"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 1978/77 E., 2015/9 K.
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davaların kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiş, hüküm, davacı Abdi Keskin mirasçıları ve asli müdahil ... mirasçıları vekili, davacı Hazine vekili, davacı ... oğlu ... mirasçılarından ..., ..., ... vekili, asli müdahil ....mirasçısı ..., asli müdahil ... mirasçısı ... ile asli müdahil ..., asli müdahil ... mirasçısı ..., asli müdahil ... mirasçıları vekilleri tarafından ve duruşma talepli olarak asli müdahil ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılması üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince duruşma için belirlenen gün ve saatte temyiz eden Hazine vekili Avukat ..., ... vs. vekili Avukat ... ile aleyhine temyiz istenilen ... vs. vekili Avukat ..., vs. vekili Avukat ...' nun katılımlarıyla yapılan duruşmada tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra, dosyanın eksikliklerin ikmali için ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiş olup, akabinde Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 18.01.2024 tarih ve 1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Dairemize verilmiş olması ve 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 41/3 üncü maddesi ile Yargıtay İç Yönetmeliğinin 7 nci maddesi uyarınca Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinde yapılan duruşmaya katılmış üyelerden üçünün emekliye ayrılmalarından dolayı hazır bulunmalarının mümkün olmaması nedeniyle, geri çevirme kararı sonrası Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Batman ili Beşiri ilçesi Oymataş (Bedyan) köyünde 1957 yılında yapılan kadastro sırasında, 53 parsel sayılı 348.000 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tarla vasfıyla tapu kaydına dayalı olarak İsa oğlu ... mirasçıları ve müşterekleri adına; 54 parsel sayılı 136.800 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tarla vasfıyla tapu kaydına dayalı olarak ... oğlu ... ve müşterekleri adına; 55 parsel sayılı 320.400 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, mera vasfıyla senetsizden köy tüzel kişiliği adına; 56 parsel sayılı 1.352.800 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, mera vasfıyla senetsizden köy tüzelkişiliği adına; 57 parsel sayılı 40.800 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tarla vasfıyla kazandırıcı zamanaşımı, vergi kaydı, eklemeli zilyetliğe dayalı olarak ... oğlu ... ve müşterekleri adına; 58 parsel sayılı 96.000 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tarla vasfıyla tapu kaydına dayalı olarak İsa oğlu ... mirasçıları ve müşterekleri adına; 59 parsel sayılı 105.600 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tarla vasfıyla tapu kaydına dayalı olarak İsa oğlu ... mirasçıları ve müşterekleri adına; 60 parsel sayılı 96.000 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, mera vasfıyla senetsizden köy tüzel kişiliği adına tespit edildikten sonra, itiraz üzerine 30.09.1977 tarihli komisyon kararı uyarınca, tarla vasfıyla tapu kaydına dayalı olarak İsa oğlu ... mirasçıları ve müşterekleri adına; 61 parsel sayılı 922.400 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tarla vasfıyla tapu kaydına dayalı olarak ... oğlu ... ve müşterekleri adına tespit edildikten sonra, itiraz üzerine 30.09.1977 tarihli komisyon kararı uyarınca, tapu kaydına dayalı olarak İsa oğlu ... mirasçıları ve müşterekleri adına; 62 parsel sayılı 32.800 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydına dayalı olarak tarla vasfıyla İsa oğlu ... mirasçıları ve müşterekleri adına; 65 parsel sayılı 73.600 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kayıt miktar fazlası olarak tarla vasfıyla Hazine adına tespit edildikten sonra, itiraz üzerine 30.09.1977 tarihli komisyon kararı uyarınca, tapu kaydına dayalı olarak İsa oğlu ... mirasçıları ve müşterekleri adına tespit edilmiştir.
