Logo

8. Hukuk Dairesi2024/3378 E. 2024/4686 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespitine itiraz süresinin geçirilmesi nedeniyle açılan tapu iptali ve tescil davasında hak düşürücü sürenin uygulanıp uygulanmayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin, kadastro tutanağının kesinleştiği tarihten itibaren işlemeye başladığı ve davacıların bu süreyi geçirdiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi'nin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Taşköprü Asliye Hukuk Mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararına karşı davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesince başvurularının kabulüne ve İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması suretiyle esas hakkında yeniden hüküm tesisi ile hak düşürücü süre nedeni ile reddine karar verilmiş olup, bu kez davacılar vekili Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi kararını temyizi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü

K A R A R

Çekişmeli, Kastamonu ili Hanönü ilçesi ... Köyünde 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 5304 sayılı Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un (5304 sayılı Kanun) 4 üncü maddesi hükmüne göre yapılan orman sayılan alanlarda yapılan kısmi (orman) kadastrosunun 03.06.2009-03.07.2009 tarihleri arasında askı ilanının yapıldığı, itirazsız 04.07.2009 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

Davacılar vekili dava dilekçesinde, Kastamonu ili Hanönü ilçesi ... Köyü 156 ada 2 parsel sayılı taşınmazın batısında kalan yaklaşık 50 metrekarelik kısmının kesinleşen kadastro tespitinden geriye doğru yaklaşık 23 yıl nizasız ve fasılasız malik sıfatıyla müvekkilleri, daha öncesinde de uzun yıllardır miras bırakan ...'ın zilyetliğinde kaldığı, taşınmazın müvekkillerinin taşınmazı ile bir bütün halinde kullanıldığı halde kadastro tespiti sırasında sehven, Kastamonu ili Hanönü ilçesi ... Köyü 101 ada 1 parsel sayılı orman parseli sınırları içinde orman vasfı ile Hazine adına tespit edildiğinden 50 metrekarelik kısmın tapu kaydının iptali ile adlarına tescilini istemiş, davalı ... İdaresi davanın reddini savunmuştur.

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; çekişmeli taşınmazın öncesi itibariyle orman sayılan yerlerden olduğu, orman bütünlüğü içinde yer aldığından kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi sonrasında, Bölge Adliye Mahkemesince, davanın 23.08.2019 tarihinde açıldığı, kadastro tutanağının kesinleştiği 04.07.2009 tarihi ile dava tarihi arasında 10 yıldan fazla süre geçmiş olduğu, davacının tescil öncesi sebebe dayandığı, bu durumda tutanağın kesinleştiği tarihten davanın açıldığı tarihe kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 12/3 üncü maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmiş olması nedeni ile hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle karar verilmesinin isabetli olmadığı, bu hatanın yeniden yargılama yapmaya gerek olmadan düzeltilmesinin mümkün olduğu, yeniden esas hakkında karar vermenin öncelikli koşulunun İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılması olduğundan davacılar vekilinin istinaf başvuru talebinin kısmen kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, yeniden düzeltilmiş şekilde davanın hak düşürücü süre nedeni ile reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki gerekçeye, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

S O N U Ç : Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.