"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1866 E., 2024/302 K.
KARAR : İstinaf talebinin esastan reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/687 E., 2022/711 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartları ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) geçici 8 inci maddesi gereğince yapılan kadastro sırasında, Tokat ili Merkez ilçesi Dazya köyü çalışma alanında bulunan 126 ada 60 parsel sayılı 1.663,30 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı adına tespit edilmiştir.
Davacı Hazine, Tokat ili ... ilçesi Dazya köyünde yapılan kadastro tespit çalışmalarında orman olduğu gerekçesiyle orman sınırları dışına çıkarılan ve tescil harici bırakılan yerlerin Hazine adına tespit edilmeyip kişi adına tespit edilmesinin hukuka uygun olmadığını, taşınmazın niteliğinin orman olduğunu, taşınmazın kesinleşen orman tahdidi dışında bırakılmış olmakla orman niteliğini yitirse de, tahdidin kesinleştiği tarihe kadar orman niteliğini koruduğundan bu tarihe kadar olan zilyetliğe değer verilemeyeceğini, ayrıca taşınmazın evveliyatının orman veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, bu nedenle zamanaşımı ile iktisap edilemeyeceğini öne sürerek, 126 ada 60 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına tescilini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesinin 22.05.2019 tarihli ve 2019/7 Esas, 2019/254 Karar sayılı kararıyla, davanın kabulüne karar verilmiş, kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 25.10.2019 tarihli ve 2019/2013 Esas, 2019/1903 Karar sayılı kararı ile "Mahkemece taşınmazın 2006 tarihli hava fotoğrafında kullanılmadığının tespit edildiği, keşif tarihi itibariyle de son yıllarda tarım yapılmadığının anlaşıldığı, dönem dönem zilyetliğe ara verildiği, davalı lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 inci maddesindeki şartların oluşmadığı gerekçe gösterilerek karar verilmiş ise de, hükme esas alınan jeodezi ve orman bilirkişi raporunda 1988 li yıllarda taşınmazın kısmen kullanıldığı, 2006 yıllarında sınırlarının belirgin olduğu, 2010-2013-2017 yılındaki hava fotoğraflarında ise taşınmazın kısmen kullanıldığının belirtildiği, ancak günümüzde taşınmazın işlenmemiş olduğunun belirtildiği, yine aynı raporun üst kısmında taşınmazda orman ağacının bulunmadığının belirtildiği fakat raporun ilerleyen kısmında taşınmaz üzerinde "meşe" ağacının bulunduğunun belirtildiği, ziraat bilirkişi raporunda ise taşınmazın tamamen imar ve ihya edildiği, sürekli olarak zilyetliğe ara verilmediğinin belirtildiği, Jeodezi bilirkişinin tek başına sunduğu raporunda ise taşınmazın bir kısmının 2010-2013-2017 tarihli hava fotoğraflarında ağaçlık, bir kısmının ise açıklık olduğunun belirtidiği, jeodezi ve orman bilirkişisinin ortak raporunda çelişkili ifadeler bulunduğu gibi her üç rapor dahi birbiriyle çeliştikleri halde bu çelişkilerin giderilmediği bu çelişkili raporlara dayanılarak karar verildiği, öte yandan jeodezi ve orman bilirkişisi raporunda 1988-2010-2013-2017 tarihli hava fotoğraflarında taşınmazın kısmen kullanıldığı belirtilmesine rağmen kullanılan kısmın neresi olduğunun yapılan keşifte belirlenmediği, ayrıca gerek jeodezi bilirkişi raporundan ve gerekse orta fotodan taşınmazın batı tarafında kalan bölümünde ağaçların göründüğü, bu kısmın bitki örtüsü ile komşu orman parselinin bitki örtüsü arasında benzerlik olduğunun görüldüğü, orman bilirkişi raporunda da taşınmaz üzerinde "meşe" ağacı bulunduğu belirtildiği halde taşınmazın eylemli durumunda kısmen veya tamamen orman olup olmadığının değerlendirilmediği, ağaçlık olan kısmın eylemli orman olması halinde geri kalan kısmın orman içi açıklık olup olmayacağının da değerlendirilmediği, ayrıca alınan mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına göre çekişmeli taşınmaz davalının babası ... ...'un zilyetliğinde iken davalıya kaldığı belirtilmesine rağmen ... ... hakkında belgesiz araştırması yapılmadığı" gerekçesiyle, istinaf talebinin kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353/(1)-a.6 ncı maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin iade kararı sonrası İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, "hükme esas alınan bilirkişi raporları uyarınca dava konusu taşınmazın, orman sayılan yerlerden olduğu" gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, "incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman ve fen bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın çekişmeli taşınmazın teknik bilirkişi raporunda B harfi ile gösterilen alanın orman sayılan yerlerden olduğu, A harfi ile gösterilen alanın ise orman içi açıklık niteliğinde ve dolayısıyla orman sayılan yerlerden olduğu, orman sayılan yerlerin zilyetlikten kazanılmasının hukuken mümkün olmadığı gibi, davalının ekonomik amaca yönelik yirmi yıla ulaşan zilyetliğinin de bulunmadığı" gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, bu kez davalı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
S O N U Ç : Yukarıda açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.