Logo

8. Hukuk Dairesi2024/3159 E. 2024/8008 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespitine itiraz davasında, taşınmazın mülkiyetinin kime ait olduğu ve kadastro tespitinin doğru yapılıp yapılmadığı hususunda uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın bir kısmının daha önce kadastroya tabi tutulmuş başka bir parselle mükerrerlik oluşturduğu ve kadastro mahkemesinin taşınmazın tamamı hakkında hüküm kurması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2022/14 E., 2024/7 K.

KARAR : Davanın kabulüne

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karar, yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairemizce bozulmuştur.

İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı, davalı Hazine vekili ve dahili davalı ... Belediyesi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında, Anamur ilçesi Çeltikçi köyü çalışma alanında bulunan 131 ada 24 (yeni 131 ada 47) parsel sayılı 1.800,44 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz, Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek, malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir.

Davacı ... tarafından, davalılar aleyhine, Asliye Mahkemesinde açılan tescil davası, davaya konu olan parsel hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır.

İlk Derece (Kadastro) Mahkemesinde, çekişmeli parsel tutanağı ile aktarılan dava dosyası birleştirilerek yapılan yargılama sonunda verilen önceki tarihli karar, Yargıtay tarafından bozulmuş olup, hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; "... yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermek için yeterli olmadığı açıklanarak, dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğü'nden getirtilerek dosya arasına konulması, bu şekilde dosyanın ikmal edilmesinden sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve 3 kişilik jeolog bilirkişi kurulunun katılımıyla yeniden keşif yapılması, bu keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, evveliyatının dere yatağı olup olmadığı, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, taşınmazın evveliyatı itibariyle imar ve ihyaya konu edilebilecek yerlerden olması halinde, imar-ihya edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkilerin giderilmesine çalışılması; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmazın eğimini, niteliğini, toprak yapısını, bitki örtüsünü, zirai durumunu, çevresindeki kadastral parsellerle arasında bir fark bulunup bulunmadığını, imar-ihyaya konu edilip edilmediğini, edilmiş iseler imar-ihyaya konu olmaya başlandığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, kullanım durumunu kesin olarak belirleyen, somut verilere ve bilimsel esaslara dayalı, sınırındaki kadastral ve tescil harici taşınmazlarla mukayese edilecek şekilde fotoğraflarla desteklenmiş ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlemeleri istenilmesi; jeolog bilirkişi kurulundan, taşınmazın derenin mutlak etkisi altında kalıp kalmadığını, önceki ve mevcut niteliğinin ne olduğunu, dere yatağından kazanılıp kazanılmadığını, derenin yatak değiştirip değiştirmediğini, derede ıslah çalışmaları yapılıp yapılmadığını ve yapılmış ise ne zaman yapılıp tamamlandığını açıklayan, fotograflarla desteklenmiş ve önceki raporları da irdeleyen rapor istenilmesi; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden ise getirtilen tüm stereoskopik hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde, taşınmazın öncesinde dere/çay yatağı olup olmadığını, sınırlarını ve niteliğini, taşınmaz bölümü üzerinde imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınması ve bu raporda çekişmeli taşınmazın uydu fotoğrafları üzerinde, yakın çevresindeki ve yakınında bulunan dere ile birlikteki konumu gösterilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi ..." gereğine değinilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, dava konusu 131 ada 47 (eskisi 131 ada 24) parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile 27.12.2023 havale tarihli bilirkişi raporuna ekli fen bilirkişisi Mahmut Gök tarafından hazırlanan (C) harfi ile gösterilen 1794.98 metrekare yüzölçümlü kısmın tarla vasfıyla davacı ... adına tesciline, aynı raporda (A) harfi ile gösterilen sarı boyalı kısma yönelik davasına bakma görevinin genel mahkemede olduğu anlaşıldığından davacının 27.12.2023 havale tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen sarı boyalı kısma yönelik davasının görevsizlik nedeniyle usulden reddine, görevli mahkemenin Anamur Asliye Hukuk Mahkemesi olarak belirlenmesine, Anamur Asliye Hukuk Mahkemesince de görevsizlik kararı verilmiş olması nedeniyle karşı görevsizlik kararının kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde mahkemeler arasında görev uyuşmazlığı oluşacağı dikkate alınarak, görevli yargı yerinin tespitine ilişkin merci tayini hususunda gereğinin takdir ve ifası için iş bu dosyanın 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 Sayılı Kanun) 21/1-c ve 22. maddeleri gereğince resen Yargıtayın ilgili dairesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili ve dahili davalı ... Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1. Davalı Hazine vekili ve dahili davalı ... Başkanlığı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere göre, davalı Hazine vekili ve dahili davalı ... Başkanlığı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Ancak; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 1 inci maddesi uyarınca kadastro hakimi, doğru, infazı kabil, infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak ve taşınmaz hakkında sicil oluşturmaya elverişli şekilde karar vermek zorundadır.

