Logo

8. Hukuk Dairesi2024/1826 E. 2024/4933 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Uygulama kadastrosu sonucu taşınmazlarda meydana gelen yüzölçümü değişikliğinin tespitine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece yapılan keşif, bilirkişi incelemesi ve hava fotoğrafları gibi delillerin değerlendirilmesi sonucu, tesis kadastrosuna en yakın tarihli hava fotoğraflarında görülen sabit sınır hattına göre kadastroda ölçüm hatası yapıldığı ve davacıya ait parselin eksik, davalıya ait parselin fazla ölçüldüğü tespit edilerek, ilk derece mahkemesinin davacı lehine verdiği karar, bölge adliye mahkemesi tarafından da uygun görülerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki uygulama kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu sırasında, Ordu ili Çaybaşı ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında ve tapuda davacı ... adına kayıtlı bulunan eski 156 ada 19 parsel sayılı 4.511,81 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 735 ada 13 parsel numarasıyla önce 2.814,10 metrekare, itiraz üzerine komisyon kararıyla 2.909,88 metrekare yüzölçümlü olarak; davalı ... adına tapuda kayıtlı bulunan eski 156 ada 20 parsel sayılı 9.324,97 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise 735 ada 12 parsel numarasıyla önce 9.575,60 metrekare, itiraz üzerine komisyon kararıyla 9.474,89 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.

Davacı ... dava dilekçesinde; uygulama kadastrosu sırasında adına kayıtlı taşınmazın yüzölçümünün eksildiğini, eksikliğin davalı adına kayıtlı taşınmazdan kaynaklandığını ileri sürerek, dava açmıştır.

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; uygulama kadastrosunun doğru yapıldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "tesis kadastrosu tarihine en yakın tarihli hava fotoğrafında dava konusu taşınmazlar arasındaki sınır hattı boyunca tonç şeklinde sabit sınırın olduğu, bu sınırda tesis kadastrosu sırasında sınırlandırma ve ölçü hatasının yapıldığı, tesis kadastro paftası esas alınarak yapılan uygulama kadastrosunda sınırlandırma ve ölçümün hatalı olduğu" gerekçesiyle davanın kabulüne, 735 ada 12 parsel sayılı taşınmazın 04.04.2023 havale tarihli bilirkişi raporunda (F) harfi ile gösterilen 8,27 metrekarelik bölümün iptali ile 735 ada 13 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle, 735 ada 12 parsel sayılı taşınmazın 9.466,62 metrekare yüzölçümlü olarak, 735 ada 13 parsel sayılı taşınmazın ise 2.918,15 metrekare yüzölçümlü olarak tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmiş; hükmün, davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; "dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, mahkemece getirtilen belgeler ve sonrasında yapılan keşif ve uygulama sonucunda tesis kadastrosuna en yakın 1984 tarihli hava fotoğrafları incelenmek suretiyle alınan harita bilirkişi heyet raporu ile taşınmazlar arasında tonç tabir edilen ve mahalli bilirkişilerinde sabit sınır olarak belirttiği sınırın bulunduğunun belirlenmesine, bu sınıra göre krokide (F) harfi gösterilen 8,27 metrekarelik kısmın davalıya ait taşınmazdan çıkarılıp, davacıya ait taşınmazın yüzölçümüne eklenmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı" belirtilerek, istinaf başvurusu esastan reddedilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve Kanuna uygun olup davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

S O N U Ç : Yukarda açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

427,60 TL davalı tarafından yatırılan peşin harcın onama harcına mahsubuna,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.