Logo

8. Hukuk Dairesi2024/285 E. 2025/2186 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Orman tahdidine itiraz davasında, önceki tapu iptal davası ile kesin hüküm oluşup oluşmadığı ve davacının orman sınırları dışında kalan kısım için tapu tescili ile orman sınırları içinde kalan kısım için tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı hususunda ihtilaf.

Gerekçe ve Sonuç: Kesinleşmiş tapu iptal davasının orman tahdidine itiraz davasına engel teşkil etmediği, davacının orman sınırları dışında kalan kısım için tapu tescili talebinin kabulü gerektiği, orman sınırları içinde kalan kısım için ise tazminat miktarının doğru hesaplandığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/28 E., 2022/373 K.

DAVA TARİHİ : 23.02.2011

KARAR : Davanın kabulüne

TEMYİZ EDENLER : Davalılar Hazine vekili ve Orman İdaresi vekili

Taraflar arasındaki orman tahdidinin iptali, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007 nci maddesi uyarınca tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonunda Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı ... İdaresi vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Sinop ili, Merkez ilçesi, Kabalı köyü çalışma alanında yapılıp 1970 yılında kesinleşen kadastro neticesinde 670 parsel 9580 metrekare yüzölçümüyle, Mart 1315 tarihli ve 144 nolu, 15.07.1949 tarihli ve 79 nolu ve 06.08.1952 tarihli ve 49 sıra nolu tapu kayıtları ve vergi kayıtlarına istinaden tarla vasfıyla ... ... adına tespit ve tescil edilmiş, taşınmazın tapusunun iptali istemi ile Orman İdaresince tapu maliki ... aleyhine açılan davada Sinop Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.04.2008 tarihli ve 2007/555 Esas, 2008/200 Karar sayılı kararı ile parselin (A) harfi ile belirtilen 1.220,88 metrekare ve (B2) harfi ile belirtilen 543,12 metrekare olmak üzere toplam 1764 metrekare kısmın tapu kaydının iptali ile bu bölümlerin orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine dair verilen karar, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 26.02.2009 tarihli ve 2009/90 Esas, 2009/3240 Karar sayılı kararı ile onanarak kesinleşmiş, yapılan 22/a uygulaması neticesinde 122 ada 164 parsel olarak 9.934,31 metrekare yüzölçümüyle tespit edilmiş olup hali hazırda tapuda ... adına kayıtlıdır.

