"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1913 E., 2022/692 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ergani 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/60 E., 2021/178 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararınin, davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Kadastro sonucu Diyarbakır ili ... ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 157 ada 1 parsel sayılı 9.581,37 m² yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle senetsizden, susuz tarla vasfıyla, davalılar adına tespit ve tespitin itirazsız kesinleşmesi üzerine davalılar adına 15.03.2019 tarihinde tapuya tescil edilmiştir.
2. Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde; Diyarbakır ili ... ilçesi ... Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında davaya konu 157 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalı taraf adına tescil edildiğini, yapılan kadastro tespitinin haksız, hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, davalı taraf lehine zilyetlik şartlarının oluşmadığını, davaya konu taşınmaz üzerinde kadastro tespiti öncesi zamanda kimsenin zilyetliğinin bulunmadığını, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 713 üncü maddesindeki şartların gerçekleşmediğini ileri sürerek, öncelikle dava konusu taşınmazda orman incelemesi yapılmasını ve akabinde taşınmazın orman olduğunun tespiti halinde tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini aksi durumda taşınmazın vasfının mahkemece tespit edilerek o vasıfla Hazine adına tapuya kayıt ve tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; dava değerinin gösterilmediğini, teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğini, dava konusu yerin müvekkili ve miras bırakanı tarafından 70 yılı aşkın bir süredir ekip biçme suretiyle kullanıldığını, taşınmazların kullanımlarının aralıksız devam ettiğini, söz konusu tarla ve bahçelerin bakım ve sürülmesinin nizasız ve fasılasız müvekkil ve murisi tarafından yapıldığını, sadece bazı yıllar dava konusu parsellerin nadasa bırakıldığını ve dinlenmesi açısından sürülmediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "... keşifte refakate alınan orman yüksek mühendisinin memleket haritası, amenajman planı, hava fotoğrafları eşliğinde yaptığı inceleme sonrasında taşınmazın orman vasfında olmadığının belirlediği, yapılan incelemede taşınmazın davalı yararına mülkiyet kazanma koşullarının gerçekleşmediği, mahalli bilirkişi beyanlarına göre davalıların ya da murislerinin taşınmazda 30 yıldan uzun süredir zilyetliklerinin bulunmadığı, hava fotoğrafları ve ziraat mühendisi bilirkişi raporları ile bu beyanların desteklendiği, mülkiyeti kazanma koşulları olan kadastro tarihinden geriye doğru 20 yıllık süre içerisinde kesintisiz, nizasız, ekonomik amaca uygun zilyetlik koşullarının dava konusu parsel yönünden gerçekleşmediği, davalı tarafın delil olarak dayandığı Ergani Asliye Hukuk Mahkemesinin 1959/40 Esas ve 1961/112 Karar sayılı dosyasının celbi talep edilmesine rağmen dosyanın imha edildiğinin bildirildiği, davalı tarafın vergi tahrir kayıtlarının celbi için belediye başkanlığı ve tapu müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabında taşınmazların ada parsel numarası belirtilen tarihlerde mevcut olmadığından tahrir kayıtlarının gönderilemediğinin belirtildiği, vergi tahrir kayıtlarının ilgili davada delil ve mülkiyeti kazanma konusunda fayda sağlayabilmesi için zilyetlik ile birleşme şartının olduğu, ancak dava konusu taşınmazda gerek mahalli bilirkişi beyanları ve gerekse hava fotoğrafları kapsamında davalıların zilyetliğinin otuz yıldan fazla süredir kesintiye uğradığının görüldüğü, bu nedenle vergi tahrir kaydının dosyaya sunulmasının da karara etki etmeyeceği ... " gerekçesiyle, davanın kabulüne ve Diyarbakır ili ... ilçesi ... Mahallesi ... Mevkii 157 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına ham toprak vasfı ile tüm sınırlandırmalar ve hacizlerden ari şekilde tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; eksik inceleme ile karar verildiğini, cevap dilekçesinde belirttikleri dava dosyası, vergi kayıtları ve bilirkişi raporuna itiraz dilekçelerinde belirttikleri ÇKS kayıtlarının dosya içine alınmadığını, dava konusu yerde, müvekkili ve miras bırakanlarının 70 yılı aşkın bir kesintisiz zilyetliğinin olduğunu, mahalli bilirkişiler, tespit bilirkişileri ve tanıkların dava konusu taşınmazın müvekkillere ait olduğunu açık, şüpheye mahal bırakmayacak bir şekilde net olarak ifade ettiklerini, uydu fotoğraflarında tarımsal faaliyet yapılmadığı belirtilmişse de bu durumun gerçeği yansıtmadığını, uyuşmazlığın esasına etki edecek olan delillerin toplanmadığını, teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu beyan ederek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "... hava fotoğraflarına dayalı harita, orman ve ziraat bilirkişisi incelemesinden dava konusu taşınmazın 1967, 1984, 2002 ve 2011 yıllarına ait hava fotoğraflarında tarımsal faaliyete konu olmadığı, imar ve ihyasının gerçekleşmediği, keşifte elde edilen beyanların bilirkişi raporlarında varılan sonuçlarla uyumlu olduğu, davalı yan lehine kazandırıcı zamanaşımı yoluyla taşınmaz iktisabına ilişkin yasal şartların gerçekleşmediği, keşfin usulüne uygun olarak yapıldığı, bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olduğu, mahkemenin vakıa ve hukukî değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ..." gerekçesiyle, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353/(1)-b.1 inci maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın bulunduğu bölgenin 1994-2004 yılları arasında terör bölgesi olarak kabul edildiğini, bu nedenle bazı yılların toprağın sürülmesinin imkansız hale geldiğini, hatta bazı maliklerin köylerini bırakıp şehirlere göç etmek zorunda kaldıklarını, bu hususların mahkemece araştırılmadığını ileri sürerek ve istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu taşınmaz üzerinde kadastro öncesi davalı lehine zilyetlik şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369/1, 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanunu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun), 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun),
3. Değerlendirme
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
80,70 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 346,90 TL'nin temyiz edenden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.