"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2022/14 E., 2023/15 K.
KARAR : Önceki hükümde direnilmesine
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece önceki tarihli kararla davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemenin önceki tarihli kararı, davacı ... mirasçıları ve müşterekleri vekili, davacı ... ve ... vekili ve davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiş ve Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 30.06.2020 tarihli ve 20216/16892 Esas, 2020/2369 Karar sayılı kararı ile bozulmuş, davacı Hazine vekili ve davalı ... vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuş, Dairemizin 18.01.2022 tarihli 2021/15019 Esas, 2022/326 Karar sayılı ilamıyla talebin kısmen kabulü ile 221 ada 35 ve 36 parsel sayılı taşınmazların (E) ve (D) bölümleri yönüyle bozma ilamının ortadan kaldırılmasına ve bu kısımlar hakkındaki mahkeme ilamının onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 221 ada 35 ve 36 parsel sayılı taşınmazların (A) ve (F) bölümleri hakkındaki bozma kararına Mahkemece direnilmesi üzerine, işbu direnme kararı davacı ... ve arkadaşları vekilleri (iki ayrı dilekçe ile), davacı mirasçısı ... kayyımı vekilleri (iki ayrı dilekçe ile), davalı Hazine vekili ve katılma yoluyla davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yapılan incelemede:
K A R A R
Kadastro sırasında, ... Köyü çalışma alanında bulunan 221 ada 18, 35 ve 36 parsel sayılı sırasıyla 3.186.77, 1.155.64 ve 977,92 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan 221 ada 18 parsel ham toprak niteliği ile Hazine adına, 35 parsel ham toprak olarak Hazine adına tespit edilmişken komisyon kararı ile tapu kaydına dayanılarak ... adına, 36 parsel ise Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek malikhanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir.
Tespit gününden önce, davacılar ... ve müşterekleri tarafından ... ve ... aleyhine açılan tapu kaydının iptali ve müdahalenin men'i davaları davaya konu olan parseller hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmış, Hazine tarafından 221 ada 35 parsel sayılı taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu aldında olan yerlerden olduğu ileri sürülerek, itirazları komisyonca reddedilen ..., ... ve ... tarafından 221 ada 18 parsel sayılı taşınmaza yönelik tapu kaydına dayanılarak dava açılmış, davacı ... ve müşterekleri tarafından Marmaris Kadastro Mahkemesinin 2009/1739 Esas ve 2010/454 Karar sayılı dosyasında ... aleyhine açılan ve Kadastro Mahkemesine aktarılan 221 ada 36 parsele yönelik dava reddedilip Dairemizin incelemesinden geçerek kesinleşmiş ise de, 221 ada 36 parsel sayılı taşınmazın, 35 parsel sayılı taşınmazla beraber ... ve müşterekleri tarafından ... aleyhine açılan ve aktarılan tapu kaydının iptali ve müdahalenin men'i davasının kapsamında olduğu anlaşılmakla 36 parsel tutanak aslı ve dava dosyası yeniden davalı hale getirilmiştir.