Davacı ve asli müdahil gerçek şahıslar tarafından, tüm taşınmazlar hakkında, tapu kaydına, tapudan satış ile hissedarlığa, tapu malikinin mirasçılığına, vergi kaydına ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak; davacı Hazine tarafından ise, 54, 55, 56, 57, 60, 61 ve 65 sayılı taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufunda altında oldukları ve tespite dayanak kayıtların taşınmazları kapsamadığı iddiasıyla, tespitlere ve komisyon kararlarına itiraz davası açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonnda; dava konusu Batman ili Beşiri ilçesi Oymataş (Bedyan) köyü senç mevkinde kain 53 parsel sayılı taşınmaza karşı açılan davaların reddi ile taşınmazın tespit gibi tesciline, 54 parsel sayılı taşınmaza karşı açılan davaların reddi ile taşınmazın tespit gibi tesciline, 55 parsel sayılı taşınmaza karşı açılan davaların reddi ile taşınmazın tespit gibi tesciline, 57 parsel sayılı taşınmaza karşı açılan davaların reddi ile taşınmazın tespit gibi tesciline, 58 parsel sayılı taşınmaza karşı açılan davaların reddi ile taşınmazın tespit gibi tesciline, 59 parsel sayılı taşınmaza karşı Hazinenin açtığı davanın kabulü ile tespitin iptaline taşınmazın mera olduğunun tespiti ile kendi özel siciline kaydına, açılan diğer davaların reddine, 60 parsel sayılı taşınmaza karşı Hazinenin açtığı davanın kabulü ile tespitin iptaline taşınmazın mera olduğunun tespiti ile kendi özel siciline kaydına, açılan diğer davaların reddine, 61 parsel sayılı taşınmaza karşı Abdi Keskin, ..., ..., Hamdine Taner'in açtığı davanın kısmen kabulü ile tespitin iptaline taşınmazın 19.12.2014 tarihli Fen bilirkişi rapor ve krokisinde (B) harfi ile gösterilen 909.853,94 m2 lik kısmının tarla vasfıyla 1728/ 468 hissesinin ... oğlu ...,1728/252 hissesinin İsaoğlu Abdi Keskin, 1728/108 hissesinin Haco oğlu ..., 1728/108 hissesinin mehmet oğlu ..., 1728/88 hissesinin Bedirhan oğlu Hüsnü Demir, 1728/44 hissesinin Bedirhan kızı ..., 1728/99 hissesinin İsmail kızı ..., 1728/66 hissesinin İsmail kızı Aliye, 1728/33 hissesinin Osmanoğlu ... Taner, 1728/33 hissesinin Osman oğlu ..., 1728/33 hissesinin osman evladı Hemdine Taner, 1728/132 hissesinin Süleyman oğlu İzzettin, 1728/132 hissesinin Süleyman oğlu ..., 1728/132 hissesinin Süleyman oğlu Mehmet adlarına tapuya kayıt ve tesciline, Fen bilirkişi raporunda ( K1) harfi ile gösterilen 12546.06 m2 lik kısımların kıyı kenar çizgisi olarak terkinine, fazlaya ilişkin talebin reddine açılan diğer davaların reddine, 62 parsel sayılı taşınmaza karşı Hazinenin açtığı davanın kısmen kabulü ile tespitin iptaline, 19.12.2014 Tarihli Fen bilirkişi rapor ve krokisinde ( K2) harfi ile gösterilen 1912.94 m2 lik kısımların kıyı kenar çizgisi olarak terkinine, geriye kalan ve fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 30887.06 m2 lik kısmının tespit gibi tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine, açılan diğer davaların reddine, 65 parsel sayılı taşınmaza karşı Hazinenin açtığı davanın kabulü ile tespitin iptaline taşınmazın mera olduğunun tespiti ile kendi özel siciline kaydına, açılan diğer davaların reddine, 56 parsel sayılı taşınmaza karşı açılan davaların reddi ile taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Abdi Keskin mirasçıları ve asli müdahil ... mirasçıları vekili, davacı Hazine vekili, davacı ... oğlu ... mirasçılarından ..., ..., ... vekili, asli müdahil ..., asli müdahil Şeyhmus Yıldız mirasçısı ..., asli müdahil ... mirasçısı ... ile asli müdahil ..., asli müdahil ... mirasçısı ..., asli müdahil ... mirasçıları vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
3402 sayılı Kadastro kanunu 20 nci maddesinde "Tapu kayıtları ile diğer belgelerin kapsadığı yeri tayinde; A) Kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, harita, plan ve krokideki sınırlara itibar olunur. B) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar mahalline uygulanabiliyor ve bu sınırlar içinde kalan yer hak sahibi tarafından kullanılıyor ise, kayıt ve belgelerde gösterilen sınırlar esas alınarak tespit yapılır. C) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar, değişebilir ve genişletilmeye elverişli nitelikte ise, bunlarda gösterilen miktara itibar olunur. Ancak değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlardaki taşınmaz malların kayıtları, fizik yapıları ve konumları itibariyle belli bir yeri kapsıyorsa, tespit o sınır esas alınarak yapılır. D) Hazinece, özel kanunlar hükümlerine göre değişmez ve genişlemeye müsait olmayan sınırlarla miktar üzerinden satılan, tefviz veya tahsis veya parasız dağıtılan taşınmaz mallarda çıkan fazlalık, taşınmaz malla birlikte satış, tefviz, tahsis ve dağıtım tarihinden itibaren on yıl geçmiş ise, miktarına bakılmaksızın kayıt sahibi adına tespit edilir. Bu maddede yazılı taşınmaz mallarda meydana gelen fazlalıklar hakında şartlar uygun bulunduğu takdirde, 14 üncü ve 17 nci madde hükümleri uygulanır." hükmü düzenlenmiştir. Aynı Kanunu'nun 40 ıncı Maddesinde ise "Çalışma alanlarında, kadastroya başladıktan sonra her türlü akit ve tescil işlemleri taşınmaz malların o andaki kadastro tespit durumu, kadastro müdüründen sorularak alınacak cevaba göre tapu sicil müdürlükleri tarafından yapılır ve kayıt örnekleri derhal kadastro müdürlüğüne gönderilir. Kadastro tespiti kayıt sahibi veya mirascılarından başkası adına yapılmış ve kesinleşmemiş ise, kadastro sonucunu beklemeleri, ilgililere tebliğ olunur; ancak ilgililer kadastro sonunda hasıl olacak kesin durumu kabul edeceklerini noterde düzenlenmiş bir belge ile veya tapu sicil müdürü huzurunda tespit olunacak ifadeleri ile beyan ederek, aktin veya tescilin yapılmasını isterlerse, bu işlemler tapu sicil müdürlüğünde yapılır ve keyfiyet derhal kadastro müdürlüğüne, dava açılmış ise kadastro mahkemesine bildirilir. İhtiyati tedbir, ihtiyati haciz ve benzeri kararlarla ilgili talepler tapu sicil müdürlüğünce derhal tapu siciline işlenmekle birlikte kadastro tutanağına da geçirilmek üzere resen kadastro müdürlüğüne veya dava açılmış ise kadastro mahkemesine bildirilir" hükmü yer almaktadır.
