"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/151 E., 2024/402 K.
KARAR : Davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/44 E., 2019/659 K.
Taraflar arasındaki taşınmazın tapu kaydına 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışarısına çıkartılan yerlerden olduğunun şerh edilmesi istemli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda Bölge Adliye Mahkemesince verilen davanın reddine dair hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor incelendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili dava dilekçesinde; müvekkili olan davacının Antalya ili Batı Antalya ilçesi ... Mahallesi sınırları dahilinde bulunan 1646 parsel sayılı 497,00m² (yenileme kadastrosu ile Antalya ili Kepez İlçesi ... 28151 ada 111 parsel) yüz ölçümlü taşınmazın 18/06/1990 tarihinden önceki zamandan beri zilyedi bulunduğunu, taşınmaza ilişkin ecrimisil bedellerinin ve taşınmaz üzerinde bulunan müvekkilinin sahip olduğu gecekonduya ait emlak vergisinin de düzenli olarak müvekkili tarafından ödenmekte olduğunu, dava konusu yere ilişkin elektrik ve su aboneliklerinin de müvekkili adına kayıtlı olduğunu, taşınmazın numarataj kayıtlarının da müvekkili adına olduğunu, taşınmazın 1942 yılında yapılan orman tahdidi sırasında devlet ormanı kapsamı içerisinde kaldığını, bu tahdidin kesinleşip 1976 yılına kadar taşınmazın orman vasfını koruduğunu, 1976 yılında yapılan 6831 sayılı Kanun' un 2B maddesi uygulaması gereği ilgili taşınmazın orman rejimi dışına çıkarıldığının görüldüğünü, bu taşınmazla aynı ada üzerinde ve aynı nitelikte olan diğer taşınmazlara ilişkin Antalya Mahkemelerinin söz konusu taşınmazın 1942 yılındaki orman tahditleri sırasında orman alanı ierisinde kaldığı, bu tahditin kesinleşip 1976 yılında yapılan 6831 sayılı Kanun' un 2B maddesi uygulamaları sırasında orman sınırları dışına çıkarıldığına yönelik tespit kararlarının mevcut olduğunu, bir yerin orman yada Hazine lehine çıkartılan yerlerden olup olmadığının buna ilişkin tutanak ve haritalar ile bu konuda verilen mahkeme kararlarına göre belirlenebileceğini ileri sürerek, taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu' nun 2/B maddesi uyarınca Hazine orman sınırları dışına çıkarılan yer olduğuna ve taşınmazda davacının 18/06/1990 tarihinden önceki zamandan beri zilyet olduğunun tapuya şerhine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; davacının davasının kısmen kabulü ve kısmen reddi ile Antalya ili Batı Antalya ilçesi ... Mahallesi sınırları dahilinde bulunan 1646 parsel numaralı (yenileme kadastrosu ile Antalya ili Kepez ilçesi ... 28151 ada 111 parsel) sayılı taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine parselin Orman Yasası'nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarılan yer olduğunun şerh edilmesine, davacının taşınmazdaki zilyetliğinin tespiti ve tapunun beyanlar hanesine şerh verilmesine yönelik talebinin reddine karar verilmiş; hükmün, davacı ve davalı Hazine tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, "... davacının hak sahibi olduğu ve Hazine adına tescilli taşınmazlar üzerinde kullanım kadastrosu yapılabilmesi ve 6292 sayılı kanun uyarınca kendisine tanınan hakların kullanılabilmesi için taşınmazın orman sınırları dışına çıkarıldığı şerhinin verilmesinde hukuki yararının bulunduğu değerlendirilmekle davacının 2/B tespiti ve şerhe yönelik talebinin kabulüne, dava konusu yerde 5821 sayılı kanunun 8. Maddesi ile 3402 sayılı kanuna eklenen ek 4. Maddesi kapsamında 2/B alanlarında kullanım veya güncelleme çalışması yapılmadığı, bu çalışma yapılmadan 2/B alanlarında zilyetlik şerhi verilemeyeceğinden davacının zilyetlik şerhi verilmesine yönelik talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmadığı ancak, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmesi nedeniyle yargılama gideri yönünden Hazinenin tamamen sorumlu tutulmasının yerinde olmadığı gibi zilyetlik şerhi verilmesi talebinin red edilmesi nedeniyle davalı Hazine yararına vekalet ücreti takdir edilmemesinin doğru bulunmadığı ..." gerekçesiyle, davacının istinaf talebinin reddine, davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve uyuşmazlığın esasına ilişkin olarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle davacının davasının kısmen kabulü ve kısmen reddi ile Antalya ili Batı Antalya ilçesi ... Mahallesi sınırları dahilinde bulunan 1646 parsel numaralı (yenileme kadastrosu ile Antalya ili Kepez ilçesi ... 