Logo

8. Hukuk Dairesi2024/357 E. 2024/7226 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmaz üzerinde davacıların mülkiyet iddiasında bulunmaları nedeniyle açılan tapu iptal ve tescil davası.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece yapılan araştırma, toplanan deliller ve bilirkişi raporları doğrultusunda davacıların murislerinden intikal eden taşınmazı uzun süreli ve nizasız olarak kullandıkları tespit edilerek taşınmazın tapu kaydının düzeltilmesi suretiyle davacılar adına tesciline karar verilmiş, hükmün bazı maddi hatalar içermesi nedeniyle düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/363 E., 2022/433 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Koyulhisar Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/12 E., 2021/94 K.

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı temsilcisi tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı temsilcisinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında, Sivas ili Koyulhisar ilçesi Ortaseki köyü çalışma alanında bulunan 145 ada 63 parsel sayılı 43.073,73 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz, ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.

Davacı ...; ... köyünde bulunan dava konusu taşınmazı, kök muris babası ...'nın 1976 tarihine kadar bir fiil nizasız ve fasılasız malik sıfatı ile ekip biçmek sureti kullandığını, vefatından sonra intikalen ve taksimen kendisi ve kardeşi ...'ya intikal eden taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında 143 ada 63 parsel numarası ile adlandırıldığını ve ham toprak olarak davalı Hazine adına tespit gördüğünü, kendilerinin durumdan haberdar olmaması nedeni ile itiraz edemediklerini ve kadastronun kesinleşerek tapuya kaydedildiğini, yanlış beyan sonucu bu taşınmazın 143 ada 63 parsel numarası ile davalı İdare adına tespit gördüğünü ileri sürerek, davalı İdare adına verilen 143 ada 63 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının kısmen iptali ile ayrı bir parsel numarası ile 1/2 hisse ..., l/2 hisse ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.

Davacı ... 21.01.2019 tarihli dilekçesiyle; dava dilekçesinde dava konusu taşınmazın ada numarasının 145 olması gerekirken sehven 143 olarak bildirildiğinden bahisle maddi hatanın düzeltilmesini talep etmiş, talebi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 Kanun) 124 maddesine uygun görülerek 145 ada 63 parsel sayılı taşınmaz üzerinden yargılamaya devam olunmuştur.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; dava konusu taşınmazın bulunduğu köyden ve çevre köylerden temin edilen mahalli bilirkişilerin genel olarak dava konusu taşınmazın evvelinde kök muris ...'ye ait olmakla adı geçenin bu yeri ekip biçmek suretiyle kullandığını, kök murisin vefatından sonra çocuklarının kök muristen kalan taşınmazları kendi aralarında taksim ettiklerini, dava konusu yerin ... ve ...'e intikal ettiğini, diğer mirasçılara ise köy içinden başkaca taşınmazların verildiğini, dava konusu yeri taksimden sonra ... ve ...'den başka kullanan olmadığını, herkesin taksimde kendisine isabet eden yerleri kullandığını beyan ettikleri, ziraat mühendisi bilirkişinin raporunda dava konusu taşınmaz parçasının (davacıların kendilerine ait olduğunu iddia ettikleri kısmın) parselin geri kalanından sınırları itibariyle ayrıştığı, komşu parsellerle birlikte değerlendirildiğinde sınırlarının belirgin olduğu, taşınmazın ham toprak değil şahıs parseli niteliğinde olduğunu bildirdiği, jeodezi ve fotogrametri yüksek mühendisi tarafından sunulan raporda dava konusu taşınmazın eski tarihli hava fotoğraflarında kullanım halinde olduğu gözükmekle sınırlarının da belirgin olduğunun tespit edildiği, dava konusu taşınmazın evvelinde kök muris tarafından kullanıldığı, ondan da mirasçılarına intikal etmekle taksimle davacılara isabet ettiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu Sivas ili Koyulhisar ilçesi Ortaseki köyü 145 ada 43 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının 13.09.2021 havale tarihli fen bilirkişisi Harun ...'a ait raporda (A) harfi ile gösterilen 2.663,95 m2'lik kısmı olacak şekilde kısmen iptali ile bahsi geçen kısmın 1/2'şer pay ile ... ve ... adına tarla vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline, taşınmazda artan kısmın davalı maliki üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi hükmüne karşı, davalı temsilcisince istinaf yoluna başvurulması üzerine Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince, mahkemece Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesinden kaynaklanan 40-100 dönüm araştırmasının usulüne uygun şekilde yapıldığı, mahkeme gerekçesi ve toplanan delillerin mahkemece varılan sonuca ulaşmaya uygun olduğu, mahallinde yapılan gözlem, mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ile uyumlu, bilimsel verilere dayalı ve yargısal içtihatlara uygun jeodezi raporu, ziraat mühendisi bilirkişinin arazinin 30-40 yıldır tarım arazisi olarak kullanıldığına ilişkin tespit ve kanaati, murisin 1976 yılında vefatından ve taksimden sonra davacıların kadastro tarihine kadar 30 yıldan fazla süren bağımsız zilyetlikleri ve tüm dosya kapsamına göre, mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın sonuca ulaşmaya elverişli olduğu, İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı temsilcisinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar davalı temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.

1. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre davalı temsilcisinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Dava konusu taşınmaz 145 ada 63 parsel olmasına rağmen İlk Derece Mahkemesince 145 ada 43 parsel sayılı taşınmaz olarak hüküm kurulması isabetsiz ve bozmayı gerektirmekte ise de bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği anlaşıldığından, 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğince temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması suretiyle İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı temsilcisinin temyiz itirazlarının REDDİNE,

(2) nolu bent gereği istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının birinci bendinde yer alan "43" rakamının hükümden çıkarılarak yerine "63" rakamının yazılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının DÜZELTİLMİŞ BU ŞEKLİYLE ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.