Logo

8. Hukuk Dairesi2024/1797 E. 2024/2753 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kesinleşmiş bir kadastro tespitine itiraz davası hükmünün tavzih edilip edilemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Kesinleşmiş hükmün, hükümde belirtilmeyen parselleri de kapsadığı iddiasıyla yapılan tavzih talebinin, hükümde açık bir hata veya eksiklik bulunmadığı, ayrıca hükümde yer almayan tarafların haklarının etkileneceği gözetilerek reddine karar verilmiş, yerel mahkeme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 1989/12 E., 1990/129 K.

KARAR : Tavzih İsteğinin Reddi

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasında verilen ve kesinleştirilen hükmün tavzih edilmesinin istenilmesi üzerine İlk Derece Mahkemesinin 14.12.2023 tarihli ek kararıyla, tavzih talebinin reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince verilen ek karar, tavzih isteyen ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Kadastro sırasında, Edirne ili Enez ilçesi Çavuşköy Köyü çalışma alanında bulunan 486, 487 ve 488 parsel sayılı sırasıyla 13.400,00; 2.800,00 ve 3.850,00 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazlar, tapu kaydı, irsen intikal, taksim ve ifraz nedeni ile 486 parsel sayılı taşınmaz ... adına; 487 parsel sayılı taşınmaz ... adına ve 488 parsel sayılı taşınmaz ise 3/6 payı ..., 1/6 payı ... ve 2/6 payı ise ... adlarına tespit edilmiş ve ... ile ... ve ...'ın itirazları Kadastro Komisyonu'nun 23.12.1988 tarihli kararı ile reddedilmiş ve hükmün kesinleştirerek taşınmazlar sözü edilen kişiler adına tescil edildikten sonra 486 parsel sayılı taşınmaz intikal nedeni ile 03.11.2014 tarihinde ... ve müşterekleri adına, bilahare ise satın alma nedeni ile 24.07.2018 tarihinde ... ve 07.01.2020 tarihinde ise ... adına; 487 parsel sayılı taşınmaz satın alma nedeni ile 09.09.2020 tarihinde ... adına ve 488 parsel sayılı taşınmaz ise 23.05.2022 tarihinde ... payı, ... ve ...'a intikal edip, 22.08.2022 tarihinde ise satın alma nedeni ile ... adına tescil edilmiştir.

2. Davacılar ..., ... Şırlan ve ... dava dilekçelerinde; evveliyatında bütün halde iken taraflar arasında yapılan rızai taksim neticesinde üç parçaya ayrılan ve 486, 487 ve 488 parsel numarası ile tespit edilen taşınmazların 8 dönümlük kısmının ...; 5 - 6 dönümlük kısmının ..., 6 - 7 dönümlük kısmının 5/6 payının ..., 1/6 payının ... ve 2 dönümlük kısmının ise ... Şırlan adına tespit edilmesi gerektiği halde rızai taksime ve fiili duruma aykırı olarak tespit edildiklerini ileri sürerek taşınmazların kadastro tespitinin iptali ile rızai taksime ve fiili duruma uygun olarak tapuya kayıt ve tescilini istemişlerdir.

3. İlk Derece Mahkemesinin 04.12.1990 tarih ve 1989/12 Esas, 1990/129 Karar sayılı kararı ile, davanın kabulüne, 486, 487 ve 488 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitlerinin iptali ile; 02.08.1990 tarihli krokili raporda gösterilen şekli ile, 486 parsel sayılı taşınmazın 8.800,00 metrekare yüzölçümlü olarak ...; 487 parsel sayılı taşınmazın 7.400,00 metrekare yüzölçümlü olarak ... ve 488 parsel sayılı taşınmazın 13.700,00 metrekare yüzölçümlü olarak 3/6 payı ..., 1/6 payı ... ve 2/6 payı ise ... Şırlan adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş ve bu karar, 10.07.1992 tarihli olarak kesinleştirilmiştir.

