"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/568 E., 2022/663 K.
DAVA TARİHİ : 26.03.2013
KARAR : Davanın reddine
Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonunda Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının davalı ... ve davacı vekili tarafından temyiz edildiği, 16.05.2023 tarihli ek kararla davalı ... Kişiliğinin temyiz talebinin süresinde olmadığından reddine karar verilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Batman ili Hasankeyf ilçesi Irmak köyünde kain kuzeyi 289 nolu parsel, doğusu köy yolu batısı ve güneyi orman sahasıyla çevrili tespit dışı bırakılan bölgeyi 25 yılı aşkın bir zamandır müvekkilinin kullandığından bahisle söz konusu taşınmazın müvekkili adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne, çekişmeli taşınmazın dosyada (A) ile gösterilen 8.876,61 metrekare ve (C) ile gösterilen 8.411,32 metrekare alanın davacı ... adına tesciline karar verilmiş; hükmün, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi sonucunda onanmasına karar verilmiş, davalı Hazine vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulması üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 31.05.2016 tarihli ve 2016/2440 Esas, 2016/6108 Karar sayılı kararıyla; "...Mahkemece yapılan araştırma ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmadığı, davalı Hazine davaya cevabında açık olarak orman iddiasını ileri sürmesine, dinlenilen yerel bilirkişinin de taşınmaz sınırında orman tarif etmesine rağmen orman araştırması yapılmadığı, öte yandan hükme dayanak yapılan 1984 tarihli hava fotoğrafı bu konuda uzman jeodezi ve fotogrametri bilirkişi eliyle incelenmediği, yerine hava fotoğraflarının incelenmesi konusunda uzman olmayan ziraat ve jeolog bilirkişinin rapor içeriğindeki açıklamalar ile yetinildiği, Kaldı ki, Kadastro Müdürlüğü taşınmazın "taşlık" niteliği ile tespit dışı bırakıldığını bildirmesine, buna karşılık dinlenilen yerel bilirkişi ve tanığın bildiklerinden beri tarla olarak kullanıldığını belirtmelerine göre idare yazısı ile alınan beyanlar arasındaki çelişki giderilmemiş, özellikle taşınmazın öncesi itibariyle imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı, muhtaç ise imar-ihyanın ne zaman tamamlandığı açık olarak belirlenmediği ve kabule göre de davalı Hazinenin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/6 ncı maddesi uyarınca adına tescil istemini öne sürdüğü, mahkemenin de teknik bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölüme yönelik davayı reddettiği anlaşılmasına rağmen Hazinenin tescil talebi hakkında olumlu olumsuz hüküm kurulmaması isabetsiz olduğu gerekçesiyle, davalı Hazine vekilinin karar düzeltme isteminin belirtilen nedenlerle kabulü ile onama kararının kaldırılarak hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle..." araştırma bozması kararı verilmiş; Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, 04.01.2019 tarihli fen bilirkişi raporunda (B2) harfi ile gösterilen 6.418,88 metrekarelik kısmın davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hükmün, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan)16. Hukuk Dairesinin 21.04.2021 tarihli ve 2019/1157 Esas 2021/3811 Karar sayılı kararı ile; "...Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmediği, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda (B2) harfiyle gösterilen taşınmaz bölümü üzerinde, davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmak için yeterli bulunmadığı, hükme esas alınan jeodezi ve fotoğrametri uzmanı bilirkişi raporunda, temyize konu bölümün 1973, 1978, 1984 ve 2002 tarihli hava fotoğraflarında tarımsal faaliyet yapmaya elverişli bölgede kaldığı belirtildiği halde, bu bölümün belirtilen tarihlerde ekilip ekilmediği, tarla olarak kullanılıp kullanılmadığı, kullanım sınırlarının oluşup oluşmadığı ve imar ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığının açıklanmadığı; ziraatçi bilirkişi kurulu raporunda, temyize konu bölüm üzerinde en az 40 yıl önceden beri tarımsal faaliyetin yapıldığı, imar ihya işleminin tamamlanmış olduğu, 1. sınıf tarım arazisi vasfında olduğu açıklanmasına rağmen, davacının taşınmazı nasıl kullandığı, üzerindeki zilyetliğini hangi tasarruflarla sürdürdüğü, ne ekip biçtiği ve rapora ekli fotoğraflarda üzerinde hayvanların otlatıldığı görüldüğünden, çayır