Logo

8. Hukuk Dairesi2024/2371 E. 2024/6390 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tutanağında Hazine adına tespit edilen taşınmaz üzerinde davacının kullanım hakkı iddiasıyla açtığı şerh davasının reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının taşınmaz üzerindeki zilyetliğini ispatlayamaması ve taşınmaz üzerinde fiili bir kullanımının olmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi’nin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/532 E., 2024/180 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulüne

İLK DERECE MAHKEMESİ : Geyve 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/285 E., 2021/681 K.

Taraflar arasındaki davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, yeniden hüküm kurmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Sakarya ili ... ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 108 ada 14 parsel sayılı, 1.402,12 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, şerhi yazılarak çalılık vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir.

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının taşınmazı 1955 yılında önceki zilyedinden satın aldığını, halen davacının zilyetliğinin taşınmazda devam ettiğini, ancak buna rağmen taşınmazın beyanlar hanesinde zilyedinin kim olduğu hususunun belirtilmediğini ileri sürerek, taşınmazın davacının kullanımında olduğuna ilişkin şerh verilmesini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince; davacı tarafından sunulan 18.02.1995 tarihli satışa ilişkin senedin çekişme konusu taşınmazı tam olarak karşılayıp karşılamadığının anlaşılamadığı, ancak dosyada dinlenen tanıklar tarafından, taşınmazın 1995 yılında davacı tarafından satın alındığı, davacının fiilen kullanımında olduğu yönünde beyanları bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile taşınmazın beyanlar hanesine "...'in 1995 yılından bu yana kullanımındadır" şerhinin verilmesine, taşınmazın beyanlar hanesinde "6831 sayılı kanunun 2/B maddesi uyarınca hazine adına orman sınırı dışına çıkarılmıştır" şerhinin bulunması nedeniyle davacının bu talebinin hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir.

Hükme karşı davalı Hazine vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; ''..mahallinde yapılan keşif sonucu alınan Ziraat ve Orman Mühendisi bilirkişilerin ortak imzalı raporlarında taşınmaz üzerinde tarımsal bir faaliyet bulunmadığı, 10 yılı aşkın zamandır toprağın işlenmediği, taşınmazın büyük bir kısmının yol olarak kullanıldığı beyan edilmekle yol açmanın ekonomik amaca uygun zilyetlik olarak kabulü mümkün olmadığı gibi eski tarihli hava fotoğraflarında tarla olarak kullanıldığı ancak kadastro tespit çalışmalarında düzenlenen tutanakta taşınmazda fiili kullanımın olmadığı, çalılık vasfında ve kimsenin mülkiyet iddiasında bulunmadığı belirtilmiş olmakla, davacının davasını ispat edemediği..'' gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı, davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve Kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

S O N U Ç : Yukarda açıklanan nedenlerle;

Temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

427,60 TL davacı vekili tarafından yatırılan peşin harcın onama harcına mahsubuna,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.