"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
KARAR : Davanın reddine
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonunda Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının, davacı vekili tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edilmesi üzerine, açıkça dayanaktan yoksun olmadığı anlaşılan adli yardım talebinin kabulüne karar verilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, Şırnak ili İdil ilçesi ... köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 48 ve 50 parsel sayılı 6.537,49 ve 5.993,76 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit edilmiştir.
Davacı ... dava dilekçesinde; kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, Şırnak ili İdil ilçesi ... köyü 101 ada 48 ve 50 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin verdiği önceki karar, Yargıtay tarafından bozulmuş olup, hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; " kararlaştırılan keşiflerin yapılamamasında davacıya atfedilebilecek bir kusur bulunmamasına ve özellikle davanın, kişiler arasında görülmekte olduğu dikkate alındığında keşifte ziraatçi bilirkişi dinlenmesinde yarar bulunmadığı halde, keşif avansında artışa sebep olacak şekilde ziraatçi bilirkişi için ücret taktir edilmesine yer olmadığının da anlaşılmasına göre ek keşif avansı yatırılmasına ilişkin ara karar yerinde olmadığı açıklanarak, bu ara karara uyulmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsizliğine" değinilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; "davacı tarafın usulüne uygun ihtara rağmen tanık listesindeki kişilerin tebligata yarar adres veya T.C. Kimlik numaralarını bildirmediği, öte yandan mahallinde alınan zilyetlik beyanlarınında davacı lehine olmadığı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava 101 ada 48 ve 50 parsel sayılı taşınmazlar hakkında açılmıştır. Belirtmek gerekir ki Mahkemece hatalı bir şekilde keşif mahallinde 104 ada 50 parsel sayılı taşınmaza ilişkin gözlemde bulunulmuş, bu taşınmaza ilişkin keşif işlemleri yürütülmüş ve nitekim bu doğrultuda fen bilirkişi raporu hazırlanmıştır. Öte yandan Mahkemece diğer dava konusu 101 ada 48 parsel sayılı taşınmaza ilişkin keşif yapılarak olumlu veya olumsuz karar dahi verilmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme yapılarak karar verilemez.
Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için, İlk Derece Mahkemesince doğru taşınmazlar başında yeniden keşif yapılarak tarafların iddia ve savunmaları konusundaki delilleri tartışılıp, değerlendirilmeli, bundan sonra sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu husus gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde bulunduğundan kabulüyle sair temyiz itirazlarının incelenmeksizin hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
09.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.