Logo

8. Hukuk Dairesi2024/3423 E. 2024/7094 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespiti itiraz davasında, mahkeme kararının hüküm fıkrasının yeterince açık olmaması ve uygulanabilirlik sorunu nedeniyle bozma kararına direnilmesi üzerine Hukuk Genel Kurulu’nun yetkisinin belirlenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Dairenin, ilk direnme kararını değerlendirirken HMK 297. maddeye uygun bir bozma kararı vermemesi ve ikinci bozma kararının ise hüküm fıkrasının belirsizliği sebebiyle usule ilişkin olması gözetilerek dosyanın Hukuk Genel Kurulu’na gönderilmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2023/310 E., 2024/91 K.

HÜKÜM/KARAR : Direnme, davanın kısmen kabulüne

Taraflar arasındaki kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı Hazine ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmiş ve Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 02.06.2021 tarihli ve 2020/4372 Esas, 2021/4601 Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur.

Bozma kararına İlk Derece Mahkemesince direnilmesi üzerine karar Hazine, ..., ... ve ... mirasçıları vekilleri tarafından temyiz edilmekle Dairemizin 21.03.2023 tarihli ve 2022/4178 Esas, 2023/1631 Karar sayılı kararı ile direnme kararı değişik gerekçe ile bozulmuştur.

Bozma kararına karşı İlk Derece Mahkemesince direnilmesi üzerine Dairemizce yapılan incelemede;