28151 ada 111 parsel) sayılı taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine parselin 6831 sayılı Orman Kanunu' nun 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarılan yer olduğunun şerh edilmesine, davacının taşınmazdaki zilyetliğinin tespiti ve tapunun beyanlar hanesine şerh verilmesine yönelik talebinin reddine ve taraflar yararına karşılıklı olarak AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücreti takdirine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmekle Dairemizin 05.04.2022 tarihli ve 2021/7307 Esas, 2022/3274 Karar sayılı ilamıyla, davalı Hazinenin temyiz itirazları kabul edilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, Dairemizin bozma ilamına karşı direnme kararı verilmiş olup, direnme kararının davacı ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmesi ve Dairemizin 03.04.2023 tarihli ve 2023/916 Esas, 2023/1986 Karar sayılı ilamı ile dosyanın Yargıtay Hukuk Genel kuruluna gönderilmesi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 11.10.2023 tarihli ve 2023/8-526 Esas, 2023/931 Karar sayılı ilamıyla; "... yapılan orman tahdidinin, sadece Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanının hakem sıfatıyla verdiği 19.12.1947 tarihli ve 208 sayılı kararla Vakıflar İdaresinin dayandığı Muratpaşa Vakfına ait tapulu taşınmazlar yönünden iptal edildiği, vakıf tapusu kapsamı dışında kalan orman tahdidinin hâlen geçerliliğini sürdürdüğü, orman kadastro çalışmaları ışığında dava konusu parselin içinde bulunduğu anlaşılan II nolu parselin itirazları inceleme komisyonunca önceki ekip çalışmasının düzeltilmesine karar verilmiş olması nedeniyle 6831 sayılı Kanun' un 2 nci maddesi uygulaması ile orman sınırları dışına çıkartılan yerlerden olmadığı ve 1989 yılında yapılan çalışmalarda 6831 sayılı Kanun' un 2/B maddesi uygulamasına da konu edilmediği, çekişmeli taşınmazın hükmen tesciline ilişkin mahkeme kararı incelendiğinde hüküm fıkrasında belirtilmeyen, ancak gerekçe kısmında yer verilen ve taşınmazın 6831 sayılı Kanun' un 2 nci madde ya da 2/B madesi kapsamında alanda olduğu yönündeki belirlemenin kesin hüküm olarak değerlendirilmesinin hukuken mümkün olmadığı, ayrıca 1942 yılından beri orman sınırları içinde olan bir taşınmazın 6831 sayılı Kanun'un 2 nci veya 2/B maddesi gereği orman sınırları dışına çıkarılmasının ancak idarece usulüne uygun şekilde yapılacak işlemle mümkün olduğu, idarenin yaptığı bir tasarruf olmadan mahkemelerin orman sınırı içinde kalan bir taşınmazı orman sınırı dışına çıkarmasının teknik olarak mümkün olmadığı, somut olayda her ne kadar 1976 yılında 7 numaralı orman kadastro komisyonu taşınmazları Hazine adına orman sınırı dışına çıkarmışsa da işleme itiraz edilmesi üzerine aynı komisyonun bu işlemi iptal ettiği ve sonrasında taşınmazları orman sınırı dışında bıraktığı, dolayısı ile çekişmeli taşınmazlar bakımından ayakta olan 6831 sayılı Kanun' un 2 nci maddebi çalışmasından söz edilemeyeceği, kesinleşen orman tahdidi içinde kalan bir taşınmazın orman sınırı dışında yani ziraat alanında bırakılmasının ise kanuni bir dayanağının olmadığı, dolayısı ile 7 numaralı komisyon tarafından yapılan hiçbir işleme değer verilemeyeceği ve çekişmeli taşınmazların hâlen 1942 yılında kesinleşen orman tahdit sınırları içinde olduğunun kabul edilmesi gerektiği, buna göre çekişmeli taşınmazın 6831 sayılı Kanun'un 2 nci veya 2/B maddesi gereği orman sınırları dışına çıkarıltılan yerlerden olmadığının anlaşıldığı, bu durum karşısında davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin doğru oladığı, Özel Daire kararına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu ...." gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 187,80 TL'nin temyiz eden davacıdan alınmasına,
1086 sayılı Kanun'un 440/III-1, 2, 3 ve 4 üncü bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolunun kapalı bulunduğuna,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.