Logo

8. Hukuk Dairesi2024/2321 E. 2024/6235 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespitine itiraz davasında, davacıların iddia ettikleri taşınmazlar üzerinde zilyetliklerini ispatlayıp ispatlayamadıkları ve bu taşınmazların mera vasfında olup olmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların tespit tarihine kadar aralıksız yirmi yıllık zilyetliklerini ispatlayamadıkları, taşınmazların komşularının da mera vasfında olduğu, meraların özel mülkiyete konu olamayacağı ve olağanüstü zamanaşımının meralarda uygulanamayacağı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/555 E., 2021/1922 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm tesisine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Şenkaya Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2009/104 E., 2017/17 K.

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının, davacılardan ..., ... ve ..., ... ve davacı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulüne, esas hakkında yeniden hüküm tesisine; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, çekişme konusu taşınmazların 166 ada 78 ve 81 parsellerle sınırlı olarak kabulü ile davaların reddine, taşınmazların tespit gibi mera vasfıyla sınırlandırılarak özel siciline kaydına karar verilmiştir.

K A R A R

Kadastro sırasında, Erzurum ili ... ilçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 166 ada 78 parsel sayılı 712,327,32 metrekare yüzölçümündeki ve 166 ada 81 parsel sayılı 138,081,66 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kadastro tutanağının beyanlar hanesine ... Köyü ile ... Köylerinin müşterek kullanımında olduğu şerhi yazılarak, mera vasfıyla sınırlandırılmıştır.

Davacı ... dava dava dilekçesiyle, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak 166 ada 78 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak dava açmıştır.

Birleşen 2009/99 Esas sayılı dosyada davacı ... dava dilekçesiyle, hudutlarını bildirdiği taşınmazlar hakkında imar - ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adına tescili istemiyle dava açmış ve bilahare 26.10.2009 tarihli dilekçesi ile davasına konu parselin 166 ada 78 parsel olduğunu bildirmiştir.

Birleşen 2011/17 Esas sayılı dosyada ise davacı ... dava dilekçesiyle, imar - ihya, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmış, 30.10.2009 tarihli celsede çekişmeli yerin parsel numarasının 166 ada 78 olduğunu, dava dilekçesinde sehven taşınmazın "167 ada 1 parsel" olarak yazdığını açıklamıştır.

Davacılar ... ve ... dava dilekçelerinde; vergi kaydı, ırsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak ve 167 ada 1, 166 ada 78 ve 173 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar hakkında dava açmışlar ve iş bu dava, mahkemenin 2009/176 Esas sırasına kaydedildikten sonra 166 ada 78 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki dava iş bu dosyadan tefrik edilerek mahkemenin 2010/20 Esasına kaydedilmiş ve bilahare eldeki dava ile birleştirilmiştir.

Yargılama sırasında müdahiller ... ve ... müdahale dilekçeleri ile, çekişmeli 166 ada 78 parsel sayılı taşınmazın davacılar ... ve ... ile ortak atalarından babaları ... ile davacıların babası ...'ye intikal ettiğini, ...' den intikal eden taşınmazların taksim edilmediğini ileri sürerek, çekişmeli taşınmazın ... mirasçıları adına müştereken, davacı ... adına ise müstakilen tescili istemiyle davaya katılmışlardır.

Davalı Hazine cevabında; davanın reddini savunmuştur.

Davalılardan ... Köyü ile ... Köyü muhtarlığını temsilen köy muhtarları duruşmalara katılarak ortak beyanlarında; davayı kabul ettiklerini, davacının dava ettiği yerin davacılara ait olduğunu, davacı tarafından kullandıklarını, dava konusu yerin mera olmadığını, davacının haklı olduğunu beyan etmişlerdir.

