"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/345 E., 2023/1280 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Giresun Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2020/22 E., 2022/19 K.
Taraflar arasındaki uygulama kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu sırasında, Giresun ili Keşap ilçesi Arnavut Köyü çalışma alanında ve tapuda davacılar ... ve ... adlarına kayıtlı bulunan eski 1772 parsel sayılı 32.640,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 104 ada 11 parsel numarasıyla ve 28.786,19 metrekare yüzölçümlü olarak; davalı ... adına tapuda kayıtlı bulunan eski 1773 parsel sayılı 26.500,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise 104 ada 8 parsel numarasıyla ve 30.587,13 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.
İtirazı kadastro komisyonunca reddedilen davacı ... vekili dava dilekçesinde; uygulama kadastrosu sırasında müvekkilinin müştereği olduğu taşınmazın yüzölçümünün eksildiğini, eksikliğin davalı adına kayıtlı taşınmazdan kaynaklandığını ileri sürerek, dava açmıştır.
Davalı ... cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazlar arasındaki sınırın zeminde sıra halinde kızılağaçlar ile belirli ve doğal sınır olduğunu, tesis kadastrosu çalışmalarında sınırın en alt tarafına bir nokta alınıp güney baş tarafından da bir nokta alınarak direk sınır hattı oluşturulduğunu, aradaki sınırın girintili ve çıkıntılı olduğunu, ilk tesis kadastrosundan bu yana davacılar ile aralarında bulunan sıralı ağaçların bulunduğu doğal sınırı kullandıklarını belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "uygulama kadastrosu çalışmalarının amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı ve mülkiyet uyuşmazlıklarının uygulama kadastrosu davalarında tartışma konusu yapılamayacağı, çekişmeli taşınmazların tesis kadastrosu sınırı ile uygulama kadastrosu sınırı arasındaki farkın ölçü hatasından kaynaklandığı ve uygulama kadastrosu sınırının zeminle uyumlu olduğu" gerekçesiyle davanın reddine, çekişmeli taşınmazların uygulama kadastrosu tespitleri gibi tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmiş; hükmün, davacı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; "bilirkişi raporunda; dava konusu taşınmazların 1988 yılında yapılan tesis kadastrosu ölçümünde başlangıç noktası ve bitiş noktası olarak iki adet parsel köşe kırık noktası esas alınarak düz bir hat şeklinde ölçümün yapıldığı, 2018 yılında yapılan uygulama kadastrosunda ise bu sınırın 19 adet parsel köşe kırık noktası esas alınarak daha hassas bir ölçüm yapıldığı, tesis ve uygulama kadastrosuna yakın tarihli hava fotoğraflarında sabit sınırın zeminde ağaçların olması sebebiyle görülemediği, uygulama kadastrosunda mahalli bilirkişilerce gösterilen tel, kazık ve ağaçların tesis kadastrosu sırasında da mevcut olduğu, bu nedenle uygulama kadastrosunda sabit sınır olarak esas alındığı, uygulama kadastrosuyla belirlenen sınırlarının zeminle uyumlu olduğu, dolayısıyla tesis kadastrosunda ölçü ve tersimat hatası yapıldığı, dava konusu parseldeki alan artışlarının ise eski paftasındaki ölçüsünün hatalı olmasından ve sınırın düz bir hat olarak ölçülmesinden kaynaklandığının belirtildiği anlaşılmakla, dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde ve değerlendirilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamasına, kamu düzenine aykırı bir hususun tespit edilememiş olmasına, istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplere, hüküm kurmaya elverişli bulunan teknik bilirkişi raporlarına ve tüm dosya kapsamına göre, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu" belirtilerek, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı davacı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve Kanuna uygun olup davacı ... vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA, 269,85 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 157,75 TL'nin temyiz eden davacı ...'den alınmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 22.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.