Kadastro Mahkemesinde kadastro tutanakları ile dava dosyaları birleştirilerek ve birleşme kararlarından önce davalıların tescil yoluyla oluşan tapu kayıtlarının haritalarının uygulanmak suretiyle kapsamlarının belirlenmesine yönelik bozma ilamlarına uyularak yapılan yargılama sonunda; çekişmeli 221 ada 35 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (F) harfi ile gösterilen bölümünün ... adına, aynı raporda (E) harfi ile gösterilen bölümünün ... adına, 221 ada 36 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümünün ... adına, aynı raporda (D) harfi ile gösterilen bölümünün ... adına tapuya tesciline, 221 ada 18 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (K) harfi ile gösterilen bölümünün ..., aynı raporda (G) harfi ile gösterilen bölümünün ..., aynı raporda (I) harfi ile gösterilen bölümünün ..., aynı raporda (C) harfi ile gösterilen bölümünün ... adına tapuya tesciline, aynı raporda (N) harfi ile gösterilen bölümünün haritasında yol olarak gösterilmesine ve çekişmeli taşınmazların 2. derece doğal sit alanında kaldığının tapunun beyanlar hanesine şerhine karar verilmiş; hüküm, davacı ... mirasçıları ve müşterekleri vekili, davacı ... ve ... vekili ve davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 30.06.2020 tarihli 2016/16892 Esas, 2020/2369 karar sayılı ilamıyla ve özeltle; " 221 ada 18 parsel sayılı taşınmaz yönüyle; davacı ... ve ... vekilinin tüm, davacı Hazine vekilinin çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi raporunda (C) ve (N) harfleri ile gösterilen bölümleri dışındaki bölümlerine yönelik temyiz nedenleri yerinde olmadığı, çekişmeli taşınmazın Hazine adına tespit edilip malik hanesi açık olmadığı, başka bir ifade ile somut olayda resen malik tayinini gerektirir bir durum da bulunmadığı ve dosyada davalı olarak yer alan ... tarafından bu parsele yönelen bir dava da olmadığı halde çekişmeli taşınmazın ... adına tesciline karar verilen fen bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen bölümünün ve yine bu yönde bir dava ve talep olmamasına karşın yol olarak terkinine karar verilen (N) harfi ile gösterilen bölümünün tespit maliki Hazine adına tesciline karar verilmesi gereğine değinilerek hükmün bozulmasına,
Çekişmeli 221 ada 35 ve 36 parsel sayılı taşınmazlar yönüyle; Mahkemece davalı ve öncüllerinin çekişmeli taşınmaz üzerinde Medeni Kanun’un yürürlüğe girdiği 1926 yılından önce 10 yılı aşkın süre ile aralıksız, çekişmesiz ve malik sıfatıyla zilyetliğinin sürdüğü, malik sıfatıyla süren zilyetliklerinin Medeni Kanun’un yürürlüğünden sonra ve kadastro tespitine kadar kesintisiz olarak devam ettiği, bu suretle Arazi Kanunnamesi’nin 20 ve 78. maddeleri gereğince davacı ... ve müştereklerinin dayanağını oluşturan ve uygulama yeteneği bulunmayan tapu kayıtlarının hukuki kıymetini kaybettiği, davalılara ait tapu kaydının çekişmeli taşınmazlara ait olduğu ve davalı taraf yararına edinme koşullarının oluştuğu kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu, bu nedenle mahkemece aynı çalışma alanında (veya çiftlik hudutları içerisinde) yer alan taşınmazlarla ilgili dava dosyaları birleştirilmesi, aynı tapu kayıtlarına dayanılarak tapu malikleri veya onların halefleri adına tescil edilen, bedeli davacılara ödenmek suretiyle kamulaştırılan veya herhangi bir nedenle bu kayıtların kapsamında kaldığı kabul edilip tescil edilen tüm taşınmazların onaylı tutanak suretleri getirtilip dosyaya konulduktan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada menfaati bulunmayan şahıslar arasında seçilecek yerel bilirkişilerle, taraf tanıkları ve teknik bilirkişiler huzuruyla keşif icra edilmesi, bu tapu kayıtlarının miktarıyla geçerli olduğu ve karşı tarafın yokluğunda 1996/11 Esas sayılı