niteliği ile mi kullanıldığının belirtilmediği; orman bilirkişisi raporunda, davaya konu bölümler (A) ve (B) harfleriyle gösterilip (A) rumuzlu yerin hiç sürülmediği, (B) rumuzlu bölümün uzun yıllardır ekim dikimde kullanıldığı, dava konusu bölümlerin 6831 sayılı Orman Kanun'un 1 inci maddesine göre orman sayılmayan yerlerden olduğu, 1957 tarihli memleket haritasında nizalı bölümlerin açık kahverengi ile boyalı alanda kaldığı, amenajman haritasında ziraat-açıklık saha-taşlık-kayalık rumuzlu alanda kaldığı bildirildiği halde, 1958 tarihli memleket haritasının yapımına esas alınan hava fotoğrafı incelenmediği gibi dosyadaki mevcut hava fotoğraflarının da orman yönünden incelenmediği, uydu fotoğrafından dava konusu edilen yerin bir kısmının fiilen baraj suları altında kaldığı belirlendiğinden, dava konusu edilen bölümlerin kamulaştırılıp kamulaştırılmadığı, davacıya kamulaştırma nedeniyle herhangi bir bedel ödenip ödenmediği hususları ilgili yerlerden sorulup saptanmalı, temyize konu (B2) harfi ile gösterilen yerin toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmaz bölümünün dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; hava fotoğrafı ve orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde ve hava fotoğrafı üzerinde gösterilmesi gerektiği..." gerekçesiyle bozma kararı verilmiş, bozma sonrası Mahkemece yapılan yargılama sonunda; "...davacı tarafın verilen kesin ve ihtaratlı süreye rağmen dava konusu taşınmazın Ilısu barajı suları altında bulunduğu gerekçesiyle keşif yapılmasına gerek olmadığı gerekçesiyle keşif masraflarının yatırılmadığı dosya arasında bulunan Yargıtay (kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 21.04.2021 tarihli ve 2019/1157 Esas ve 2021/3811 Karar sayılı bozma gerekçeli ilamı dikkate alındığında dosya kapsamında yeni bilirkişiler ile yenden keşif yapılması gerektiği, davacı taraf her ne kadar keşif yapılmasına gerek olmadığını beyan etmiş ise dosyada yeni bilirkişilerden rapor alınması için de keşif gerektiği bu haliyle dosya arasındaki bilgi ve belgeler ile yapılan değerlendirmede davacının davasını ispat edemediği..." gerekçesiyle davanın reddine; 04.01.2019 tarihli fen bilirkişi raporu ve ekli krokisinde (B2) harfi ile gösterilen 6418,88 metrekare lik taşınmaz yönünden davanın reddi ile, Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu taşınmaz baraj göl sahasında kaldığından tapudan terkinine, 04.01.2019 tarihli fen bilirkişi raporu ve ekli krokisinde (A) harfi ile gösterilen 1063,46 metrekarelik taşınmaz yönünden davanın reddi ile, Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu taşınmaz baraj göl sahasında kaldığından tapudan terkinine, 04.01.2019 tarihli fen bilirkişi raporu ve ekli krokisinde (B1) harfi ile gösterilen 1999,73 metrekarelik taşınmaz yönünden davanın reddi ile, Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu taşınmaz baraj göl sahasında kaldığından tapudan terkinine, 04.01.2019 tarihli fen bilirkişi raporu ve ekli krokisinde (C) harfi ile gösterilen 458,00 metrekarelik taşınmaz yönünden davanın reddi ile, Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu taşınmaz baraj göl sahasında kaldığından tapudan terkinine, 04.01.2019 tarihli fen bilirkişi raporu ve ekli krokisinde (D) harfi ile gösterilen 5624,21 metrekarelik taşınmaz yönünden davanın reddi ile, Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu taşınmaz baraj göl sahasında kaldığından tapudan terkinine, 04.01.2019 tarihli fen bilirkişi raporu ve ekli krokisinde (E) harfi ile gösterilen 8347,86 metrekarelik taşınmaz yönünden davanın reddi ile, Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu taşınmaz baraj göl sahasında kaldığından tapudan terkinine, karar verilmiş hüküm davacı vekili ve davalı Köy Tüzel Kişiliği temsilcisi tarafından temyiz edilmiş, İlk Derece Mahkemesince 16.05.2023 tarihli ek kararla davalı ... Kişiliğinin temyiz talebinin süresinde olmadığından reddine karar verilmiş, ek karar temyiz edilmemiştir
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,
179,90 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 435,50 TL'nin temyiz eden davacıdan alınmasına,
615,40 TL onama harcının temyiz eden davalı ... Kişiliğinden alınmasına,
1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
17.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi