"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Davanın usulden reddine
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu kaydının beyanlar hanesinin düzeltilmesi olmadığı, takdirde bedel ödenmek suretiyle tescil ve olmadığı takdirde zilyetlik tespiti davasına ilişkin dava dosyasında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairemizce, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması suretiyle İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda, davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı, davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik , süre , temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Kullanım Kadastrosu sırasında, ... ili ....mahallesi çalışma alanında bulunan 1894 ada 18 parsel ... 911,26 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, " 6831 ... Kanun'un 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve taşınmazın 35 yıldan beri bahçe olarak...kızı ...’nun kullanımında olduğu " şerhi yazılarak, bahçe vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edildikten sonra, 6292 ... Kanun uyarınca 16.01.2014 tarihinde... Belediyesine satılarak devredilmiştir.
Davacı ... ve arkadaşları vekili dava dilekçesinde; 5831 ... Kanun kapsamında yapılan kadastro çalışmaları esnasında dava konusu 1894 ada 18 parsel sayıl taşınmazın kullanıcısı olarak davalı ...’nun yazıldığını, taşınmazın uzun yıllar davacıların murisi ... tarafından kullanıldığını, vefatı üzerine ise davacılar ve davalının kayınvalidesi ...’ na intikal ettiğini ve mirasçılar arasında taksim yapılmadığını, kullanıcı olarak ... mirasçılarının gösterilmesi gerekirken mirasçılardan ...’nun gelini olan davalının yazılmasının hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürerek, taşınmazın muris ...’dan intikal ettiğinin tespiti ile davacıların miras payları oranında tapuda beyanlar hanesine isimlerinin yazılmasını talep ettikten sonra; davacılar vekili, 21.11.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile dava konusu taşınmazın davalı ...’nun kullanımında bulunduğuna ilişkin tapunun beyanlar hanesindeki şerhin düzeltilerek taşınmazın miras payları oranında davacıların kullanımında bulunduğunun beyanlar hanesine şerh verilmesini, bu talep kabul edilmediği takdirde taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile belediye tarafından tespit edilen değerin miras payları oranında ödenmek suretiyle miras payları oranında davacılar adlarına tescilini, bu talebin de kabul edilmemesi halinde taşınmazın miras payları oranında davacıların zilyetliğinde bulunduğunun tespitine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı ... vekili ve davalı ... vekili cevaplarında; davanın reddini savunmuşlardır.
İlk Derece Mahkemesince verilen, davanın reddine ilişkin önceki hükmün, davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, dosya kapsamı, delil durumu dikkate alındığında, Beykoz 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/224 Esas ve 2017/218 Karar ... kararında vakıa ve hukuki değerlendirme bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş olup, bu kararın, davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizce, " taşınmazın her ne kadar 6292 ... Kanun uyarınca davalı ... Belediyesine satışı nedeniyle Belediye adına tapu kaydı oluşmuş ise de, bu devrin 6292 ... Kanun'un 8 inci maddesi uyarınca yapılmış olması nedeniyle Hazineye ait satış yetkisini de içeren şekilde Beykoz Belediyesine devredildiğinin kabulü gerektiği ve nitekim Belediye Encümen kararıyla bu taşınmazların kullanıcılarına satışına karar verildiği, Hazine tarafından yapılan bu mülkiyet devrinin gerçek kişilere yapılan satış işlemi gibi düşünülemeyeceği, eldeki davada, taşınmazın mülkiyeti hususunda bir ihtilaf bulunmayıp davanın kullanıcı şerhine yönelik bulunduğu açıklanarak, işin esasına girilmesi, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde delillerinin toplanarak değerlendirilmesi, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi " gereğine değinilerek bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; iştirak halinde mülkiyete konu terekede, TMK'nın 702 nci maddesi uyarınca bir veya birden çok mirasçının, terekeye göre üçüncü kişi konumunda bulunan kişilere karşı, kendi miras payına / paylarına yönelik dava açma hakkına sahip bulunmadığı, davacıların taşınmazda tek başına hak sahibi olmasını sağlayan taksim, satış, bağış gibi hukuki işlemlerin bulunduğu da iddia ve ispat edilmediği, bu haliyle mirasçılardan ... ve ... Osman Derman'ın miras payına yönelik dava açma sıfatı ve yetkisi bulunmadığı gibi, dava dışı kalan mirasçının, böyle bir davada sonradan muvafakatının alınması ya da miras şirketine mümessil tayini suretiyle dava koşulunun yerine getirilmesinin de mümkün olmadığı, bu haliyle davacı mirasçılardan ... ve ... Osman Derman'ın bu davayı açmakta aktif dava ehliyetinin bulunmadığı, davacı ...'in de muris ...'ın mirasçısı olmaması sebebiyle aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle, davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına ve 6100 ... Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,
1086 ... Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
269,85 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 157,75 TL'nin temyiz eden davacılardan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
14.02.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi