"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki uygulama kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu sırasında, Samsun ili ... ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında ve tapuda davacı ... adına kayıtlı bulunan eski 181 parsel sayılı 3.065,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 122 ada 4 parsel numarasıyla ve 2.618,79 metrekare yüzölçümlü olarak; ... adına tapuda kayıtlı bulunan eski 250 parsel sayılı 4.290,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 122 ada 2 parsel numarasıyla ve 4.339,40 metrekare yüzölçümlü olarak; ... ve arkadaşları adına kayıtlı bulunan eski 180 parsel sayılı 8.034,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 122 ada 3 parsel numarasıyla ve 8.595,72 metrekare yüzölçümlü olarak; ... ve arkadaşları adına kayıtlı bulunan eski 323 parsel sayılı 553,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 122 ada 5 parsel numarasıyla ve 589,23 metrekare yüzölçümlü olarak; ... adına kayıtlı bulunan eski 182 parsel sayılı 1.775,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise 122 ada 6 parsel numarasıyla ve 1.996,64 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.
İtirazı kadastro komisyonunca reddedilen davacı ... dava dilekçesinde; uygulama kadastrosu sırasında adına kayıtlı taşınmazın yüzölçümünün eksildiğini ileri sürerek, dava açmıştır.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; uygulama kadastrosunda idarenin kusurunun bulunmadığını belirterek, davanın husumet yokluğundan, aksi durumda ise esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı ...; adına kayıtlı 122 ada 6 parsel sayılı taşınmaz ile davacıya ait taşınmazın sınırlarının eskiden beri aynı olduğunu, sınır hattı boyunca sınır kabul edilen tonçların bulunduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı ...; adına kayıtlı 122 ada 3 parsel sayılı taşınmaz ile oğlu olan davacı adına kayıtlı taşınmaz arasında yükselti ve taşlar bulunduğunu, sınırın belirgin olduğunu ve hiç değişmediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "dava konusu edilen taşınmazların tesis kadastrosuna en yakın 1972 tarihli hava fotoğrafında sınırlarının net olarak gözüktüğü, keşif esnasında 22/a uygulaması sonrasında yapılan sınır tespitlerinin hem mevcut durum hem de hava fotoğrafıyla uyumlu olduğu, dava konusu taşınmazların sınır hatlarında doğal yollardan oluşmuş yükseltilerin bulunduğu ve taşınmazların birbirinden keskin ve net bir şekilde ayrıştığı, keşifte dinlenen tanık ve davalının beyanlarının 22/a uygulaması sonrası yapılan tespit ve mevcut taşınmazların durumunu yansıttığı, davacının beyanlarının ise hem hava fotoğrafı hem de taşınmazların mevcut sınırlarıyla uyum göstermediği, 22/a uygulamasında taşınmazların sınırlarının sabit sınır olarak alındığı, sabit sınırın zeminde mevcut olduğu, uygulama kadastrosunda herhangi bir hatanın bulunmadığı" gerekçesiyle davanın reddine, çekişmeli 122 ada 2, 3, 4, 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tapuya tescillerine karar verilmiş; hükmün, davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; "dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, mahkemece yapılan keşif ve uygulama sonucunda alınan harita bilirkişi heyet raporları ile tesis kadastrosu öncesinde ve buna en yakın 1972 tarihli hava fotoğraflarında davacıya ait taşınmazın, dava konusu 122 ada 5 parsel sayılı taşınmaz dışındaki diğer parseller arasında olan ve uygulama kadastrosunda sabit sınır olarak alınan sınırların net olarak görülmesine, keşif esnasında davacınını gösterdiği ve zeminde ölçülen sınırların 22/a uygulamasında uyulmasına, ... Mahallesi merası ile olan sınırın davacının parselinin dışında kalan eski 323 yeni 122 ada 5 parsel olmasına, davacının kendi taşınmazı kapsamında olduğunu iddia ettiği eski 323, yeni 122 ada 5 parselin tesis kadastrosunda da zaten kendi sınırları dışında kaldığının belirlenmesine, şu haliyle uygulama kadastrosunda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığının bilirkişi raporlarından anlaşılmasına göre, mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı" belirtilerek, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve Kanuna uygun olup davacının temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
S O N U Ç : Yukarda açıklanan nedenlerle;
Temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
Davacıdan alınan 427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.