Eldeki davada; dava konusu 131 ada 47 (eski 131 ada 24) parsel sayılı taşınmazın dava tarihinden önce genel mahkemede tescil davasına konu olması nedeniyle kadastro tutanağının malik hanesi açık bırakılmış olup malik hanesinin Kadastro Mahkemesince doldurulması gerekmektedir. Dava konusu taşınmaz, 1.800,44 metrekare yüzölçümü ile tespit edilmiş olup, 27.12.2023 havale tarihli bilirkişi kurulu raporu içeriğinde ve eki krokisinde (B) harfi ile gösterilen bölümün dava konusu olmayan ve Köprübaşı Mahallesi çalışma alanında bulunan 142 ada 20 parsel sayılı taşınmaz ile mükerrerlik oluşturduğu anlaşılmaktadır.

Dosyadaki bilgi ve belgeler ve UYAP sistemi üzerinden yapılan araştırmaya göre, Köprübaşı Mahallesi çalışma alanında tesis kadastrosu çalışmasının 1990 yılında, dava konusu taşınmazın tesis kadastrosunun ise 14.03.2013 tarihinde yapıldığının anlaşılmış olması karşısında, 3402 sayılı Kadastro Kanunu' nun 22. maddesinin, "Evvelce tespit, tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastro veya tapulaması yapılmış olan yerlerin yeniden kadastrosu yapılamaz. Bu gibi yerler ikinci defa kadastroya tâbi tutulmuşsa, ikinci kadastro bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayılır ve Türk Medenî Kanununun 1026 ncı maddesine göre işlem yapılır. Süresinde dava açılmadığı takdirde, ikinci defa yapılan kadastro, tapu sicil müdürlüğünce re’sen iptal edilir." hükmü uyarınca, dava konusu taşınmazın fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölümünün mükerrer (ikinci) kadastro nedeniyle taşınmazdan iptali gerekmektedir.

Ne var ki; İlk Derece Mahkemesince, sadece (C) bölümünün davacı taraf adına tesciline karar verilerek taşınmazın tamamı yönünden karar verilmeksizin hüküm kurulmuş olması usul yasaya aykırılık oluşturmakta ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği ve taşınmazın tümü hakkında hüküm kurulması zorunluluğunun kamu düzenine ilişkin olduğu anlaşıldığından, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 Sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekili ve dahili davalı ... Başkanlığı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE;

Davalı Hazine vekili ve dahili davalı ... Başkanlığı vekilinin temyiz itirazlarının, yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, kamu düzeni de gözetilerek kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (1.a) numaralı bendinde yer alan "Mersin ili Anamur ilçesi Çeltikçi Mahallesi Köprübaşı mevki 131 ada 47 (eskisi 131 ada 24) parselin kadastro tespitinin iptali 27/12/2023 havale tarihli bilirkişi raporuna ekli fen bilirkişisi Mahmut Gök tarafından hazırlanan C harfi ile gösterilen 1794.98 metrekare yüzölçümlü kısmın tarla vasfıyla ..... T.C kimlik numaralı ... adına tespit ve tesciline," ifadesinden sonra gelmek üzere, "anılan raporda (B) harfi ile gösterilen bölüme ilişkin kadastro tutanağının iptaline," ibaresinin eklenmesine ve hükmün, bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dahili davalı tarafından yatırılan 427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna,

1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

26.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.