İlk Derece Mahkemesince, yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş ise de, yapılan araştırma ve incelemenin hüküm ve vermek için yeterli olmadığı anlaşılmaktadır.
Şöyle ki; tespite esas alınan ve taraflarca dayanılan tapu kayıtları yöntemince uygulanmamış, hakkında talep bulunup bulunmadığı gözetilmeden taşınmaz hakkında hüküm tesis edilmiş ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporlarına istinaden karar verilmesi cihetine gidilmiştir.
Öte yandan, taşınmazların kadastro tespitine esas alınan kayıtların ve davacı tarafın dayandığı tapu kayıtlarının mevki - sınırları ve keşifte dinlenen (1938, 1951, 1955, 1949 doğumlu) mahalli bilirkişilerin beyanları birlikte değerlendirildiğinde, mahalli bilirkişilerce bilinmeyen ve gösterilmeyen mevki ve hudutlar bulunduğu anlaşılmasına rağmen, hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda, söz konusu mevki ve hudutların tek tek gösterilip açıklandığı anlaşılmakta olup, fen bilirkişisinin kayıtlarda geçen mevki ve hudut bilgilerinin doğru olduğu / olmadığı sonucuna nasıl ulaştığı hususu, gerek rapor içeriğinden gerekse dosya kapsamından anlaşılamadığından, anılan fen bilirkişisi raporunun denetime elverişli olduğunu söyleyebilme imkanı bulunmamaktadır.
Ayrıca, kayıt uygulaması kapsamında, taşınmazlara uyduğu kanaatine varılan tapu kayıtlarının sabit sınırlı mı, yoksa değişebilir sınırlı mı olduğu değerlendirilmemiş, değişebilir sınırlı olduğu sonucuna varılması halinde miktarı ile geçerli olacağı, miktar fazlası yönünden taraflar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığının araştırılması gerektiği hususu da gözetilmemiştir.
Yine, hükme esas alınan tek ziraatçi bilirkişi tarafından hazırlanan raporda, dava konusu 55, 56, 59, 60, 65 parsel sayılı taşınmazlar için "... taşınmaz çayır, kayalık, taşlık, mera niteliğindedir ..." şeklinde karışık ve birbiriyle çelişen tespitlerde bulunulmuş olmasına rağmen, İlk Derece Mahkemesince taşınmazların vasfının (çayır mı - kayalık mı - yoksa mera mı) ne olduğu hususu açıklığa kavuşturulmadan, gerekçeli kararda sebebi açıklanmadan taşınmazların mera olarak sınırlandırılmalarına karar verilmiştir.
Bununla birlikte; tapu kaydına istinaden tarla olarak kadastro tespiti yapılan 59 parsel sayılı taşınmaz hakkında, gerçek kişiler tarafından açılan tespite itiraz davaları yönünden, taşınmazın kadastro tespitine esas tapu kaydı kapsamında olduğunun belirlenmesi halinde vasfı ne olursa olsun davanın reddi gerekeceğinin gözetilmemesi ve Hazine tarafından bu taşınmaz hakkında açılan bir davada bulunmamasına rağmen "mera vasfındaki arazilerin hiç bir şekilde özel mülke konu olamayacağı" şeklinde hukuki olmayan gerekçeyle taşınmazın mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmesi de hatalı olmuştur.