21.03.2023 tarihli ve 2022/4178 Esas, 2023/1631 Karar sayılı bozma kararının usul ve kanuna uygun olduğu, İlk Derece Mahkemesince krokide (C) harfi ile gösterilen alanın kadastro tespitinde davacı parsel üzerinde gösterilmesine rağmen öncesinde kadastro yapılan tapulu taşınmaza ait olduğunun belirlendiği, numaralandırılmayan DV12, DV2 ve 562 noktaları ile sınırlanan alanın önceki mahkeme kararı ile hüküm tesis edilen alan içinde kaldığı, ancak komşu parsel sınırı içinde kaldığı, diğer kısımların Mahkemece hüküm kurulan kısım üzerinde kaldığı, bir kısmın da talep edilen parsel içerisinde kaldığı ve bu kısmın da dinlenen tanık anlatımları, mahalli bilirkişi anlatımları ve bilirkişi incelemesi ile oluşturulan raporda davacının zilyetliğinde olan ve kazanıma elverişli yerlerden olduğu, her ne kadar ilk bozma ilamında DV12, DV2 ve 562 numaralı noktaları birleştiren alan içinde kalan kısmın yer aldığı 498 parsel sayılı taşınmaz davalı kılınarak dosyaya getirilmesi ve bu kısım hakkında kesin hüküm nedeniyle hüküm kurulması gereğine dayanılarak hüküm bozulmuş ise de, yalnızca dava konusu edilen 499 sayılı parselin tutanağı davalı olarak gönderildiği, bu sebeple 498 parselin davalı kılınmasının mümkün görülmediği, her ne kadar bozma kararında Bursa 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/76 Esas sayılı dosyasında oluşturulan sınıra göre tescil kararı verilip, belirlenen diğer alanların dava konusu dışında kalması nedeniyle ayrılarak kesinleştirme ve tescil işlemi için tapuya gönderilmesi gerekir denmiş ise de, bu kısımlar da davalı olarak düzenlenen tutanak ile mahkemeye gönderildiğinden, bu kısımların hakkında da hüküm kurma zorunluğu olduğu, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 Sayılı Kanun) 373/5 inci maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince verilen direnme kararının temyiz edilmesi durumunda inceleme kararına direnilen Dairece yapılacağı, Daire direnme kararını yerinde görürse kararını düzelteceği; görmezse dosyayı Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna göndermesi gerektiği gerekçesi ile direnme kararı verilmişse de; Yargıtay (Kapatılan)16. Hukuk Dairesince verilen bozma kararının davanın esası ile ilgili olup ilk direnme kararının temyizi üzerince Dairemizce yapılan bozma ilamının Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297 nci maddesine uygun karar verimediği gerekçesi ile usule ilişkin olduğu, davacının Türk Medeni Kanunu'nun 713 üncü maddesine dayalı olarak açtığı tescil davası sonunda, Bursa 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.02.2014 tarihli ve 2012/76 Esas, 2014/83 Karar sayılı ilamı ile 28.10.2013 tarihli bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 3015 m2 yüzölçümlü taşınmazın davacı adına tesciline karar verildiği, söz konusu kararın temyiz ve karar düzeltme incelemesi sonunda 21.12.2015 tarihinde kesinleştiği, ancak 10.10.2013 tarihinde yapılan kadastro sırasında 499 parsel sayılı 3724,82 m2 yüzölçümü ile tescil davasından bahsedilerek kadastro tutanağı düzenlendiği, tutanağın malik hanesi açık bırakılarak tutanak aslının Mahkemeye devredildiği, Kadastro Mahkemesinin 2013/233 Esas sayılı sırasına kaydedildiği, Mahkemenin 2018/18 Karar sayısı ilamı ile fen bilirkişi raporuna ekli krokide (DV12), (DV2) ve (562) noktaları ile birleşen alan yönünden kadastro tespit tutanağı dışında kalması ve kesin hüküm oluşması karşısında yeniden karar verilmesine yer olmadığına; aynı raporda (C) harfiyle gösterilen alanın dava dışı parsel içerisinde kalması nedeniyle, bu yönden tutanak düzenlenmesinin mükerrer kadastro oluşturacağı anlaşılacağından bu kısım yönünden davanın reddi ile bu kısma ilişkin tespitin iptaline; diğer yönlerden açılan davanın kabulüne, dava konusu 499 parsel sayılı taşınmazın reddedilen kısımlar dışında kalan 3.700,28 metrekarelik bölümünün davacı ... adına tespit ve tesciline karar verilmiş; hükmün, davalı Hazine vekili ile dahili davalı ... Belediyesi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan)16. Hukuk Dairesinin 02.06.2021 tarihli ilamı ile bozulmasına karar verildiği, İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına karşı direnilmesi üzerine dosyanın dairemize geldiği, Dairemizce yapılan inceleme sonucunda hükmün Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297 nci maddesine uygun olmadığı gerekçesi ile değişik gerekçe ile bozulduğu, İlk Derece Mahkemesince ikinci kez direnme kararı verilmesi üzerine yapılan temyiz incelemesi sonucunda; İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümde yalnızca fen bilirkişisi raporunda (C) harfi ile gösterilen alan için davanın reddine, diğer alanlar yönünden açılan davanın kabulü ile, dava konusu Bursa ili ... ilçesi ... Mahallesi 499 parsel sayılı taşınmazın davası reddedilen kısımlar dışında kalan kısmının (3700,28 m2) davacı ... adına tespit ve tesciline kararı verildiği, taşınmazın reddedilen (C) harfi kısmı dışında kalan ve bilirkişi raporunda (B), (D), (A) kısımlarının yüzölçüm toplamının (69,02+252,13+392,11 m2) 713,26 m2, 499 parselin kalan kısmının ise 3027 m2 olup tamamının toplamının 3740,36 m2 olduğu, hakimin hükümde davacı adına tesciline karar verilen kısım ile yüzölçümlerin örtüşmediği, hüküm kısmında davacı adına tesciline karar verilen kısımların ayrı ayrı harflendirilmek ve yüzölçümleri belirtilmek sureti ile hangi bölümler için davanın kabul edildiğinin açıkça yazılmadığı, kararın bu hali ile infazının mümkün olmadığı, Dairemizin 21.03.2023 tarihli ve 2022/4178 Esas, 2023/1631 Karar sayılı kararında bir yanlışlık olmadığı anlaşıldığından dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.

SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;

Dosyanın YARGITAY HUKUK GENEL KURULUNA GÖNDERİLMESİNE,

03.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.