Logo

8. Hukuk Dairesi2024/3541 E. 2024/7456 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Miras yoluyla intikal eden taşınmazlara ilişkin kadastro tespitine itiraz ve tescil davasında, davacının miras payının davalıya devredilip devredilmediği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı miras payını devrettiğine dair köy senedi ve tanık beyanları mevcut olup, davacının bu senedin evlilik masrafları için düzenlendiği yönündeki savunmasının aksine, deliller miras payının annelerine bakma karşılığında davalıya devredildiğini gösterdiğinden, yerel mahkemenin davanın kabulüne ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2022/10 E., 2023/6 K.

KARAR : Davanın kabulüne

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karar, yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairemizce bozulmuştur.

İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı, davalı ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında, Kandıra ilçesi Nasuhlar köyü çalışma alanında bulunan 105 ada 17, 19 ve 107 ada 60 parsel sayılı 260.15, 2148.78 ve 661.07 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit edilmiştir.

Davacı ... dava dilekçesinde; miras yoluyla gelen hakka dayanarak, taşınmazlara ilişkin kadastro tespitlerinin iptali ile miras payının adına tescilini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, usule ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, dava konusu 105 ada 17, 105 ada 19 ve 107 ada 60 parsel sayılı taşınmazların her biri 8 pay kabul edilerek, 1 payın davacı ..., 7 payın davalı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, dava konusu taşınmazların tarafların müşterek murisinden intikal ettiği ve terekenin taksim edilmediği kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır.

Şöyle ki; davacı taraf, çekişmeli taşınmazların, tarafların müşterek murisleri ...'dan intikal ettiğini ileri sürerek miras payı oranında adına tescil istemiyle dava açmış; davalı taraf ise, davacı tarafın iddia ettiği gibi, taşınmazların öncesinin müşterek murisleri İbrahim'e ait olduğunu kabul etmekle birlikte, davacı tarafın miras payının, kendisine satıldığını, bir başka beyanında da diğer tüm kardeşlerinin, anne ve babalarına bakma karşılığında taşınmazları kendisine bıraktıklarını iddia etmiştir.

Davalı ..., iddiasının ispatı bakımından 05.04.1977 tarihli, “Bila Bedelsiz Arazi Teberru Senedi” başlıklı köy senedini dosyaya sunmuş olup, senedin içeriğinde özetle; “..ölen babamız ...’dan biz evlatları ve annemize intikal eden yukarıda mevkii ve tarafları yazılı on üç parça tarlalarımızı büyük kardeşimiz ... ... hariç, tamamını en küçük kardeşimiz olan ...’a bila bedelsiz teberru ettik...zilyetliğine terk ettik...” ifadelerinin yer aldığı, davacının da senet altında imzasının bulunduğu anlaşılmaktadır.

Öte yandan, davacı ...’ın 23.03.2018 tarihli duruşmada alınan beyanında, “ davalının sunmuş olduğu 05 Nisan 1977 tarihli senette tüm kardeşler imzaladı. Fakat biz bu senedi davalının evlenmesi için masrafları karşılamak amacıyla bir kısım taşınmazların satılması için verdik. Taşınmazların hepsini davalıya vermedik. Dolayısıyla senedi kabul etmiyorum..” şeklinde beyanda bulunmuş olup, 17.12.2014 tarihli celsede tarafların kardeşi olan Rafiye Ülker, annelerine bakım karşılığında köydeki tüm yerleri davalıya devrettiklerini ve bu devir sırasında davacının da hazır bulunduğunu ve davacının da kendisine düşen hisseyi davalıya devrettiğini; yine tarafların kardeşi tanık Seyyare Birgül ise, her ne kadar davacının davalıya hissesini devredip devretmediğini bilmemesine rağmen annelerine bakım karşılığında köydeki tüm yerlere ait hisselerini davalıya devrettiklerini ve bu toplantıda davacının da hazır bulunduğunu ifade etmiş, mahallinde yapılan keşifte dinlenen tanık beyanları ile de bu hususlar doğrulanmıştır.

Hal böyle olunca; İlk Derece Mahkemesince, dava konusu taşınmazların tarafların murisi ...'ın ölümünden sonra taraflar arasında düzenlenen senet ile davalı yana bırakıldığı ve bu hususun tanık beyanları ile de sabit olduğu gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçeyle yazılı olduğu şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmadığından, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Davalı ...'ın temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'nun 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

Peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,

1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

12.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.