Davacı, adına tapuda tarla vasfıyla kayıtlı Kabalı köyü 670 parsel sayılı taşınmazın yörede ilân edilen orman kadastrosu sırasında orman sınırı içine alınması işleminin yanlış olduğunu ileri sürerek, bu yere ait sınırlamanın iptali, taşınmazın adına tescili, talebi kabul edilmediği takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak kaydıyla şimdilik 8.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece, dava konusu ile ilgili Sinop Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/555 Esas ve 2008/200 Karar sayılı dosyası ile tapu iptali ve tescil yönünden kararın kesinleştiği ve karar ile ilgili kesinleşmiş Mahkeme ilâmı bulunduğundan davacının davasının tüm yönleri ile birlikte reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 01.07.2014 tarihli ve 2014/3473 Esas, 2014/7028 Karar sayılı kararıyla; “...Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1970 yılında kesinleşen genel arazi kadastrosu ile davacının dayanağı 670 sayılı parsel oluşmuştur. Dava konusu 670 parselin tapusunun iptali istemi ile Orman İdaresince tapu maliki ... aleyhine açılan davada Sinop Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 08.04.2008 tarihli ve 2007/555 Esas, 2008/200 Karar sayılı kararıyla parselin (A) harfi ile belirtilen 1.220,88 metrekare ve (B2) harfi ile belirtilen 543,12 m2 olmak üzere toplam 1.764 metrekare kısmın tapu kaydının iptali ile bu bölümlerin orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine dair verilen karar, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 26.02.2009 tarihli ve 2009/90 Esas, 2009/3240 Karar sayılı kararı ile onanarak kesinleşmiş olup, Mahkemece her ne kadar keşif ve hiç bir araştırma yapılmadan Sinop Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 08.04.2008 tarihli ve 2007/555 Esas, 2008/200 Karar sayılı dosyasından bahsedilerek davanın reddine karar verilmiş ise de Mahkemenin bu değerlendirmesinin yerinde olmadığı, davanın, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 11/1 inci maddesi gereğince on yıllık süre içinde açılan orman tahdidinin iptaline ilişkin olduğuna göre, öncelikle, orman tahdidine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneğinin getirtilip davanın on yıllık süre içinde açılıp açılmadığı belirlenmeli, on yıllık süre içinde açıldığının tespit edilmiş olması halinde halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla, yerinde yapılacak keşifte, 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve aynı Kanun'un 2/B maddesinin uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54 üncü maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49 ncu maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı dokuzuncu bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı yönetmelikler ile teknik izahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmesi, yapılan bu uygulama sonucu çekişmeli taşınmazın orman tahdidi içinde kalan bölümü belirlendikten sonra bu bölümün öncesi itibariyle orman sayılan yerlerden olup olmadığının memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenajman planı uygulanması yapılması ile de belirlenmesinin gerektiği, bu sebeple, en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile amenajman planı bulunduğu yerden getirtilip, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın bu bölümünün öncesinin bu belgelerde ne şekilde göründüğü orman ya da 6831 sayılı Kanun'un 17/2 nci maddesinde ifade edilen orman içi açıklık olup olmadığının aynı bilirkişilerce rapor edilmesinin gerektiği, yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazın orman tahdidi içinde kalan bölümünün orman sayılan yerlerden olduğu belirlendiği takdirde, önceki kadastrodan oluşan tapu kaydı mahkeme kararı ile iptal edildiğinden bu bölüme yönelik taşınmazın değeri bakımından araştırma ve inceleme yapılıp Medenî Kanun'un 1007 nci maddesi gözönünde bulundurularak tazminat hususunda karar verilmesi gerektiği...” gerekçesiyle bozma kararı verilmiş, bozmaya uyulmasının ardından Mahkemece açılan davanın kısmen kabulüne, Sinop ili Merkez ilçesi Kabalı köyü 122 ada 164 parsel (eski 670 parsel) nolu taşınmazda 25.05.2015 havale tarihi orman bilirkişi ... Karaduman'ın rapor ve ekli krokisinde (B1) ile işaretli 8.441,74 metrekare kısmı ile (B2) ile işaretli 500,25 metrekare kısımların tefrik edilerek orman tahdit sınırları dışına çıkarılmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 8.000,00 TL'nin 01.12.