dosya üzerinden yapılan kapsam tayininin bağlayıcı olmayacağı, özellikle dayanılan tapu kayıtlarının miktar itibariyle davaya konu parseli kapsayıp kapsamadığı kesin olarak belirlenmeye çalışılması, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek; çekişmeli taşınmazın davacı ... ve müştereklerinin dayanağını oluşturan tapu kaydının 3402 sayılı Kanun'un 20/C maddesi çerçevesinde miktar itibariyle kapsamında kaldığı sonucuna ulaşılması halinde, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20/B maddesi uyarınca niza gününe kadar kayıt sahibinin kullanımı var ise tapu kaydına değer verilmesi, çekişmeli taşınmazın davacı ... ve müştereklerinin dayanağını oluşturan tapu kaydının 3402 sayılı Yasa'nın 20/B ve C maddelerindeki ilkelere göre belirlenecek olan kapsamında kalmadığı sonucuna ulaşılması halinde davalı tapularının kapsamı ve kapsam dışı bölüm bulunması halinde davalı tarafça sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresine göre davalılar adına edinme koşulları değerlendirilmesi, bu değerlendirmeler yapılırken, davalılar ..., ... ve ...’in dayanaklarını oluşturan tapu kayıtlarının Hazine'nin taraf olduğu tescil ilamıyla oluşmuş olması nedeniyle tescil ilamının Hazine yönünden kesin hüküm oluşturacağı ve 221 ada 36 parsel sayılı taşınmaz yönünden ... ve müşterekleri ile ... arasında Marmaris Kadastro Mahkemesi’nin 2009/1739 Esas, 2010/454 Karar sayılı ilamıyla oluşan kesin hüküm göz önüne alınması, her ne kadar 221 ada 35 parsel sayılı taşınmazın tespit maliki ... hükmü temyiz etmemiş ise de, kabule göre de 35 parsel sayılı taşınmaza yönelen bir davası olmadığı ve malik hanesi de açık bulunmadığı halde çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi raporunda (E) harfi ile gösterilen bölümünün davalı ... adına tapuya tesciline karar verilmesinin de isabetsiz olduğu, davacı ... mirasçıları ve müşterekleri vekilinin 221 ada 35 ve 36 parsel sayılı taşınmazlara, davacı Hazine vekilinin 35 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan 221 ada 35 ve 36 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki hükmün bozulmasına" karar verilmiştir.
Bozma ilamına karşı; Hazine vekili ve davalı ... vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş, Dairemizin 18.01.2022 tarihli 2021/15019 Esas, 2022/326 karar sayılı ilamıyla ve özetle; "Tespit maliki olan davalı Hazinenin, 221 ada 18 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki bozma ilamına yönelik yerinde olmayan tüm karar düzeltme isteminin reddine,
Davacı Hazine vekilinin, 221 ada 35 ve 36 parseller sayılı taşınmazların tamamı hakkındaki, davalı ... vekilinin aynı taşınmazların hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda (E) ve (D) ile gösterilen bölümleri hakkındaki bozma ilamına yönelik karar düzeltme itirazları yönüyle; bozma ilamının son satırlarında 221 ada 35 parsel sayılı taşınmazın malik hanesinin açık bulunmadığı belirtilmiş ise de, davacı ... ve müşterekleri tarafından çiftlik tapu kayıtlarına dayalı olarak Asliye Hukuk Mahkemesinin 1995/457 Esas sayılı dosyası ile ...’e karşı tapu iptali ve el atmanın önlenmesi davasının açıldığı, yargılama sırasında bir kısım dosyalar ile birleştirilmesine, ya da tefrikine karar verildiği, bilahare Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/95 Esasında dava devam ederken 221 ada 35 parsel hakkında tutanak düzenlenmesi nedeniyle Kadastro Mahkemesine görevsizlikle aktarılarak 2010/380 Esasına kaydolunduğu, dosyada yapılan keşif ve alınan raporlara göre davalı tarafın dayandığı tescil ilamıyla oluşan tapu kaydının (diğer bir anlatımla aktarılan davanın konusunun) aynı zamanda 221 ada 36 parsel sayılı taşınmazın bir kısmını da kapsadığının belirlenmesi nedeniyle bu taşınmazın tutanak