"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1725 E., 2024/67 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Milas Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2019/88 E., 2022/121 K.
Taraflar arasındaki davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın davacı ... yönünden feragat nedeni ile reddine, diğer davacılar yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında Muğla ili, ... ilçesi, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 277 ada 15, 38, 19, 20, 21, 22 parsel sayılı taşınmazlar, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davacılar, davalılar ve müşterekleri adına tespit edilmiştir.
Davacılar vekili; çekişmeli taşınmazların öncesinde bir bütün olduğunu, tarafların arasında taksim edilmediğini, kök mirasbırakan ... oğlu ... 'in vefatıyla mirasçılarına intikal ettiğini, mirasçılar ... ve ...'in davacıların mirasbırakanı olup taşınmazların 2/4 ünün 5.553,68 m2 olarak tespit görmesi gerekirken, 2.984,41 m2 olarak eksik tespit gördüğünü belirterek, dava konusu taşınmazların kadastro tespitlerinin iptaliyle toplam 11.107,37 m2 olarak tespiti ve 1/2 payının davacılar adına tescilini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; "taraflar arasındaki uyuşmazlığın kök muris ... oğlu ...'in mirasçıları arasında usulüne uygun bir taksim yapılıp yapılmadığı, taksim yapıldıysa çekişmeli taşınmazın kime isabet ettiği noktasında toplandığı, keşif sırasında bilirkişi ve tanıkların dinlendiği, kök muris ... oğlu ...'in vefatından sonra ikinci eşi ..., kızı ..., ilk eşinden çocukları ... ve ... tarafından mirasının taksim edildiği, dava konusu yerlerin haricinde de kök muristen kalma taşınmazlar olduğu ve oraları da mirasçılarının bölüştüğü, Bodrum Asliye Hukuk Mahkemesinin 1977/87 E, 1986/229 K sayılı ilamında belirtilen sınırların dava konusu taşınmazları kapsadığı, işbu davadan sonra ... ve ... arasında dava konusu yere ilişkin taksim yapıldığı ve kadastro çalışmalarının yapıldığı 2007-2008 yıllarına kadar tarafların bu taksime göre kullanmaya devam ettiği, davacıların üzerinde yazılan 277 ada 22-21-20-19 parseller bir bütün halinde kullanılırken kadastro çalışmalarında kendi aralarında kura çekmeleri sonucu adlarına dört ayrı parça olarak yazıldığı, keşif esnasında davacı ...'in davalı tanığı olarak dinlendiği ve beyanında "dava konusu yerlerin 30-35 senedir taksime istinaden kullanıldığını, eşim ve kardeşleri 19,20,21,22 parselleri arasında kura çekerek paylaştığı, öncesinde bütün olarak kullandığı, 15 ve 38 parselin ise ... ve ...'in taksiminden bu yana davalılar ve üst soyları tarafından kullanıldığını" belirttiği, dava konusu taşınmazların toplam 11.107,37 m2 olmasına karşın Bodrum Asliye Hukuk Mahkemesinin 1977/87 E sayılı dosyasında 9.139 m2 olarak belirtildiği, keşif esnasında dinlenen yerel bilirkişilerin 38 parselin cebelle olan sınırında değişiklik olmadığını belirttiğinin görüldüğü, bilindiği üzere TMK 6. maddesi uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğu, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; kök muris ...'in 1975 yılında vefatından sonra mirasçıları arasında taksim yapıldığı, Bodrum Asliye Hukuk Mahkemesinin 1977/87 E, 1986/229 K sayılı dosyasında dava konusu yere ilişkin uyuşmazlık çıktığı ve bu kararın kesinleştiği 1986 yılı sonrasında ... ve ... arasında dava konusu yere ilişkin taksin yapıldığı ve 20 yıldan fazla zamandır nizasız aralıksız bu taksime göre zilyetlik ve tasarrufun devam ettiğinin yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarının doğruladığı, davacı ...'in feragat beyanında bulunduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde davacıların iddiasını ispatlayamadığı'' gerekçesiyle davacı ... yönünden feragat nedeniyle reddine, diğer davacılar yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacılar ..., ... ve ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, "mahalli bilirkişi, tespit bilirkişi, tanık beyanlarına göre 1986 yılında Asliye Hukuk Mahkemesinde kök mirasbırakan ...'in mirasçıları arasında görülen davanın kesinleşmesinden sonra mirasçılar yani davanın taraflarının mirasbırakanları tarafından taksim yapıldığı, taşınmazların paylaştırıldığı, taşınmazların mirasçılar tarafından taksime uygun şekilde kullanıldığı, taksimin eşit olmasında zorunluluk bulunmadığı, eşit olmamanın taksimi geçersiz kılmayacağı, uzun süreli kullanımın taksim yapıldığına karine teşkil ettiği" gerekçesiyle davacılar ..., ... ve ... vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar ... , ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
427,60 TL davacılar tarafından yatırılan peşin harcın onama harcına mahsubuna,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.