Logo

8. Hukuk Dairesi2024/2322 E. 2024/7302 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hazine adına kayıtlı olması gereken taşınmazın, kadastro çalışmaları sonucu davalı adına tespit edilmesine yapılan itirazın reddine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Çekişmeli taşınmazın komşu parsellerle birlikte değerlendirildiğinde orman içi açıklık vasfında olabileceği, komşu parsellerden biri hakkında orman idaresince tapu iptal ve tescil davası açılıp açılmadığının araştırılması gerektiği hususları gözetilmeden karar verilmesi nedeniyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2020/6 E., 2020/99 K.

KARAR : Davanın reddine

Taraflar arasında görülen kadastro tespitine itiraz davasında İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karar, yapılan temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince bozulmuştur.

İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 26.12.2023 tarihli ve 2021/6894 Esas, 2023/6758 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiştir.

Davacı Hazine vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla dosya incelendi,gereği düşünüldü:

K A R A R

Ödemiş ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) Geçici 8 inci maddesi uyarınca 2015 yılında yapılan arazi kadastrosu çalışmaları sırasında, temyize konu 101 ada 33 parsel sayılı 3.856,34 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, tarla niteliğinde, davalı adına tespit edilmiştir.

Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir ili Ödemiş ilçesi ... Mahallesi ... Mevkii 101 ada 33 parsel sayılı taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, taşınmazların daha önce yapılan kadastro çalışmaları esnasında tescil harici bırakılan sahada kaldıklarını ve bu tür sahaların tescilinin Hazine adına olabileceğini ileri sürerek, kadastro tespitinin iptali ile taşınmazların Hazine adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

İlk Derece (Ödemiş Kadastro) Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile," Bilirkişi raporlarında belirtilen hususlar ve keşif mahallinde dinlenen mahalli bilirkişilerin zilyetlik noktasındaki beyanları bir kül olarak irdelendiğinde, davalı yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerinde yazılı şartların oluştuğunun anlaşıldığı gerekçesiyle, davacı Hazinenin davasının reddine, dava konusu İzmir ili Ödemiş ilçesi ... Mahallesi 101 ada 33 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tapuya tesciline" karar verilmiş; karara karşı davacı Hazine vekilince temyiz yoluna gidilmiştir.

Yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 26.12.2023 tarihli ve 2021/6894 Esas, 2023/6758 Karar sayılı karaıyla; "davacı Hazine vekilinin sair temyiz itirazları yerinde belirtİlerek hükmün onanmasına" karar verilmiştir.

Onama kararı sonrası, davacı Hazine vekilince, süresinde kararın düzeltilmesi talep edilmiştir.

Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.

Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 766 sayılı Tapulama Kanunu (766 sayılı Kanun) uyarınca tapulama çalışmalarının yapıldığı, 23.07.1973 tarihinde kesinleştiği, dava konusu parselin 766 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi uyarınca tescil harici bırakıldığı, 3402 sayılı Kanun'un Ek 5 inci maddesi uyarınca yapılan orman alanlarının sınırlandırılması ve tespit işlemlerinin 04.06.2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Yine 3402 sayılı Kanun'un geçici 8 inci maddesine göre yapılan orman kadastro çalışmalarında orman sayılmadığı gerekçesiyle orman sınırları dışında bırakılan tapulu ve tapusuz yerlerin orman kadastrosunun askı ilan süresinin bitiminden sonra 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre kadastrosu yapılmıştır.