aslının da istenildiği ve daha sonra da 221 ada 35, 36 ve 221 ada 18 parseller hakkında açılan ve görevsizlik kararı verilerek Kadastro Mahkemesine aktarılan diğer dava dosyalarıyla birleştirildiği, bu itibarla; 221 ada 35 parsel sayılı taşınmazın malik hanesinin doldurulmuş olması hukuken bir sonuç doğurmayıp 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 30/2. maddesi gereğince gerçek malikinin kim olduğunun Mahkemece re’sen araştırılarak belirlenmesi gerektiği, birleştirilen çok sayıda davanın olması, dayanılan tescil tapularının kapsamının tespiti yapılan kadastral parsellerin sınırları ile uyumlu olmayıp kısmen kaymalar bulunması karşısında bozma ilamında maddi hataya dayalı olarak 221 ada 35 parsel sayılı taşınmazın malik hanesinin dolu olduğunun kabul edilmesinin maddi hata olup dosyanın tarafları açısından usuli kazanılmış hak yaratmayacağı,
Dairemize gönderilen başta Yerel Mahkemenin kılavuz dosya olarak kabul ettiği 2014/26 Esas sayılı dosya olmak üzere diğer dosyaların temyiz incelemesi sonucunda Dairemizin 2021/11106, 5537, 5538, 5540 ve diğer esas sayılı ilamlarında özetle; “3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20/C maddesi uyarınca tapu kaydına, ancak birbiriyle çakışan iki sabit hududun bulunması halinde, bu hudutlardan başlanmak suretiyle miktarıyla kapsam tayin edilmesinin mümkün olduğu, Yargıtay’ın gayrimenkul davalarının incelemesinin yapıldığı kapatılan 7., 16. ve 17. Hukuk Dairelerinin ve Hukuk Genel Kurulunun uygulamalarının da bu yönde olduğu, davacı ... ve arkadaşlarının dayandıkları ... ve ... (.../.../ ...) mevkili tapu kayıtlarının sınırlarının tamamının gayri sabit hudutlu olup bu sınırların geniş alanları ifade ettikleri gibi, bu sınırlar arasında kullanılması mümkün olmayan deniz, dağ, dere, orman, ırmak, tepe gibi yerlerin bulunduğu, ancak her biri geniş alan içeren sınırlarda hayali bir nokta alınmak suretiyle ve yine hayali düz çizgilerle sınırlarının birleştirilebildiği, bu hayali çizgilerle birleştirilen alanın tapu kayıtlarının miktarının 20 katından çok daha fazla bir alanı kapsadığı, her ne kadar vergi kayıtlarının tam ve doğru bir şekilde keşif esnasında uygulaması yapılıp dava konusu taşınmazları kapsayıp kapsamadığı belirlenmemiş ise de, davacı çiftlik tapu maliklerinin 1936 yılında tek taraflı beyanına dayalı olarak düzenlenen tahrir vergi kayıtlarının, zilyetlik iradesinin devam ettirildiğine dair karine sayılamayacağı, zira tahrir kayıtlarının düzenlendiği 1936 yılından kadastro tespitlerinin yapıldığı 2007 yılına kadar aynı Kanun’un 20/C maddesi gereğince tapu maliklerince çekişmeli taşınmazlar üzerinde sürdürülen bir zilyetliğin olmadığı, çekişmeli taşınmazların bulunduğu ... Köyünde hem 1970 yılında hem de 2007 yılında yapılan kısmi kadastro çalışmalarında tapu malikleri adına tapuya dayalı olarak tespit görüp kesinleşen ya da yine tapu kaydına dayalı olarak tapu malikleri adına hükmen kesinleşen bir taşınmaz bulunmadığı, bu haliyle tapu kayıtlarına miktarıyla kapsam tayinin mümkün bulunmadığı, ortada sabit sayılabilecek tek bir sınır bile olmadığından, bunun aksine olarak her ne şekilde olursa olsun tapu kayıtlarına kapsam tayin edilmeye çalışılması halinde subjektif bir uygulamaya yol açılacağı, diğer bir anlatımla; davacı ... ve arkadaşlarının tutundukları ... ve ... (.../.../...) mevkili tapu kayıtlarına kapsam tayinin hukuken mümkün bulunmadığı açıklanarak, Mahkemece, ... Köyü çalışma alanında tespiti yapılan ve dava konusu edilen taşınmazların miktarıyla geçerli tapu kayıtlarının kapsamında kaldığının ispatlanamadığı gerekçesiyle, davacı ... ve arkadaşlarının davalarının reddine karar verilmesi” gereğine değinilerek mahkeme kararlarının bozulmasına karar verildiği,
