Logo

8. Hukuk Dairesi2024/2566 E. 2024/6713 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Uygulama kadastrosu sonucunda davacı parseline ait alanın eksiliğini iddia ederek, eksik alanın kendi parseline ilave edilmesi talebiyle açılan uygulama kadastrosu davasında, kadastro sınırlandırmasının doğru yapılıp yapılmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tesis kadastrosu ve uygulama kadastrosu paftaları ile hava fotoğraflarının karşılaştırılması neticesinde uygulama kadastrosu sınırlandırmasının hatalı yapıldığı, tesis kadastrosu ve eski tarihli hava fotoğraflarıyla uyumlu bir şekilde eski sınırların esas alınması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1350 E., 2023/1580 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Şabanözü Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/18 E., 2022/43 K.

Taraflar arasındaki uygulama kadastrosu davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Uygulama kadastrosu sonucunda, Çankırı İli Şabanözü İlçesi Küçükyakalı Köyü çalışma alanında ve tapuda davacı ... adına kayıtlı bulunan 119 ada 19 parsel sayılı 2.753,46 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz aynı ada parsel numarasıyla ve 2.733,75 metrekare yüzölçümlü olarak; davalı ... adına tapuda kayıtlı bulunan 119 ada 21 parsel sayılı 1.612,66 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise aynı ada parsel numarasıyla ve 1.632,37 metrekare yüzölçümlü olarak tespit ve tescil edilmiştir.

Davacı dava dilekçesinde, uygulama kadastrosu sırasında kendisine ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiğini, eksikliğin davalıya ait taşınmazdan kaynaklandığını belirterek hatanın düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı cevap dilekçesinde, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucundan, "Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan incelemede; Dosya içeriğine, mahkememizce yapılan keşif, yerel bilirkişi ve tanık beyanları, tesis kadastrosu ve 22/a maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosu paftaları ile ortofoto ve eski tarihli hava fotoğrafının, ölçü ve sınırlandırma krokilerinin harita mühendisi bilirkişileri tarafından yöntemine uygun şekilde şekilde tespit tarihine en yakın tarihli hava fotoğraflarının stereoskopik olarak ve ortofoto haritada dava konusu yerin çevresindeki kadastral parsellerle karşılaştırmalı olarak tesis kadastrosu ile yenileme ile oluşan tüm sınırlarının çakıştırılması ile yapılan inceleme sonucunda, 1953, 1956, 1990 ve 2008 yılı hava fotoğraflarında dava konusu olan 119 ada 19 ve 21 parsel sayılı taşınmazlar arasında belirgin bir sınır tespitinin yapıldığı, tespit edilen sınırın tesis kadastrosu çalışmaları ile uygun olduğu, 2018 yılında yapılan yenileme çalışmalarında sınırlandırmanın zemindeki mevcut kullanım ve hava fotoğraflarında tespit edilen kullanım ile uyumlu olmadığı yine B harfi ile gösterilen alanda yer alan duvarın kadimden beri değişmeyen sabit sınır olduğunun keşif mahallinde dinlenen yerel bilirkişi ve taraf tanıklarının beyanlarından anlaşılmakla uygulama çalışmalarında sınırlandırma hatası yapıldığı anlaşılmakla" gerekçesiyle davanın kabulü ile Çankırı ili Şabanözü ilçesi Küçükyakalı Köyü 119 ada 19 parsel ve Çankırı ili Şabanözü ilçesi Küçükyakalı Köyü 119 ada 21 parsel sayılı taşınmazların uygulama tespitlerinin iptali ile fen bilirkişilerinin 30.09.2021 havale tarihli raporunun ekinde yer alan kroki'de (A) harfi ile gösterilen alanın (16,63 metrekare) ve (B) harfi ile gösterilen alanın (3,08 metrekare) 119 ada 21 parsel sayılı taşınmazdan ifrazı ile (A) harfi ve (B) harfi ile gösterilen bölümün 119 ada 19 parsel sayılı taşınmaza ilave edilerek 119 ada 19 parsel sayılı taşınmazın 2.753,46 metrekare, 119 ada 21 parsel sayılı taşınmazın ise 1.612,66 metrekare yüzölçümleri ile 22/2-a paftasının yenilenmesine ve tapu kaydındaki malikleri adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hükmün, davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince "Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepler ile kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan incelemede; harita mühendisi ve fen bilirkişi tarafından yöntemine uygun şekilde tesis kadastrosu ve 22/a maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosu paftaları ile hava fotoğraflarının çakıştırılması neticesinde, 1953, 1956, 1990, 2008 yıllarına ait hava fotoğraflarında 119 ada 19 ve 21 parseller arasında belirgin bir sınır tespit edildiği, tespit edilen bu sınırın 2000 yılında yapılan tesis kadastrosu pafta sınırı ile uyumlu olduğu, 2018 yılında yapılan uygulama kadastrosu sınırı ile uyumlu olmadığı, 2000 yılında yapılan tesis kadastrosunda her iki parsel arasındaki müşterek sınırın sınırlandırmasının doğru olarak yapıldığı, A ve B harfleri ile gösterilen alanların davacı parseline ilave edilmesi gerektiği belirtilmiş olup 3402 sayılı Kadastro Kanunu 22/a uygulaması ile yapılan sınır değerlendirmelerinin ve alan hesaplamalarının mevzuata uygun olarak oluşturulmadığı ve teknik açıdan hatalı olduğu ve bilirkişi raporunda belirtildiği şekilde düzeltilmesi gerektiği anlaşıldığından mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı" gerekçesiyle istinaf başvurusu esastan reddedilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

S O N U Ç : Yukarda açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

427,60 TL davalı tarafından yatırılan peşin harcın onama harcına mahsubuna,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,21.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.