Logo

8. Hukuk Dairesi2024/1748 E. 2024/4696 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kullanım kadastrosu sonucu Hazine adına tescil edilen ve sonradan davalıya satılan taşınmazın bir kısmı üzerinde davacının zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil talebinin kabul edilip edilemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Hazineye ait taşınmazın davalıya 6292 sayılı Kanun uyarınca satışı, davanın açıldığı tarihten önce gerçekleştiğinden, tapu iptali ve tescil davasının dinlenmesinin mümkün olmadığı gözetilerek, 101 ada 1289 parsel sayılı taşınmaz bakımından mahkeme kararının bozulmasına, 101 ada 959 parsel sayılı taşınmaza ilişkin kısmın ise onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Davanın kabulüne

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında Osmaniye ili Kadirli ilçesi ... köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 959 parsel sayılı 70,69 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz zilyetliğe dayalı olarak ... adına tespit edilmiştir.

Kullanım kadastrosu sırasında; aynı yer çalışma alanında bulunan 101 ada 1289 parsel sayılı 150,66 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz beyanlar hanesine 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve ...'nin kullanımında olduğu şerhi verilerek tarla niteliği ile Hazine adına tespit edilmiş, taşınmaz 07.05.2013 tarihinde kullanıcısına 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun (6292 sayılı Kanun) gereğince satılmıştır.

Davacı Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği dilekçe ile, çekişmeli 101 ada 959 parsel sayılı taşınmazın yaklaşık 25 metrekarelik, 101 ada 1289 parsel sayılı taşınmazın yaklaşık 15 metrekarelik kısımlarının uzun süreden beri zilyedi olduğunu öne sürerek tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır.

Mahkemece yapılan yargılama sonunda; “fen bilirkişi raporunda (A), (B), (C), (D) ve (E) harfleri ile belirtilen kısımların dava ve kadastro tarihinden önce en az 25-30 yıldır nizasız-fasılasız davacının zilyetliğinde olduğu, bu hususun keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ile de sabit olduğu, davalının ise nizalı kısımlarda her hangi bir zilyetliğinin bulunmadığı, nizalı taşınmaz kısımlarının zilyedi olan davacı adına tespit ve tescil edilmesi gerekirken sehven davalı adına tescil edildiğinin anlaşıldığı” gerekçesiyle davanın kabulü ile çekişmeli 101 ada 1289 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile belirtilen 4,52 m2'lik kısmı ile (D) harfleri ile belirtilen 1,09 m2'lik kısmı olmak üzere toplam (B+D) 5,61 m2'lik kısmının davalı adına olan tapu kaydının iptali ile iş bu taşınmaz kısmının (B+D birlikte) aynı adanın son parsel numarası verilmek suretiyle arsa vasfıyla davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, çekişmeli 101 ada 959 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile belirtilen 2,40 m2'lik kısmı, (E) harfi ile belirtilen 0,85 m2'lik kısmı ve (C) harfleri ile belirtilen 17,41 m2'lik kısmı olmak üzere toplam (A+E+C) 20,66 m2'lik kısmının davalı adına olan tapu kaydının iptali ile iş bu taşınmaz kısmının (A+E+C birlikte )aynı adanın son parsel numarası verilmek suretiyle arsa vasfıyla davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1. Davalı vekilinin 959 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazları bakımından; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi kararında belirtilen gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiş ve bu taşınmaz yönünden verilen hükmün onanmasına karar verilmiştir.

2.Davalı vekilinin 1289 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarına gelince; bilindiği üzere, kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmazın/ taşınmazların Hazinenin mülkiyetinden çıkıp 3. şahıs/şahıslar adına tescil edilmelerine esas olan Hazinenin satış işlemi 6292 sayılı Kanuna dayanan idari işlem niteliğinde olup, bu satış işlemi ortadan kaldırılmadıkça, başka bir ifade ile idari işlem niteliğindeki Hazinenin satışı idarece geri alınmadıkça ya da idari yargıda iptal edilmedikçe 3. kişi adına oluşan tapu kaydının yolsuz tescil olarak nitelendirilmesi hukuken mümkün değildir.

Yine kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmazın/taşınmazların beyanlar hanesindeki şerhe yönelik davanın dinlenebilmesi için de davanın, 6292 sayılı Kanun uyarınca taşınmazın satış işleminden önceki bir tarihte açılması gerekir.

Dolayısıyla, kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmazın/taşınmazların Hazinenin mülkiyetinden çıkıp, 3. şahıs/şahıslar adına tescilinden sonra tapu iptali ve tescil isteğine yönelik davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır.

Bu açıklamalar doğrultusunda, davalı ... ’ye 6292 sayılı Kanun uyarınca tapuda dava tarihi olan 19.09.2013 tarihinden önce satış yapıldığından tapu iptali ve tescil isteğine yönelik davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır. Mahkemece anılan gerekçe ile çekişmeli 1289 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ : Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 101 ada 959 parsel sayılı taşınmaz bakımından ONANMASINA,

2. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 101 ada 1289 parsel sayılı taşınmaz bakımından 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,

Peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine,

1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

10.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.