Eldeki dosya kapsamına gelince; davaya konu 221 ada 35 ve 36 parsel sayılı taşınmazlar başında yapılan keşif ve bu keşif sonucu fen bilirkişileri tarafından düzenlenen ve hükme esas alınan rapora göre, 221 ada 35 parsel sayılı taşınmazın (F) bölümünün davalı ... adına, (E) bölümünün davalı ... adına, 221 ada 36 parselin (D) bölümünün yine ... adına (221 ada 35 parselin E ile 221 ada 36 parselin D bölümü zeminde bir bütün oluşturmaktadır), (A) bölümünün de ...’un dayandığı tescil ilamıyla oluşan tapu kayıtları kapsamında kaldığı, adı geçen kişiler ile davalı Hazine arasında tescil ilamlarından dolayı kesin hüküm oluştuğu, davacılar ... ve arkadaşlarının dayandığı miktarıyla geçerli bulunan çiftlik tapu kayıtlarının ... Köyünde bulunan taşınmazlar yönüyle kapsam tayinin hukuken mümkün bulunmadığı Dairemizin 2021 esasına kayıtlı çok sayıdaki dava dosyalarında yapılan temyiz incelemesiyle belirlenmiş bir gerçek olup, bu aşamadan sonra eldeki dava yönüyle de anılan tapu kayıtlarına kapsam tayin edilmeye çalışılması usul ekonomisine aykırı düşeceği,
Hal böyle olunca; Mahkemece, davacı çiftlik tapu maliklerinin ve Hazinenin davalarının reddine karar verilmiş ve adı geçenlerin temyizi üzerine yukarıda 2. bentte anlatıldığı şekilde araştırma ve incelemeye yönelik hükmün bozulmasına karar verilmiş ise de; çekişmeli 221 ada 35 ve 36 parsel sayılı taşınmazların ... Köyünde bulunduğu, davacıların dayandıkları ... ve ... (.../.../...) mevkili çiftlik tapu kayıtlarının sınırlarının tamamının gayri sabit hudutlu olup bu sınırların geniş alanları ifade ettikleri gibi, bu sınırlar arasında kullanılması mümkün olmayan deniz, dağ, dere, orman, ırmak, tepe gibi yerlerin bulunduğu, çekişmeli taşınmazların da ancak her biri geniş alan içeren sınırlarda hayali bir nokta alınmak suretiyle ve yine hayali düz çizgilerle sınırlarının birleştirilebilen alanda kaldığı anlaşılmakta ise de, bu hayali çizgilerle birleştirilen alanın tapu kayıtlarının miktarının 20 katından çok daha fazla bir alanı kapsadığı, sabit bir sınırı bulunmadığından tapu kayıtlarına miktarıyla geçerli olacak şekilde kapsam tayin edilmesinin mümkün bulunmadığı, taşınmazların ... Köyü çalışma alanında tespiti yapılan ve dava konusu edilen taşınmazın miktarıyla geçerli tapu kayıtlarının kapsamında kaldığının ispatlanamadığı ve çiftlik tapularına dayanan davacıların taşınmazda zilyetliğinin de bulunmadığının Dairemizde temyiz incelemesi nedeniyle bulunan çok sayıdaki dava dosyasından ve özellikle mahkemenin kılavuz dosya olarak kabul ettiği 2014/26 Esas sayılı dava dosyasında yapılan keşif ve alınan raporların değerlendirilmesiyle belirlendiği, bu aşamadan sonra eldeki dava yönüyle de çiftlik tapu kayıtlarının miktarıyla kapsam tayinine yönelik bozma ilamının gereğinin yerine getirilmesinin usuli kazanılmış hak oluşturmayacağı, davalı ... vekilinin karar düzeltme talebinin kabulüne, hükümde adlarına tescil kararı verilenler ile Hazine arasında tapu kayıtlarının oluşumlarına esas tescil ilamlarından dolayı kesin hüküm bulunduğu, bu nedenlerle davacı Hazine vekilinin tüm karar düzeltme taleplerinin reddine, davalı ... vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile karar düzeltme talebinde bulunanların sıfatı da gözetilerek Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 30.06.2020 tarihli ve 2016/16892 Esas, 2020/2369 Karar sayılı bozma ilamının 221 ada 35 parsel sayılı taşınmazın (E) ile gösterilen bölümü ile 221 ada 36 parsel sayılı taşınmazın (D) ile gösterilen bölümleri yönüyle ortadan kaldırılmasına ve Yerel Mahkemenin 221 ada 35 parsel sayılı taşınmazın (E) ile gösterilen bölümü ile 221 ada 36 parsel sayılı taşınmazın (D) ile gösterilen bölümleri hakkındaki hükmün onanmasına" karar verilmiştir.
