Logo

8. Hukuk Dairesi2024/2525 E. 2024/6712 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Uygulama kadastrosu sonucunda davacılar murisi adına kayıtlı taşınmazın yüzölçümünün eksilip davalı adına kayıtlı taşınmazın fazlalaştığı iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, uygulama kadastrosu ile tesis kadastrosu sınırları arasında uyuşmazlık bulunup bulunmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Uygulama kadastrosu sırasında yapılan sınırlandırma hatası nedeniyle davacıların murisi adına kayıtlı taşınmazın alanının eksik, davalı adına kayıtlı taşınmazın alanının ise fazla tespit edildiği, bu hatanın düzeltilmesi gerektiği ve mülkiyetin tesisine yönelik uyuşmazlıkların uygulama kadastrosu davasında çözümlenebileceği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1256 E., 2024/186 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Rize 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR TARİHİ : 22.06.2023

SAYISI : 2019/152 E., 2023/159 K.

Taraflar arasındaki uygulama kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Uygulama kadastrosu sonucunda, Rize ili İyidere ilçesi Yalıköy Mahallesi çalışma alanında bulunan ve davacılar murisi ... adına kayıtlı olan eski 338 parsel sayılı 1.400,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 267 ada 3 parsel numarasıyla ve 1.541,19 metrekare yüzölçümlü olarak; tapuda davalı adına kayıtlı olan eski 441 parsel sayılı 700,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise 267 ada 4 parsel numarasıyla ve 492,81 metrekare yüzölçümlü olarak tespit ve tescil edilmiştir.

Davacılar vekili dava dilekçesinde, uygulama kadastrosu sırasında müvekkillerine ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiğini, eksikliğin davalıya ait taşınmazdan kaynaklandığını ileri sürerek dava açmıştır.

Davalı cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda "Stereoskop aleti ile hava fotoğrafları incelenmek suretiyle jeodezi ve fotogrametri mühendisinden rapor alındığı, 18.04.2023 tarihli raporda "1963, 1974, 1981, 1982 ve 2009 yıllarına ait hava fotoğraflarının stereoskopik olarak incelenmesinde, dava konusu yerlerin çevresindeki kadastral parsellerle karşılaştırmalı olarak incelenmesi sonucunda kadastral plan örneğinde gösterilen dava konusu yerlerde; dava konusu parsellerin 1954 yılında yapılan tesis kadastrosunda üretilen 2 nolu paftada yer aldığı, dava konusu parsellerin kadastro tespitinde geometrik durumlarının takeometrik yöntemle belirlendiği, kadastro tespitinde parsellerin yüzölçümlerinin grafik (planimetrik) olarak hesaplandığı, 267 ada 3 (Eski 338) nolu parsel olarak gösterilen dava konusu kadastro tespitinde kırmızı renk ile çizilen sınırların mevcut olmadığı ve 22-a uygulamasına göre açık mavi renk ile çizilen sınırların mevcut olduğu, 22-a uygulaması sonucu oluşan 267 ada 3 nolu parselin sınırlarının mevcut olduğu, 267 ada 4 (Eski 441) nolu parsel olarak gösterilen 267 ada 4 (Eski 441) nolu parselin kadastro tespitinde yapılan sınırlandırmasına göre kadastro tespitinde kırmızı renk ile çizilen sınırların mevcut olmadığı ve 22-a uygulamasına göre açık mavi renk ile çizilen sınırların mevcut olduğu, 22-a uygulaması sonucu oluşan 267 ada 4 nolu parselin sınırlarının mevcut olduğu, (A) olarak gösterilen dava konusu yerin 267 ada 3 (Eski 338) nolu parsel ile bir bütün halinde kullanıldığı, aynı özellikte olduğu, 267 ada 3 (Eski 338) nolu parsel ile 267 ada 4 (Eski 441) nolu parselin kadastro tespitinden beri sınırlarının aynı biçimde kullanıldığı, bu inceleme ve değerlendirmelere göre keşif esnasında (A) olarak belirlenen ve alanı 77,15 metrekare olarak hesaplanan alanın 267 ada 3 nolu parsele eklenmesi gerektiği ve 267 ada 4 nolu parselden çıkarılması gerektiği, 267 ada 3(Eski 338) nolu parsel alanının 1.618,14 metrekare olması gerektiği, 267 ada 4(Eski 441) nolu parsel alanının 415,66 metrekare olmasının gerektiği" gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı adına kayıtlı 267 ada 4 parselde kayıtlı taşınmazın bilirkişi kurulunun 11.12.2022 tarihli raporunda (A) harfi ile gösterilen 77,15 metrekarelik kısmının tapu kaydının iptali ile, iptal edilen kısmının davacıların hissedarı olduğu 267 ada 3 parsele (eski 338 parsel) eklenmesine, davacılara ait 267 ada 3 parselin (eski 338 parsel) 1.618,14 metrekare yüzölçümü ile tapuda bu şekilde kayıt ve tesciline, 11.12.2022 tarihli tarihli raporu ve eklerinin kararın eki sayılmasına karar verilmiş; hükmün, davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince "Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde ve değerlendirilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamasına, kamu düzenine aykırı bir hususun tespit edilememiş olmasına, istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplere, istinaf edenin sıfatına, yenileme (uygulama) kadastrosu çalışmalarında tesis kadastrosu sınırlarında yapılan ölçü, sınırlandırma, tersimat veya hesaplama hatalarının düzeltilebilecek olmasına, mülkiyet ve mülkiyete ilişkin diğer hakların yenileme (uygulama) kadastrosunda tartışma ve inceleme konusu yapılamayacak olmasına, aksinin kabulünün 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 12/3.maddesinde yazılı hak düşürücü sürenin bertaraf edilmesi sonucunu doğuracak olmasına, dava konusu taşınmazların tesis kadastrosu sınırlarında teknik yönden herhangi bir hata bulunmadığının ve tersimat hatası yapılmadığının bilirkişi kurulu raporuyla belirlenmiş olmasına, dava konusu 267 ada 4 parsel sayılı taşınmazın güney sınırı tesis kadastrosunda bitişik 267 ada 5 parsel sayılı taşınmazın güney sınırına kadar uzanmamasına rağmen yenileme kadastrosunda bu sınıra kadar uzatılmasının yenileme kadastrosunda sınırlandırma hatası yapıldığını açıkça göstermesine, ilk derece mahkemesindeki yargılama sırasında süresi içerisinde ileri sürülmeyen hususların istinaf aşamasında ileri sürülemeyecek olmasına ve tüm dosya kapsamına göre, yerel mahkeme kararının usul ve kanuna uygun olduğu" gerekçesiyle istinaf başvurusu esastan reddedilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

S O N U Ç : Yukarda açıklanan nedenlerle;

Temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Davalının yatırmış olduğu 427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 21.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.