"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2014/344 E., 2016/186 K.
KARAR : Tavzih talebinin reddine
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescil davasında yapılan yargılama sonuda verilen ve kesinleşen kararın tavzihinin talep edilmesi üzerine 09.02.2024 tarihli ek kararla, tavzih talebinin reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin ek kararı davacı ... İdaresi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... İdaresi vekili tavzih dilekçesinde; Antalya 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/344 Esas ve 2016/186 Karar sayılı dosyasında Antalya, ... mahallesi 13446 ada 3 parsele ilişkin, orman ve fen bilirkişinin 08.04.2015 tarihli raporlarına ekli dava konusu taşınmazların orman kadastro haritasındaki konumu başlıklı haritada sarı renkle boyayarak gösterilen 3.06 m² ile ilgili kısım yönünden davanın reddine, geri kalan 62,91 m2 'lik kısım yönünden davalının tapusunun iptali ile orman vasfıyla hazine adına tapuya tesciline karar verildiği ve kararın Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 07.10.2019 tarihli ve 2019/3597 Esas, 2019/5596 Karar sayılı ilamıyla onanmasına karar verildiği, karar düzeltme yoluna gidilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan). Hukuk Dairesi'nin 02.07.2020 tarihli ve 2020/690 Esas, 2020/2410 Karar sayılı ilamı ile karar düzeltme talebinin reddine karar verildiği ve hükmün, 02.07.2020 tarihinde kesinleştiği ifade edilerek, mahkeme kararına istinaden ilgili tapu müdürlüğünden tescil talep edildiği, ancak taşınmazın üzerinde çok sayıda haciz, ihtiyati haciz, icrai haciz, kamu haczi ve ipotek bulunduğu, söz konusu taşınmazın üzerindeki şerhler ile Hazine adına tescili kabul edilemeyeceğinden; ilgili Mahkemesine başvuruda bulunarak, taşınmazın Orman vasfı ile tescile konu edilecek kısmı üzerindeki mevcut haciz/ipotek şerhlerinin terkin edilerek Hazine adına tesciline karar verilmesi şeklinde tavzih kararı alınmasının istenildiği, bu nedenle taşınmazın Orman vasfı ile tescile konu edilecek kısmı üzerindeki mevcut haciz/ipotek şerhlerinin terkin edilerek Hazine adına tesciline karar verilmesi şeklinde tavzih kararı verilmesi talep edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin 09.02.2024 tarihli ek kararıyla; davacı vekilinin talebi tapudaki mevcut haciz/ipotek şerhlerinin terkini istemine ilişkin olduğu ve hükümde değerlendirilemediği, bu hususun yeniden yargılama gerektireceği gerekçesiyle davacı vekilinin tavzih talebinin reddine karar verilmiş ve iş bu ek karar, davacı ... İdaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Talep, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 305 inci maddesi kapsamında tavzih isteğine ilişkindir.
Hükümdeki maddi hataların tashihi (düzeltimi) ve tavzih üzerinde kısaca durmak gerekirse; hükümlerin tashihi (düzeltilmesi) 6100 sayılı Kanun'un 304 üncü maddesinde, hükümlerin tavzihi ise aynı Kanun'un 305 inci maddesinde düzenlenmiştir.
Hükümlerin tashihi, mahkemece res'en veya taraflarından birinin talebi üzerine hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hataların düzeltilebilmesine dair bir yoldur. Maddi hata düzeltimi ile hükmü veren mahkeme, sadece yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hataların düzeltilebilir.
Hükümlerin tavzihi ise, hükmün müphem olması veya birbirine aykırı (çelişik) fıkralar ihtiva etmesi halinde, hükmün gerçek anlamının meydana çıkarılması için başvurulan bir yoldur.
Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanması veya tereddüt veya aykırılığın giderilmesini kararı veren mahkemeden isteyebilirler.
Yukarıda belirtildiği gibi, açık olmayan veya çelişik fıkraları kapsayan hükümlerin açıklanması hükmün icrası tamamlanıncaya kadar istenebilir. Yargılamanın iadesine karar verilmedikçe veya hüküm temyiz edilip bozulmadıkça, verilen hükmün değiştirilmesi mümkün değildir. Hükümlerin tavzihi de bunun bir istisnası olarak kabul edilemez. Hâkim burada hükmün başka türlü anlaşılmasını önlemek için gerçeği ortaya koymakla ödevlidir.
Tavzih, kural olarak sadece hüküm fıkrası hakkında olur. Hükmün gerekçesinin açıklanması bakımından tavzih yoluna gidilemez. Ancak, hüküm fıkrası ile gerekçe arasında bir çelişki varsa, bu çelişkinin giderilmesi için tavzih yoluna başvurulabilir (YHGK’nin 14.6.1967 tarihli ve 1967/9–462 Esas 300 Karar sayılı ilamı).
Hâkim, tavzih yolu ile hükümde unutmuş olduğu talepler hakkında karar verip bunu kararına ekleyemeyeceği gibi, hüküm verirken unuttuğu vekâlet ücreti veya faiz hakkında tavzih yolu ile bir karar verip bunu hükmüne dâhil edemez. Aynı şekilde kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişki de tavzih yolu ile giderilemez. Bütün bu anlatımlardan çıkan netice; tavzih yolu ile kesinleşmiş olan hüküm sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez (... Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, cilt 5, Altıncı Baskı şehir 2001 cilt 5, s. 5270 vd.).
Bu açıklamalar ışığında, davacı vekilinin ek karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi kararında belirtilen gerekçelere, temyiz edenin sıfatına, 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen 09.02.2024 tarihli ek karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
S O N U Ç : Açıklanan nedenlerle;
İlk Derece Mahkemesinin 09.02.2024 tarihli ek kararının ONANMASINA,
7139 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesi uyarınca Orman İdaresinden harç alınmasına yer olmadığına,
1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
20.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.