Mahkemece; bozma üzerine dosya şimdiki esas kaydolunmuş, 221 ada 18 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davanın tefrikine karar verildikten sonra "Dava konusu 221 ada 35 ve 36 parsele ilişkin Mahkemece verilen 24/08/2016 Tarih ve 2010/380 E. 2016/56 K. Sayılı önceki tarihli kararda direnilmesine, davacılar ... ve arkadaşları ile müdahil davacılar ... ve ...'ın davalı ... aleyhine açmış oldukları davada mahkememizce verilen 31/05/2010 tarih ve 2009/1739 Esas 2010/454 Karar sayılı hüküm kesinleştiğinden davalarına yönelik yeniden karar verilmesine yer olmadığına, diğer davacıların davalarının reddi ile, 221 ada 35 ve 36 parsel sayılı taşınmazların kadastro komisyon tutanağındaki tespitin iptali ile; 221 ada 35 parsel sayılı taşınmazın 27/07/2016 havale tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (E) harfi ile gösterilen 345,37 m2 yüzölçümündeki bölümü ile 221 ada 36 parsel sayılı taşınmazın 27/07/2016 havale tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (D) harfi ile gösterilen 567,80 m2 yüzölçümündeki bölümü hakkında Mahkememizce verilen 24/08/2016 Tarih ve 2010/380 E. 2016/56 K. Sayılı karar Yargıtay 8.Hukuk Dairesinin 2021/15019 E. 2022/326 K. Sayılı karar düzeltme kararı ile onanıp kesinleştiğinden bu parsellerin bu bölümlerine yönelik yeniden karar verilmesine yer olmadığına, 221 ada 36 parsel sayılı taşınmazın 27/07/2016 havale tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 410,12 m2 yüzölçümündeki bölümün aynı ada ve parsel numarası ve kadastro tespit tutanağındaki vasıf ile davalı ... adına tespit ve tapuya tesciline, taşınmazın 2. derece doğal sit alanında kaldığının tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilmesine, 221 ada 35 parsel sayılı taşınmazın 27/07/2016 havale tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (F) harfi ile gösterilen 810,27 m2 yüzölçümündeki bölümün aynı ada ve parsel numarası ve kadastro tespit tutanağındaki vasıf ile davalı ... adına tespit ve tapuya tesciline, taşınmazın 2.derece doğal sit alanında kaldığının tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilmesine" karar verilmiş, direnme hükmü davacı ... ve arkadaşları vekilleri (iki ayrı dilekçe ile), davacı mirasçısı ... kayyımı vekilleri (iki ayrı dilekçe ile), davalı Hazine vekili ve katılma yoluyla davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1.Katılma yoluyla direnme hükmünü temyiz eden davalı ... vekilinin talebi yönüyle; adı geçen vekil tarafından verilen verilen temyiz dilekçesinde; direnme kararına esas olan hükümde bulunduğu halde hata ile direnme kararında yer almayan "221 ada 18 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptaline ... (devamla) E fıkrasında ise, "Taşınmazın 27/07/2016 havale tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (C) harfi ile gösterilen 287,12 m2 yüz ölçümündeki bölümün aynı adada başka parsel numarası verilerek ve kadastro tespit tutanağındaki vasfı ile davalı ... adına tespit ve tapuya tesciline, taşınmazın 2.derece doğal sit alanında kaldığının tapunun beyanlar hanesinde gösterilmesine" kısmı unutulduğunu, ayrıca öncesinde yol olmadığı halde tespit ve sınırlandırması yapılmayan yol olarak bırakıldığından görevsizlik kararı verilen hükmün 7 nolu maddesinin direnme hükmüne eklenmek suretiyle hükmün düzeltilerek onanmasını talep etmiştir.
Kadastro tespiti sırasında yol olarak bırakılan (221 ada 18 ve 36 parseller arasında kalan) taşınmaz hakkında 24.08.2016 tarihli karar ile verilen görevsizlik kararının temyiz ve karar düzeltme taleplerinin konusu olmadığı, bu nedenle Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin temyiz incelemesinin ve bilahare Dairemizce yapılan karar düzeltme incelemesinin yalnızca 221 ada 18, 35 ve 36 parsel sayılı taşınmazlar hakkında yapıldığı, mahkemece dosyanın şimdiki esas kaydolunmasından sonra 16.02.2023 tarihli ara kararıyla 221 ada 18 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davanında tefrik edilerek 2023/34 Esasına kaydolunduğu anlaşılmaktadır.
