Logo

8. Hukuk Dairesi2024/2199 E. 2024/4237 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespitine itiraz davasında, çekişmeli taşınmazların mülkiyetinin kime ait olduğunun tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 46/1. maddesi uyarınca Hazine adına kayıtlı taşınmazlarda toprak tevzi çalışmalarından önceki zilyetliğin gözetilmesi ve davacının murisinin bu dönemde taşınmazları kullandığının tespit edilmesi, ayrıca mirasçıların belirlenmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2018/1 E., 2018/11 K.

KARAR : Davanın kabulüne

Taraflar arasındaki genel mahkemeden aktarılan kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karar, yapılan temyiz incelemesi sonunda Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince bozulmuştur.

İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı, davalı Hazine vekili ve davacı ...

tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında, Muş ili Bulanık ilçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 616 ve 617 parsel sayılı 49.800 ve 36.300 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduklarından söz edilerek, malik haneleri açık olarak tespit edilmişlerdir.

Davacı ..., Asliye Hukuk Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde; vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak iki parça taşınmazın muris ... mirasçıları adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

Asliye Hukuk Mahkemesinde yapılan yargılama sırasında, davaya konu olan parseller hakkında kadastro tutanağı düzenlenmiş olması nedeniyle dava dosyası Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır.

İlk Derece Mahkemesinin verdiği önceki karar, Yargıtay tarafından bozulmuş olup, hükmüne uyulan bozma ilamında özetle ; "çekişmeli taşınmazların 1930'lu yıllardan toprak tevzi çalışmalarının yapıldığı 1960 yılına kadar davacı ...'in murisi ... tarafından kullanıldığı, toprak tevzii komisyonu çalışmaları sonucunda 209 parsel numarasıyla gösterildiği ve Kasım 1967 tarih 194 numarasıyla Hazine adına tapu kaydının oluşturulduğu, her ne kadar komisyonca 209 parselin ikiye ifraz edilerek 665 parsel numarasıyla ..., 666 parsel numarasıyla ... adına verildiği tablendikatifte gösterilmiş ise de Hazine adına tapu kaydının oluşmasından sonra köylüye dağıtımın yapılmadığı, şahıslar adına tapu kaydının oluşturulmadığı, dairenin geri çevirme kararı sonucunda getirtilen 1970'li yıllara ait müfettiş raporları, Köy İşleri Bakanlığı, Muş Valiliğine ait kayıt ve belgelerden anlaşıldığı, hal böyle olunca, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 46/1 maddesinde öngörülen "Kadastrosu yapılacak veya daha önce tapulama veya kadastrosu tamamlanmış bulunan yerlerde, 766 sayılı Tapulama Kanunu'nun (766 sayılı Kanun) 37 nci maddesi veya 4753 sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu (4753 sayılı Kanun) ile ek ve tadilleri uyarınca Hazine adına kaydedilen taşınmaz mallar bu Kanun hükümlerine göre ... iktisap şartlarına istinaden zilyetleri adına tespit ve tescil olunur" hükmü gereğince, toprak tevzi çalışmalarından önce taşınmazların davacı ...'in murisi ...'in kullanımında olduğu ve adı geçen lehine zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu anlaşılmakla ...'in tüm mirasçıları adına payları oranında tesciline karar vermek gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşerek Hazine adına tapu kaydı oluşan taşınmazlarda tapu kaydının oluşmasından sonraki zilyetliğe değer verilerek tablendikatifte adı geçenlerin mirasçıları adına tescil hükmünün kurulması isabetsizliğine” değinilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; hükmüne uyulan bozma ilamındaki gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili ve davacı ...

tarafından temyiz edilmiştir.

1. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, yapılan yargılama ve uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirmesine, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda hüküm verildiğine ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de bulunmadığına göre, hükmüne uyulan bozma ilamında ve İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı ...'ın tüm ve davalı Hazine vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Ancek; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 28 inci maddesi hükmü uyarınca ölümle kişiliğin son bulacağı, ölü kişi adına sicil oluşturulamayacağı ve kadastro hakiminin, 3402 sayılı Kanun'un 25/1 inci maddesi uyarınca, kadastroyla ilgili verasete ait uyuşmazlıkları çözümleme yetkisi bulunduğu ve infazı kabil doğru sicil oluşturmakla yükümlü olduğu gözetilerek, muris ... mirasçılarının ve paylarının belirlenmesi suretiyle, isimleri ve payları gösterilmek suretiyle çekişmeli taşınmazların tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken, 15.06.1999 tarihinde vefat ettiği anlaşılan ... ile 13.07.1989 tarihinde vefat ettiği anlaşılan ... ve müşterekleri adına tescil kararı verilerek, infazı kabil olmayacak şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olap bozmayı gerektirmekte ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, bozma nedeni yapılmamış ve hükmün düzelterek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı ...'ın tüm ve davalı Hazine vekilinin ise sair temyiz itirazlarının REDDİNE;

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının "A" ve "B" bentlerinin tamamının hükümden çıkarılarak 1 nolu fıkrada "KABULÜNE," ibaresinden sonra gelmek üzere "Bulanık Sulh Hukuk Mahkemesi' nin 10.11.2022 tarihli ve 2022/395 Esas 2022/374 Karar sayılı veraset ilamına göre veraset ilamındaki mirasçıları ve miras payları oranında adlarına TAPUYA KAYIT VE TESCİLİNE" ibarelerinin yazılmasına ve hükmün, bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

24.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.