39 parsel sayılı taşınmaz arasındaki sınırın mevzuat hükümlerine uygun olarak 22a çalışmalarında tespit edildiği, 511 ada 38 parsel ile olan sınırında ise raporda belirtilen kısım kadarıyla çalışmanın yanlış yapıldığının belirtildiği, keşif anında alınan beyanlarla, teknik ve bilimsel verilere dayalı bilirkişi raporu gözününe alındığında, yapılan uygulama kadastrosu çalışmasının 511 ada 38 parsel yönünden hatalı, 511 ada 39 parsel yönünden ise doğru yapıldığı" gerekçesiyle davanın kısmen kabul, kısmen reddine, temyize konu 511 ada 39 parsel sayılı taşınmazın uygulama tespiti gibi tesciline, 511 ada 37 ve temyize konu edilmeyen 511 ada 38 parsel sayılı taşınmazların uygulama kadastro tespitlerinin iptali ile 02.12.2022 havale tarihli bilirkişi raporunda (A) harfi ile belirtilen 67,54 metrekarelik kısmın 511 ada 38 parselden ifrazı ile 511 ada 37 parsele eklenmesine, 511 ada 37 parsel sayılı taşınmazın 17.849,61 metrekare yüzölçümü ile, 511 ada 38 parsel sayılı taşınmazın 8.880,90 metrekare yüzölçümü ile önceki vasfı ile tapu malikleri adına tapuya tesciline karar verilmiş; davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "İstinaf talebinin davanın red edilen 511 ada 39 parsel yönünden verilen hüküm yönü ile olmasına göre yapılan değerlendirmede, mahkemece getirtilen belgeler ve sonrasında yapılan keşif ve uygulama sonucunda alınan harita bilirkişi heyet raporuna göre çekişmeli taşınmazların tespit tarihine en yakın tarihli hava fotoğrafında dava konusu parselin kuzey sınırında çevrili kavak ağaçları ile çevrili olan sınır ve çalışmalarda sabit sınır olarak alınan sınırların hava fotoğrafı ile ölçüldüğünün rapor edilmesine göre, çekişmeli 511 ada 37 parsel ile 511 ada 39 parsel arasına tespit tarihine en yakın tarihli hava fotoğrafında kavak ağaçlarının sabit sınır alınması gerektiğinin anlaşılmasına göre mahkemece davanın kısmen reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı" gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve işbu karar, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı ... vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
Davacı tarafından yatıralan 427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.