"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/734 E., 2023/1492 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sındırgı Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/219 E., 2021/305 K.
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartları ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı 22.08.2019 tarihli dava dilekçesi ile; ... Mahallesi sınırları dahilinde yapılan kullanım kadastrosu çalışmaları esnasında, dava dilekçesinde sınırları bildirilen ve zilyetliğinde bulunan yaklaşık 4.500 m2'lik alanın ölçümünün yapılmadığını, dava konusu taşınmazın 2/B uygulaması ile orman sınırları dışarısına çıkarılan alanlar içerisinde kaldığını açıklayarak, dava konusu taşınmazın orman sınırları dışında kalan yerlerden olduğunun tespiti ile Hazine adına tescilini ve lehine kullanıcı şerhi verilmesini talep etmiş, duruşma esnasında alınan beyanında ise dava konusu taşınmaz kısmının 2/B kapsamına alınarak, lehine kullanıcı şerhi verilmesini talep ettiğini beyan etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, dava konusu taşınmazın 3.491,84 m2 lik kısmının 465 ada 1 parsel numarası ile orman niteliği ile Hazine adına tescil edilen taşınmaz içerisinde kaldığı ve 2/B uygulamasına tabi tutulmadığı, 2/B çalışması yapılmayan ve halen orman sayılan yerle ilgili zilyetlik şerhi talep edilmesinde hukuki yararın mevcut olmadığı, geri kalan 477,62 m2 lik taşınmaz kısmının ise 465 ada 1 parsele bitişik halde ancak dere-yol olarak tespit harici bırakılan yerlerden olduğu, davacının bu kısma ilişkin kendi adına tescil talebinin bulunmadığı, tescil talebi olmayan, tapu kaydı bulunmayan, davacının imar-ihya eylemine konu olmayan, Devletin hüküm tasarrufu altındaki kısım ile ilgili beyanlar hanesine zilyetlik şerhi isteminde de hukuki yararın mevcut olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, orman tahdidi içinde bulunan taşınmazların, hangi nedenle olursa olsun orman sınırları dışına çıkartılması isteğiyle orman idaresini zorlayıcı nitelikte davanın dinlenme olanağının bulunmadığı, orman kadastrosu yapma ve orman rejimi dışına çıkarma yetkisinin orman kadastro komisyonlarına ait olduğu, kaldı ki öncesi Devlet Ormanı olan bir yerin 2/B uygulaması ile ancak Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılabileceği, buna göre davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup, bu kez davacı tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.
Dava, 6831 sayılı Orman Kanunu (6831 sayılı Kanun) 2/b maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarma ve zilyetlik şerhi verilmesi talebine ilişkindir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacının temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.