4. Hükmün kesinleştirilmesinden sonra tavzih isteyen ... vekili 24.07.2023 tarihli dilekçesinde; çekişmeli 488 parsel sayılı taşınmazı ihale usulü ile satın aldıklarını, satış işleminden sonra zeminden yapılan araştırma neticesinde taşınmazın tapu kaydında yazılı miktarının zeminde mevcut olmadığının belirlendiğini, taşınmazın hükmen tesciline esas Enez Kadastro Mahkemesi'nin 1989/12 Esas, 1990/129 Karar sayılı kararının 10/07/1992 tarihinde kesinleşerek dosyanın işlem yapılmak üzere 29.09.1992 tarihinde tapu müdürlüğüne gönderildiğini, hükmün infazında tereddüt hasıl olması nedeni ile Enez Kadastro Şefliği'nden sorulması üzerine, kesinleşen mahkeme kararının dava konusu 486, 487 ve 488 parsellerle birlikte dava dışı 1035, 1036, 1037 ve 1141 parsel sayılı taşınmazları da içerdiği, kararın uygulanması gerçekleştiğinde; 1035, 1036 ve 1141 parsel sayılı taşınmazların kesinleşen kadastro paftasında mülkiyet sınırlarının ortadan kalkacağı ve taşınmazların sadece tapu kütüğünde ilgili sayfalarda kalacağı veya kütük sayfalarının tamamen kapatılacağı, mahkeme kararında bu taşınmazların iptali hakkında hüküm bulunmadığı gibi bu taşınmazların maliklerinin de taraf olarak yer almadıkları açıklanarak tavzih kararı alınarak hatalı kararın düzeltilmesi ve daha sonra kararın uygulanmasının mümkün olacağı hususunun belirtildiğini ileri sürerek hükmün tavzih yolu ile düzeltilmesini istemiştir.

II. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 14.12.2023 tarih ve 1989/12 Esas, 1990/129 Karar sayılı ek kararı ile; "...davacılardan ... ve ...'a gerekçeli kararın tebliğ edildiği ve buna ilişkin tebligat parçalarının dosyada bulunduğu, davacı ...'a çıkarılan tebligatın muhatabın yurt dışında olması sebebiyle bila ikmal iade edilmesi üzerine yurt dışına yapılan tebligatın tebliğ edildiği, davalılara çıkarılan tebligatların ise tespit edilmediği ve tebligat parçalarının da dosya arasında bulunmadığı, ayrıca mahkeme kararının dava konusu 486, 487 ve 488 parsellerle birlikte dava dışı 1035, 1036, 1037 ve 1141 parsel sayılı taşınmazları da miktar ve sınır olarak içerdiği, bilirkişi rapor içeriğinden de bu durumun anlaşıldığı, kararın uygulanması gerçekleştiğinde 1035, 1036 ve 1141 parsel sayılı taşınmazların kesinleşen mülkiyet sınırlarının ortadan kalkacağı ve taşınmazların sadece tapu kütüğünde ilgili sayfalarda kalacağı veya kütük sayfalarının tamamen kapatılacağı, mahkeme kararında bu taşınmazların iptali hakkında hüküm bulunmadığı, bu taşınmazların maliklerinin de davada taraf olarak yer almadıkları, 1035, 1036, 1037 ve 1141 parsel sayılı taşınmazların dosyada davalı olmadıkları gibi anılan parsel maliklerinin davada taraf olarak yer almadıklarından bu kişilere ait taşınmazlar yönünden ek karar ile hüküm kurulmasının söz konusu olamayacağı, mahkeme kararındaki bu hatalı kısımların tavzih, tashih veya hükmün tamamlanması şeklinde ek karar ile düzeltilmesinin mümkün bulunmadığı..." gerekçesi ile talep eden davacı ... vekilinin talebinin reddine karar verilmiştir.

III. TEMYİZ

A.Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin 14.12.2023 tarihli ek kararına karşı, tavzih isteyen ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B.Temyiz Sebepleri

Tavzih isteyen ... vekili temyiz dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesince verilen tavzih talebinin reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek ek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Talep, tavzih istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, tavzih isteminin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2.İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 Sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 Sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 305 inci maddesi,

3.Değerlendirme

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi kararında belirtilen gerekçelere, temyiz edenin sıfatına, 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen 14.12.2023 tarihli ek karar usul ve kanuna uygun olup tavzih isteyen ... vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

IV. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesinin 14.12.2023 tarihli ek kararının ONANMASINA,

427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna,

1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

24.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.