Mahkemece, dava konusu 101 ada 33 parsel sayılı 3.856,34 metrekare yüzölçümlü taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğu ve davalı lehine iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davacı Hazine tarafından açılan davanın reddi ile taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmişse de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki; çekişmeli taşınmazın bulunduğu Ödemiş ilçesi ... Mahallesi çalışma alanındaki eldeki davaya konu 101 ada 33 parsel sayılı taşınmazın, kadastro paftasındaki konumuna ve bilirkişiler tarafından düzenlenen rapor ve krokisine göre, iki tarafının aynı mevkide yer alan 101 ada 1 parsel sayılı Devlet ormanı ile çevrili olduğu, doğu ve batısında ise aynı mevkide yer alan 101 ada 29, 30, 31 ve 32 parsel sayılı taşınmazların bulunduğu, 101 ada 29 parsel sayılı taşınmazın 2020/5 Esas sayılı dosyada davalı olduğu, 101 ada 30 parsel sayılı taşınmazın Ödemiş Kadastro Mahkemesinin 2020/4 Esas sayılı dosyasında; 101 ada 31 parsel sayılı taşınmazın ise yine aynı Mahkemenin 2020/3 Esas sayılı dosyasında davalı olduğu, dava dışı bu parsellerin eldeki dava konusu taşınmazla aynı gün temyiz incelemesine tabi tutulduğu, 101 ada 32 parsel sayılı taşınmazın ise Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 2019/6015 Esas ve 2019/7583 Karar sayılı ilamıyla onanıp, karar düzeltme talebinin reddedilerek tarla vasfıyla tespit maliki gerçek kişide bırakıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu 101 ada 33 parsel sayılı taşınmaz, doğu ve batıdaki komşuları olan 101 ada 29, 101 ada 30, 101 ada 31 ve 101 ada 32 parsel sayılı taşınmazlar ile bir bütün olarak incelendiğinde, dört tarafının 101 ada 1 parsel sayılı orman parseli çevrili olduğu taşınmazların tamamının bir bütün olarak orman içi açıklık olduğu görülmüştür.

Ancak; her ne kadar dava dışı 101 ada 32 parsel sayılı taşınmaza ilişkin açılan dava, Yargıtay denetiminden geçerek tarla vasfıyla gerçek kişi adına tescil edilmiş ve dava konusu taşınmaz ile yukarıda belirtilen taşınmazlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde orman içi açıklık vasfı hususunda bir engel oluştursa da, 32 parselin kadastro tespitine itiraz davasında Orman İdaresinin taraf olmadığı ve halen yerin orman içi açıklık vasfında olduğu iddiasına dayalı dava açabileceği açıktır.

Hal böyle olunca; İlk Derece Mahkemesince, 101 ada 32 parsel sayılı taşınmaz hakkında Orman İdaresi tarafından tapu iptal ve tescil davası açılıp açılmadığı araştırılarak, dava açılmışsa, açılan bu dava, yukarıda zikredilen diğer taşınmazlar ve dava konusu 101 ada 33 parsel bir bütün olarak göz önüne alınıp orman içi açıklıklıkların zilyetlikle kazanılamayacağı kanuni hükmü çerçevesinde değerlendirilmesi gerekirken, 32 parsel hakkında Orman İdaresi tarafından açılan dava olup olmadığı araştırılmaksızın karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. Dairece, anılan husus gözardı edilerek maddi hataya dayalı olarak İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onandığı anlaşılmakla, Dairenin 26.12.2023 tarihli ve 2021/6900 Esas, 2023/6759 Karar sayılı düzeltilerek onama kararı kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle;

Davacı Hazine vekilinin karar düzeltme isteği yerinde görüldüğünden kabulüyle, Dairemizin 26.12.2023 tarihli ve 2021/6894 Esas, 2023/6758 Karar sayılı düzeltilerek onama ilamının KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi hükmünün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

09.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

KARŞI OY

Dava, tespite itiraz davası olup, Kadastro Kanunun 30/2 maddesine göre resen araştırma ilkesine tabi olmaması, dava konusu taşınmaza yönelik Orman İdaresince açılmış bir dava bulunmaması ve 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açabilecek olması, Orman İdaresince komşu 101 ada 32 parsele bir dava açılıp açılmadığının araştırılmasına gerek bulunmaması, komşu 101 ada 32 parselin Yargıtay denetiminden geçerek tarla niteliği ile kesinleşmiş olması, dava konusu taşınmazın orman içi açıklığı olmaması ve Mahkemece bozma ilamı doğrultusunda araştırma yapılarak karar verilmiş olması nazara alındığında karar düzeltme istemi, 1086. Sayılı HMUK’un 440. maddesinde yazılı hallerden hiç birine uymadığından, karar düzeltme isteminin reddine karar verilmesi gerektiğini düşündüğümden, sayın çoğunluğun karar düzeltme isteminin kabulü ile hükmün bozulmasına ilişkin görüşüne katılamıyorum. 09.12.2024