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalılar vekillerince temyiz edilmiş, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 14.11.2019 tarihli ve 2019/3577 Esas 2019/6616 Karar sayılı kararıyla; "...Orman İdaresince tahdide dayalı olarak açılan tapu iptal davası sonucunda Sinop Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/555 Esas, 2008/200 Karar sayılı ilamı ile davacı adına tapuda kayıtlı 122 ada 164 (eski 670) parsel sayılı taşınmazın tapusunun bir kısmının iptaline karar verildiği, kararın temyiz incelemesinden geçerek 27.11.2009 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Temyize konu davada, davacı tapu maliki 10 yıllık süre içerisinde orman tahdidine itiraz ettiği gibi orman sınırları dışarısına çıkarılacak alanın adına tescilini de talep etmiştir. Bu nedenle, sebepleri farklı olan davalarda verilen hükümler kesin hüküm olmayacağından, Mahkemece, öncelikle Sinop Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/555 Esas, 2008/200 Karar sayılı ilamının tapuda infazı sağlanmasının gerektiği, Sinop Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/555 Esas, 2008/200 Karar sayılı ilamının tapuda infazı sağlandıktan sonra; orman bilirkişisinin raporuna göre, dava konusu taşınmazın (A) ile gösterilen kısmı evveliyatı itibarıyla orman olduğu gibi tahdit sınırları içerisinde kalmakta; dava konusu taşınmazın (B1) ve (B2) ile gösterilen kısımları evveliyatı itibarıyla orman olmamasına rağmen (B2) ile gösterilen kısmı tahdit sınırları içerisinde kalmaktadır. Davacı, orman tahdidinin iptali ile taşınmazın adına tescilini, bu talebi kabul edilmediği takdirde tazminat talebinde bulunmuştur. Dava konusu taşınmazın (B1) ile gösterilen kısmının, tahdit içerisine alınmaması nedeniyle eldeki davaya konu olmamasına rağmen mahkemece bu kısmın da orman sınırları dışarısına çıkarılmasına karar verilmesi doğru değildir. Mahkemece, (B2) ile gösterilen kısmın evveliyatı itibarıyla orman sayılmayan yerlerden olması nedeniyle, bu kısma ilişkin davanın kabulü ile bu kısmın orman sınırları dışarısına çıkarılmasına ve Sinop Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/555 Esas , 2008/200 Karar sayılı ilamının tapuda infazı ile birlikte bu kısmın davacı adına olan tapu kaydı iptal edilmiş olacağından bu kısmın tekrar davacı adına tapuya tescil edilmesine karar verilmesi gerekmektedir. Dava konusu taşınmazın (A) ile gösterilen kısmı evveliyatı itibarıyla orman olduğundan bu kısma ilişkin orman sınırları dışına çıkarılma talebinin reddine karar verilerek davacının Türk Medeni Kanunu'nun 1007 nci maddesine göre tazminat talebi bulunduğundan bu kısım için Sinop Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/555 Esas, 2008/200 Karar sayılı ilamının kesinleştiği tarih değerlendirme tarihi kabul edilip çekişmeli taşınmaz arazi niteliğinde olduğundan sulu-kuru olup olmadığı, yerleşim alanlarına uzaklığı, iklim şartları, arazinin toprak ve topoğrafik yapısı ve bölgesindeki konumu gözetilerek 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 6754 sayılı Bilirkişilik Kanunu'nun 39 ncu maddesiyle değişik 15 inci maddesinde belirtilen yönteme göre oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla çevrede yetiştirilen ürünlerin münavebesi, dekar başına ortalama verim, toptan satış fiyatı ve üretim maliyeti resmî verileri ilçe tarım müdürlüğünden getirtilmek suretiyle, elde edilen verilere uygun biçimde değerlendirme yapılarak net gelir yöntemiyle değerlendirme tarihindeki gerçek değerinin hesaplattırılması, bu şekilde tapusu iptal edilen tapu sahibinin gerçek zararının saptanması, dava konusu taşınmazın bir kısmı kamulaştırma sebebiyle ifraz edildiğinden ifraz edilen kısmın taşınmazın hangi bölümünde kaldığı saptanarak kamulaştırılan kısım (A) ile gösterilen kısımda kalıyorsa ödenen kamulaştırma bedelinin tespit edilecek tazminat miktarından mahsup edilmesi gerektiği..." gerekçesiyle bozma kararı verilmiş, bozma sonrası mahkemece yapılan yargılama sonunda; "...davaya konu taşınmazın fen bilirkişisi raporunda (B2) ile gösterilen evveliyatı itibarıyla orman sayılmayan yerlerden olması sebebiyle bu kısma ilişkin davanın kabülüne karar verilmiş, yine fen bilirkişisi raporunda (A) ile gösterilen Sinop Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/555 Esas, 2008/200 Karar sayılı ilamının kesinleştiği tarih itibarıyla değeri her ne kadar 13.209,92 olsa da irtifak hakkına ilişkin değerin bu bedelden düşülmesi gerektiği kanatiyle tazminat miktarının 12.524,29 TL olduğu..." gerekçesiyle 122 ada 225 parsel (eski 670 parselden eski 122 ada 164 parsel) nolu taşınmazda 11.11.2021 havale tarihi fen bilirkişisinin rapor ve ekli krokisinde (B2) ile işaretli yenileme sonrası 499,02 metrekare kısmının tefrik edilerek orman tahdit sınırları dışına çıkarılmasına, davacı adına tapuya tesciline, 122 ada 225 parsel (eski 670 parselden parselden eski 122 ada 164 parsel) nolu taşınmazda (11.11.2021 havale tarihi) fen bilirkişisinin rapor ve ekli krokisinde (A) ile işaretli alan için 12.524,29 TL tazminatın kararın kesinleşme tarihi olan 26.11.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davalı Hazine vekili ve davalı ... İdaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekili ve davalı ... İdaresi vekilinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,

7139 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesi uyarınca Orman İdaresinden harç alınmasına yer olmadığına,

Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

17.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.