Diğer bir anlatımla, eldeki davanın ve dolayısıyla direnme hükmünün konusu 221 ada 35 ve 36 parsel sayılı taşınmazlar olduğundan direnme hükmünü temyiz etmekte hukuki menfaati bulunmayan davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2.Davacı ... ve arkadaşları vekilleri (iki ayrı dilekçe ile), davacı mirasçısı ... kayyımı vekilleri (iki ayrı dilekçe ile) ve davalı Hazine vekilinin temyiz talepleri yönüyle;
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre , İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen direnme kararı usul ve Kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan açıklanan sebeplerle; katılma yoluyla direnme hükmünü temyiz eden davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE,
Yukarıda (2.) bentte açıklanan açıklanan sebeplerle; davacı ... ve arkadaşları vekilleri (iki ayrı dilekçe ile), davacı mirasçısı ... kayyımı vekilleri (iki ayrı dilekçe ile) ve davalı Hazine vekilinin temyiz taleplerinin ayrı ayrı reddi ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi direnme kararının 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 438 inci maddesi gereğince ONANMASINA,
İstek halinde peşin harcın temyiz eden davalı ...'a iadesine,
Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
359,80 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 67,80 TL'nin temyiz eden davacı ... ve arkadaşlarından alınmasına,
269,85 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 157,75 TL'nin temyiz eden ... kayyımından alınmasına,
Taraflarca 1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
05.11.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(Muhalif)
MUHALEFET ŞERHİ
Kararı temyiz eden tapu malikleri; dava konusu taşınmazın bulunduğu yerlere ait üç adet tapu kayıtlarının olduğunu, tapu kaydı olan yerde zilyetliğe üstünlük verilemeyeceğini, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarına dayanılarak kendi adlarına tesciline karar verilmesini istediklerini, daha önce mahkemece tapu kayıtlarına dayanan davacıların tapu kayıtlarının hukuki geçerliliğini yitirdiği ve uygulama kabiliyeti bulunmadığı gerekçesi ile davalarının reddine karar verildiği, tapuya dayanan davacılar tarafından reddedilen kararların temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16 ve 20. Hukuk Dairelerince tapuya dayanan davacıların dayanak tapu kayıtlarının hukuken geçerli olduğu ve uygulanması gerektiği gerekçesiyle kararların lehlerine bozulduğu, bozma üzerine mahkeme hakimince önceki kararda direnildiği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca takriben 20 adet dosyada tapuya dayanan davacıların tapu kayıtlarının hukuken geçerli olduğu ve uygulanması gerektiği gerekçesiyle direnme kararlarının bozulduğu, dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde zilyetler tarafından tapu maliklerine karşı Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan dayanak tapu kayıtlarının geçersiz olduğuna ilişkin davanın reddedilerek kesinleştiği, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde davacılara ait bir kısım yerin kamulaştırıldığı, kamulaştırma bedelinin ödendiği, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde zilyetler tarafından tapu maliklerinden bedeli ödenerek bir çok yerin satın alındığı, satın alınmaya çalışıldığı veya kiralanmak istendiği, ... Mahallesindeki taşınmazlara revizyon görerek bir kısım parsellerin tapu malikleri adına kesinleştiği, revizyon gören tapu kaydının iki sınırı ile ...’nü kapsayan tapu kaydının iki sınırının aynı olduğu, dolayısı ile diğer tapu kayıtlarının da hukuken geçerli olduğu, bazı davalar da tapu malikleri adına tesciline karar verilen dosyaların (örn.2022/8001 Esas) Dairemizce onandığı ve tapuya dayanan davacıların, tapu kayıtlarının hukuken geçerli olduğuna değer verilmesi gerektiği, Mahkemece yeniden taşınmazların başında keşif yapılarak taşınmazların sınırlarının belirlenerek davacıların tapusunun kapsamında kalan yerlerin tapu malikleri, ırsi veya akdi halefleri adına yazılması gerektiği kanaatinde olduğumdan kararın bozulması gerektiği düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.