Dahili davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; kendilerinin taraf ehliyetinin bulunmadığını, husumetin köyün bağlı bulunduğu ilçe belediyesine yöneltilmesi gerektiğini belirterek, aleyhlerine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; " ... davacılar ... ve ...' nin dava konusu ettiği, müdahil davacılar ... ve ...'nin de hak iddia ettiği, 21.06.2017 tarihli fen bilirkişi raporunda A1, A2, A3 harfleri ile gösterilen, sırasıyla 167 ada 1 parsel, 166 ada 78 parsel, 173 ada 2 parsel sayılı taşınmazların sınırları içerisinde kalan taşınmazların mera vasfında ve sınırları belirsiz, komşu mera parselleri ile aynı özelliklerde, merada otlatılan hayvanların gece yatması için kullanılan bir alan olduğunun belirtildiği, davacılar ..., ... ve ...'ın dava konusu ettikleri, 21.06.2017 tarihli fen bilirkişi raporunda (B), (C), (D1), (D2), (E) harfleri ile gösterilen ve sırasıyla 166 ada 78 parsel, 166 ada 81 parsel ve yine 166 ada 78 parsel sayılı taşınmazların sınırları içerisinde kalan taşınmazların çayır vasfında ve sınırları belirgin, üzerinde taş toplama işleminin yapıldığı, özellikle (C), (D) ve (E) harfleri ile gösterilen kısımlar yönünden taşınmaz üzerinde sürümden kaynaklanan setlerin oluştuğu ancak en bu taşınmazlarda en az 10 yıldır tarımsal faaliyetin yapılmadığı hususları belirtmiş ise de, hava fotoğraflarında taşınmazların sabit sınırlarının bulunmadığı, çekişmeli taşınmaz bölümleri üzerinde imar-ihya görülmediği, davacılar tarafından sunulan vergi kayıtlarının taşınmazlara aidiyetlerinin ispat edilemediği, bu nedenlerle soyut mahalli bilirkişi beyanları ile taşınmazların halihazırdaki durumlarını değerlendiren ziraatçi bilirkişi raporuna itibar edilemeyeceği, taşınmazların mera vasfında olduğu .." gerekçesiyle, davacıların davalarının reddine, Erzurum ili ... ilçesi ... Mahallesi 166 ada 78, 166 ada 81, 167 ada 1 ve 173 ada 2 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi mera olarak sınırlandırılmalarına ve özel siciline kaydına karar verilmiş; hükmün, davacılardan ..., ... ve ..., ... ve davacı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; " ... dava konusu taşınmazların 166 ada 78 ve 81 parseller olduğu, 173 ada 2 parsel ve 167 ada 1 parselin dosyada davalı olmadığı halde bu parseller yönünden de karar verilmesi usul ve yasaya aykırı ise de bu hususun yeniden yargılamayı gerektirmediğinden bu nedenle hükmün kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği, dosyada dava konusu olan 166 ada 78 ve 81 parsel sayılı taşınmazlar yönünden yapılan istinaf incelemesinde ise, davacıların ve müdahillerin tespit tarihine kadar aralıksız olarak en az 20 yıl zilyetliklerini ispatlayamadıkları gibi, komşu taşınmazların mera olduğu, dava konusu taşınmazların öncesinin de mera olduğu ve taşınmazların meradan açma olduğu, olağanüstü zamanaşımı ile iktisaba ilişkin TMK'nın 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddelerinin meralarda uygulanmayacağı, 4342 sayılı Mera Kanunu'nun 4 üncü maddesinin 3 üncü fıkrasında açıkça meraların özel mülkiyete konu olamayacağından ilk derece mahkemesince davaya konu olan bu parseller yönünden delillerin değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmediği ...." gerekçesiyle, davacıların istinaf başvurusunun HMK 355/1 maddesi uyarınca kabul edilerek hükmün kaldırılmasına, HMK 353/(1)-b.2 nci maddesi uyarınca yeniden esas hakkında hüküm tesisine, bu cümleden olarak davacılardan ..., ... ve ..., ... ve davacı ... vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Şenkaya Kadastro Mahkemesinin 17.11.2017 tarihli ve 2009/104 Esas, 2017/17 Karar sayılı hükmünün HMK 353/(1)-b. 2 nci maddesi uyarınca kaldırılmasına, HMK 353/(1)-b.2 nci maddesi uyarınca yeniden davanın esasına ilişkin hüküm kurmak suretiyle davacıların davasının reddine ve Erzurum ili ... ilçesi ... Mahallesi 166 ada 78 ve 166 ada 81 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi mera olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline kaydına karar verilmiş ve iş bu karar, davacı ... ile davacı ... mirasçılarından ... tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı ... ile davacı ... mirasçılarından ...'ın temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

80,70 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 346,90 TL'nin temyiz edenlerden ayrı ayrı alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.