Bunun dışında; ... oğlu ... ve müşterekleri adına kayıtlı tapularda hisse alımı nedeniyle davaya müdahil olan gerçek şahıslar yönünden, 3402 sayılı Kadastro Kanunu 40. maddesi hükmü gözetilmeden taleplerin reddine karar verilmesi yerinde olmadığı gibi, asli müdahillerden (Mart 1935 tarih 9 sıra no ve 10 sıra no tapular ile Mart 1951 tarih 8 sıra no ve 9 sıra no tapularda hissedar ... oğlu Ali hissesi yönünden ...'ın kızı olması nedeniyle mirasçı ve hak sahibi olduğunu ileri süren) ... kızı ... mirasçılarının, tespitin iptali ile miras payları oranında adlarına tespit ve tescil taleplerine ilişkin olumlu yada olumsuz bir değerlendirme yapılmamış olması da usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için İlk Derece Mahkemesince, davanın tespite itiraz davası olduğu gözetilerek öncelikle, kadastro tespitine tespite itiraz eden ve kayda dayanan davacı ve asli müdahillere (İsa oğlu ... mirasçıları ve müştereklerinin kayıtları, ... oğlu ... ve müştereklerinin kayıtları), hangi taşınmaz için hangi kayda dayandıklarını açıklamaları husususnda süre ve imkan tanınmalı ve bundan sonra, davacı Hazine tarafından 53, 58, 59 ve 62 parsel sayılı taşınmazlar hakkında açılmış bir dava bulunmadığı da dikkate alınmak suretiyle mahallinde, elverdiğince yaşlı, taşınmazların bulunduğu yerleri iyi bilen, tarafsız üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taşınmazların sınırları yönünden gösterilecek taraf tanıkları ile fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.
Yapılacak bu keşifte, davacıların dayandıkları tapu kayıtlarının sınırları tek tek okunup yerel bilirkişilerden sorularak zeminde gösterilmesi istenmeli, bilinmeyen sınırlar yönünden taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı ve gösterilen sınırlar fen bilirkişisine kroki üzerinde işaretlettirilmeli; çevre parsellerle karşılaştırmalı olarak, taşınmazların nitelikleri ve fiziksel özelliklerine ilişkin mahkeme hakiminin gözlemi keşif tutanağına geçirilmeli; yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli; üç kişilik ziraatçi bilirkişi kurulundan, taşınmazların toprak yapısı ve niteliğini belirtici taşınmazın tarımsal niteliğini bildiren, komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde çekişmeli taşınmazın toprak yapısı, eğimi, bitki desenini açıklayan, değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflar ile desteklenmiş ayrıntılı ve bilimsel verilere dayalı ve denetlenebilir raporlar alınmalı; taşınmazların, tapu kayıtlarının kapsamında kaldıklarının belirlenmesi halinde, tapu kaydının sabit sınırlı olup olmadıkları değerlendirilerek, sabit sınırlı ise sınırları itibariyle, değişebilir sınırlı ise, kayıtta yazan miktarı ile geçerli olacağı dikkate alınmak suretiyle, tapu kaydının kapsamı, sabit sınırlardan başlanarak miktarına göre belirlenmeli; miktar fazlası yönünden ise, kadastro tespit tarihi itibari ile taraflar yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği yönünden araştırma yapılmalı; ... oğlu ... ve müşterekleri adına olan tapu kaydı kapsamında olan taşınmaz / taşınmazlar belirlendiği takdirde, dayanak kayıtların tedavülleri yönünden asli müdahil olanlar hakkında Kadastro Kanunu 40 ıncı maddesi dikkat alınmalı; asli müdahil ... mirasçılarının talebi yönünden ise dayanak kayıtlarda hissedar ... oğlu ... adına oluşan (Mart 1935 tarih 9 sıra no ve 10 sıra no tapular ile Mart 1951 tarih 8 sıra no ve 9 sıra no) tapuların hukuken ayakta olduğu, tapuların iptal edilmediği, iptal edildiğine dair müdahil tarafça herhangi bir belge sunulmadığı göz önüne alınarak bir karar verilmeli ve her iki taraf (İsa oğlu ... mirasçıları ve müşterekleri, ... oğlu ... ve müşterekleri) yönünden kabul kararı verilecek taşınmazlarda, kadastro hakiminin infazı kabil, doğru sicil oluşturmaya elverişli hüküm kurmakla yükümlü bulunduğu dikkate alınarak, mirasçıların isimleri ve payları gösterilmek suretiyle tescil kararı verilmesi gerektiği gözetilmeli ve tapu kayıtlarının kapsamı dışında kalan, hakkında zilyetlikle kazanım koşulları oluşmayan ve devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup ta davacı Hazinenin dava konusu ettiği taşınmazlar yönünden ise Hazinenin davasının kabulüne karar verilmelidir.
İlk Derece Mahkemesince, açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeya dayalı olarak karar verilmesi isabetsiz olduğunda hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, 1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,24.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.