Logo

8. Hukuk Dairesi2024/2370 E. 2024/6394 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kullanım kadastrosu sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmaz üzerinde davacının kullanıcı şerhi talebinin kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının taşınmaz üzerindeki fiili kullanımının 14.11.1999 tarihinden önce başladığının ispatlanamaması ve sonrasında da kullanımın devam etmediğinin belirlenmesi gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddeden kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1387 E., 2024/184 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulüne

İLK DERECE MAHKEMESİ : Zonguldak Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2020/45 E., 2021/16 K.

Taraflar arasındaki davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile yeniden hüküm kurmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Kullanım kadastrosu sırasında Zonguldak ili ... ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 106 ada 10 parsel, 1.177,17m2 yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, "3303 sayılı Taşkömürü Havzasındaki Taşınmaz Malların İktisabına Dair Kanun’un (3303 sayılı Kanun) Ek 1. Maddesi gereği" şerh yazılarak, arsa vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir.

Davacı vekili dava dilekçesinde; çekişme konusu taşınmazın 25 yıldır davacı tarafından kullanılmasına rağmen, davacı adına kullanıcı şerhi verilmediğini ileri sürerek, davacı adına kullanıcı şerhi verilmesini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince; '' ...keşif, mahalli bilirkişi, tespit bilirkişi, tanık beyanları ve bilirkişi raporları göz önüne alındığında davacının dava konusu taşınmazın yan parselinde evinin olduğu, fen bilirkişi raporunda belirtilen davacının evine giden su deposunun dava konusu taşınmazda bulunduğu, dava konusu taşınmazda tanık beyanlarına göre 1995 yılında yapıldığı söylenen parseli aşağı parsele bağlayan taş merdiven olduğu, davacı tarafından taşınmazın sınırlarını belirleyecek taş duvar çekildiği görülmekle, davacının dava konusu taşınmazı 1999 tarihinden bu yana kullandığına kanaat getirildiği" gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karara karşı davalı Hazine vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesince; ''... davacı, dava konusu taşınmazın kendi fiili kullanımında bulunduğunu ileri sürerek dava açmış ise de; mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve davacı tanıkları taşınmazın davacı tarafından kullanıldığını beyan etmiş iseler de davacının son dönemlerde taşınmazla ilgisini kestiğini de ifade etmişlerdir. Bu ifadeler Dairemizin kaldırma kararından sonrası alınan fen ve ziraat bilirkişilerinin ortak raporu ile desteklenmekte olmakla taşınmazın 14/11/1999 tarihinden evvel kimsenin kullanımında bulunmadığı, davacı adına bir kullanım bulunduğu hususu ispat edilemediğinden mahkemece, açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı" gerekçesiyle hükmünün kaldırılmasına, yeniden karar verilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı, davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı ... vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

S O N U Ç : Yukarda açıklanan nedenlerle;

Temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

427,60 TL davacı tarafından yatırılan peşin harcın onama harcına mahsubuna,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.