Logo

8. Hukuk Dairesi2024/3224 E. 2024/5467 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın davacılar tarafından kullanıldığı iddiasıyla davalı adına işlenen kullanıcı şerhinin iptali ve davacılar adına şerh verilmesi talebi.

Gerekçe ve Sonuç: İmar uygulamasının iptali ve tapu kaydındaki değişiklikler nedeniyle taşınmazın mülkiyet durumunun netleştirilmesi ve buna göre davanın konusuz kalıp kalmadığının veya dairenin önceki bozma kararındaki gerekçelerin değerlendirilmesinin gerekliliği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/150 E., 2021/80 K.

KARAR : Davanın kabulüne

Taraflar arasındaki davadan dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dairemizin 26.02.2024 tarihli ve 2023/3946 Esas, 2024/1158 Karar sayılı ilamı ile Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Davacılar vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında, Mersin ili ... ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 2010 parsel sayılı 14.125,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, "6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve taşınmazın ... oğlu ...’ın fiili kullanımında bulunduğu" şerhi yazılarak, tarla vasfıyla, Hazine adına tespit ve tescil edilmiş; aynı çalışma alanında bulunan 2011 parsel sayılı 1.250,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, "... oğlu ...’nin kulanımında bulunduğu "şerhi yazılarak, tarla vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edildikten sonra, 01.11.1996 tarihinde taşınmazlarda yapılan imar uygulaması sonucu oluşan 213 ada 1 parsel sayılı 5.905,21 metrekare yüzölçümüyle yine Hazine adına tescil edilmiş, 2012 yılında yapılan güncelle çalışmalarıyla kadastro tutanağının beyanlar hanesine, " 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı, taşınmazın krokide (A) harfi ile gösterilen 474,07 metrekarelik bölümünün 2001 tarihinden beri ... oğlu ...’un, (B) harfi ile gösterilen 5.431,14 metrekarelik bölümünün ise 1993 yılından beri ... oğlu ...’ın kullanımında olduğu" şerhi yazılmıştır.

Davacı ... ve arkadaşları dava dilekçelerinde; 213 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tamamının kendi fiili kullanımlarında bulunduğunu ileri sürerek, davalı ... adına olan kullanıcı şerhinin iptali ile tamamının kendi kullanımlarında olduğunu şerhin verilmesini talep etmişlerdir.

İlk Derece Mahkemesinin vermiş olduğu davanın reddine dair önceki karar, Yargıtay tarafından bozulmuş olup, uyulan bozma ilamında özetle; "tesis paftası, imar paftası, güncelleme haritalarının çakıştırılarak beyanlar hanesinde geçen A ve B bölümlerinin neresi olduğunun harita üzerinde gösterilmesi, taşınmaz bölümlerinin ayrı ayrı kimin ve ne şekilde zilyetliğinde olduğunun belirlenmesi " gereğine değinilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; "alınan beyanlardan davalı lehine şerhin işlendiği 01.10.2012 tarihinden önce taşınmazın bir bütün halinde davacıların kullanımında olduğunun belirlendiği " gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiş. Dairemizin 26.02.2024 tarihli ve 2023/3946 Esas, 2024/1158 Karar sayılı ilamı ile; " davacılar, çekişmeli taşınmazın (A) harfi ile gösterilen kısmının uzun yıllardır kendi kullanımlarında bulunduğu iddiasıyla dava açmışlarsa da, kadastro tespitinin kesinleştiği 31.07.1995 tarihi ile dava tarihi olan 10.12.2014 tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 12/3 üncü maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü süre geçtiği için davacıların kadastro tespitinden önceki nedenlere dayalı hak iddiası dinlenemeyeceği gibi; güncelleme işlemleriyle fiili kullanım şerhi sahiplerinde değişiklik yapılması, başka bir ifade ile beyanlar hanesindeki kullanıcı şerhinin değiştirilebilmesi için, davacı tarafça, lehine kullanım şerhi verilmiş bulunan kişilerden taşınmazın kullanımının devralındığının ispat edilmesi gerektiği, davacı tarafından ileri sürülen böyle bir iddia bulunmadığı ve dolayısıyla davacıların, lehine kullanım şerhi verilmiş bulunan kişilerden zilyetliği devraldıklarını iddia ve ispat edemedikleri anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmesi" gereğine değinilerek bozulmuş, bozma ilamına karşı bu kez davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.

Dosya kapsamına göre; davacı tarafça imar uygulamasının iptali istemiyle idari yargıda dava açıldığı, Mersin 1. İdare Mahkemesinin 05.12.2014 tarihli ve 2014/488 Esas, 2014/872 Karar sayılı ilamıyla davanın kabulüne ve imar uygulamasının iptaline karar verildiği, kararın Danıştay ilgili dairesince onanmak ve karar düzeltme talebinin de reddedilmesiyle 04.03.2021 tarihinde kesinleştiği, taşınmazın beyanlar hanesine mahkeme kararının yerine getirilebilmesi için geri dönüşüm ve yeniden imar uygulamasının yapılacağı şerhi düşülmüştür

Yine, karar düzeltme incelemesi sırasında UYAP'tan alınan tapu kayıt örneğinde tapunun pasif konumuna alındığı ve beyanlar hanesinde yalnızca "iş bu parsel'in ... oğlu ...'ın kullanımındadır" ibaresinin yazılı olduğu tespit edilmiş, diğer bir anlatımla davalı taraf adına olan kullanıcı şerhinin neden silindiği anlaşılamamıştır.

Hal böyle olunca; öncelikle Tapu Müdürlüğünden taşınmazın son durumunu gösterir şekilde tapu kayıtlarının getirtilmesi, Tapu Müdürlüğü ve ilgili Belediyeden imar uygulamasının iptaline dair mahkeme kararının uygulanıp uygulanmadığı, tapu kayıtlarında geri dönüşüm yapılıp yapılmadığı hususlarının sorulması, gelen cevaplara göre 213 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapusunun iptal edilmiş olması halinde davanın konusuz kalıp kalmadığının da değerlendirilmesi, aksi halde dairemiz bozma ilamında belirtilen nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından davacı vekilinin karar düzeltme isteminin bu nedenlere kabulü ile Dairemiz bozma ilamına bu hususların ilave edilerek hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 26.02.2024 tarihli ve 2023/3946 Esas, 2024/1158 Karar sayılı bozma ilamının ortadan kaldırılmasına ve bozma ilamına yukarıda belirtilen nedenlerde ilave edilmek suretiyle ilk Derece Mahkemesi hükmünün BOZULMASINA,

Peşin harcın istek halinde karar düzeltme isteyen davacılara iadesine,

1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

01.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.