Logo

8. Hukuk Dairesi2024/3587 E. 2025/1658 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapusuz taşınmazın tescili davasında, davacılar tarafından ileri sürülen zilyetliğin kazandırıcı zamanaşımı şartlarını sağlayıp sağlamadığı ve tescilin yapılıp yapılmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, bozma kararlarında belirtilen hususlara uygun şekilde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak toplanan deliller ve hava fotoğrafları değerlendirilerek, davacıların murisi ve mirasçılarının 20 yılı aşkın süredir zilyetliğinin bulunduğu tespit edilmesi ve diğer deliller gözetilerek, taşınmazın davacılar adına tapuya tesciline karar verilmiş olup, Yargıtayca hüküm fıkrasında taşınmazın niteliğinin belirtilmemesi nedeniyle oluşan eksikliğin giderilmesi amacıyla karar düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/60 E., 2022/358 K.

DAVA TARİHİ : 22.11.2011

KARAR : Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine

Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonunda Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacılar vekili dava dilekçesinde; Ulukapı köyünde bulunan ve dilekçesinde sınırlarını belirttiği kadastro sırasında tespit harici bırakılan yaklaşık 14.000 m2lik taşınmazın tarım arazisi olup müvekkillerinin murisi Osman Şen’den intikal ettiğini belirterek irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın müvekkilleri adına tescilini istemiştir.

Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, 21.10.2012 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A) ve (B) harfleri ile gösterilen bölümlerin ayrı ayrı ve son parsel numarası verilerek davacılar adına veraset ilamındaki payları oranında tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi'nin 2013/10185 Esas, 2013/11175 Karar sayılı bozma ilamında özetle; “...mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya elverişli bulunmadığı belirtilerek dava tarihine göre 20-30 yıl öncesine ait iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğrafları ve memleket haritalarının getirilmesi, sonrasında yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen yerel bilirkişi ve taraf tanıkları ile üç ziraat bilirkişi, kadastro fen bilirkişisi ve orman mühendisinden oluşacak bilirkişi kurulu marifetiyle taşınmaz başında yeniden keşif yapılması, jeodezi veya fotogrametri mühendisine stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak taşınmazın niteliğinin belirlenmesi, taşınmazın hangi tarihte kim tarafından imar ve ihyasına başlanıldığı, imar-ihyanın hangi tarihte bittiği, taşınmaz üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetliğin hangi tarihte başladığı ve kim tarafından ne şekilde sürdürüldüğünün belirlenmesi ve taşınmazın öncesinin çalılık olması nedeniyle orman sayılan yerlerden olup olmadığının değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi...” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabul, kısmen reddine, 21.10.2012 tarihli fen bilirkişi raporu ve eki krokide sarı renkle (A) harfi ile gösterilen 3563,66 ve sarı renkle (B) harfi ile gösterilen 5143,24 metrekare yüzölçümündeki kısımların ayrı ayrı son parsel numarası verilerek davacılar adına veraset ilamındaki hisseleri oranında tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi'nin 2015/801 Esas 2015/16312 Karar sayılı kararıyla; "...karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6360 sayılı Kanun'un hükümleri uyarınca, taşınmazın sınırları içinde bulunduğu ... da davaya dahil edilerek husumetin yaygınlaştırılması, dava tarihine göre 20-30 yıl (1991 yılı öncesine) öncesine ait iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğrafları ve memleket haritalarının usulüne uygun ve tarihleri açıkça yazılmak suretiyle getirtilmesi ve bundan sonra, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi ve tarafların aynı yöntemle göstereceği tanıkları ile üç ziraat mühendisi ve kadastro fen bilirkişisinden oluşacak uzman bilirkişi kurulu marifetiyle taşınmaz başında yeniden keşif yapılması, jeodezi ve fotogrametri mühendisine stereoskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme yaptırılarak taşınmazın niteliğinin belirlenmesi, taşınmazın hangi tarihte kim tarafından imar-ihyasına başlandığı, imar-ihyanın hangi tarihte bittiği, taşınmaz üzerinde ekonomik amacına uygun tarımsal zilyetliğin hangi tarihte başladığının ve kim tarafından ne şekilde sürdürüldüğünün belirlenmesine çalışılması, tanık ve yerel bilirkişi sözleri, bilimsel esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenerek bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gereğine..." değinilerek bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, 12.10.2017 tarihli fen bilirkişi raporu ve ekindeki krokide (A) harfi ile gösterilen toplam 3.563,66 metrekarelik kısım ile (B) harfi ile gösterilen 5.143,23 metrekarelik kısmı, muris Osman Şen'in Manavgat Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 2018/792-2018/656 Esas, Karar sayılı veraset ilamına göre 28 pay kabul edilerek, 7 payının davacı ...'e, 3 Payının davacı ..., 3 payının davacı ..., 3 payının davacı ..., 3 payının davacı ..., 3 payının davacı ..., 3 payının davacı ..., 3 Payının davacı ... adına, (A) ve (B) harfi ile gösterilen kısımların ayrı ve son parsel numarası verilerek tapuya kayıt ve tesciline; 12.10.2017 tarihli fen bilirkişisi ve ekindeki krokide (C) harfi ile gösterilen 239,99 metrekarelik kısım ile (C1) harfi ile gösterilen 38,08 metrekarelik kısım açısından açılan davanın reddine, karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi'nin 02.11.2020 tarihli ve 2018/5529 Esas, 2020/5042 Karar sayılı ilamında; "...yöntemine uygun şekilde hava fotoğrafı incelemesi yaptırılmadığı; hava fotoğrafı incelemesi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı yerine bu konuda uzman olup olmadığı anlaşılamayan orman mühendisi bilirkişisine sadece 1981 yılına ait hava fotoğrafı üzerinde yaptırıldığı ve hava fotoğrafı incelemesi neticesi hazırlanan raporda çekişmeli taşınmaz bölümlerinin kısmen çalılık olarak göründüğü belirtildiği halde, ziraatçı bilirkişi kurulu raporunda taşınmaz üzerinde yaşları 30-35 arasında değişen meyve ağaçlarının bulunduğu belirtilerek raporlar arasında çelişki oluşturulmasına rağmen, Mahkemece raporlar arasındaki söz konusu çelişki giderilmeksizin hüküm kurulmuş olması nedeniyle bozma ilamı gereklerinin tam olarak yerine getirildiğinden söz edilemeyeceği, Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, dava tarihinden 20-30 yıl öncesine (özellikle 1981 ile 1991 arası) ilişkin farklı devrelerde uçuş yapılıp-yapılmadığı açıkça belirlenerek var ise bu döneme ilişkin çekilmiş en az 3 adet stereoskopik hava fotoğrafı Harita Genel Müdürlüğü'nden getirtilmeli, bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile önceki keşfe katılanların dışında 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu, fen bilirkişisi ve jeodezi ve fotogrametri uzmanı harita mühendisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın niteliği, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresi ve imar-ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı bilgi alınmalı, beyanları arasında oluşacak çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı; belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde jeodezi ve fotogrametri uzmanı harita mühendisi tarafından stereoskop aletiyle inceleme yaptırılmak suretiyle, çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının ve kim tarafından ne şekilde sürdürüldüğünün belirlenmesine çalışılmalı; tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli; ziraatçi bilirkişi kurulu vasıtasıyla taşınmazın öncesi ve zirai faaliyete konu olup olmadığı, hangi tarihte imar-ihyaya başlandığı ve tamamlandığı, ekonomik amaca uygun zilyetliğin hangi tarihte başladığı ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünün ne olduğu, kısmen çalılık vasfında olup olmadığı, üzerinde bulunan ağaçların cinslerinin ve yaşlarının ne olduğu hususları özellikle irdelenmeli ve bilirkişi kurulundan, ilk bozma sonrası alınan hava fotoğrafı incelemesi sonrası sunulan raporla ziraatçı bilirkişi kurulunun raporu arasında taşınmazın niteliği ve üzerindeki bitki örtüsü konusunda çelişki bulunduğu da dikkate alınarak, söz konusu ziraat raporunun da değerlendirildiği, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisine, keşfi takibe ve denetlemeye imkan verir rapor ve kroki düzenlettirilmeli ve bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği..." gerekçesiyle bozma kararı verilmiş, bozma sonrası Mahkemece yapılan yargılama sonunda; "... Tüm tespitler ışığında muris Osman Şen ve mirasçılarının eklemeli olarak 20 yılı aşkın bir süredir zilyetliğinin bulunduğunun tespit edildiği..." gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; 01.04.2022 tarihli fen bilirkişi raporu ve ekindeki krokide (A) harfi ile gösterilen toplam 3.563,66 m²'lik kısım ile (B) harfi ile gösterilen 5.143,23 m²'lik kısmı, muris Osman Şen'in Manavgat Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 2018/792 E, 2018/656 K sayılı veraset ilamına göre 28 pay kabul edilerek, 7 payının davacı ...'e, 3 Payının davacı ..., 3 Payının davacı ..., 3 payının davacı ..., 3 payının davacı ..., 3 Payının davacı ..., 3 Payının davacı ..., 3 Payının davacı ... adına, (A) harfi ile gösterilen yerin 233 adanın son parsel numarası ve (B) harfi ile gösterilen yerin ise 230 adanın son parseli olarak tapuya kayıt ve tesciline, 01.04.2022 tarihli fen bilirkişisi ve ekindeki krokide (C) harfi ile gösterilen 239,99 m²'lik kısım ile (C1) harfi ile gösterilen 38,08 m²'lik kısım açısından açılan davanın reddine, 01.04.2022 tarihli fen bilirkişi raporu ve Manavgat Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 2018/792 E, 2018/656 K sayılı veraset ilamının kararın eki sayılmasına karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekilince temyiz edilmiştir.

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Ancak İlk Derece Mahkemesi kararında hüküm fıkrasının birinci bendinde kabul kararı verilen (A) ve (B) bölümleriyle ilgili taşınmazların niteliğine yer verilmediği, bu eksikliğin hükmün infazında tereddüte sebep olabileceği değerlendirilerek hüküm fıkrasının birinci bendine "230 adanın son parseli olarak" ibaresinden sonra "tapuya KAYIT ve TESCİLİNE" ibaresinden önce gelmek üzere "tarla vasfıyla" ibaresinin eklenmesi gerekmekte olup, bu husus hükmün bozulmasını gerektirmekte ise de bu yanlışlığın düzeltilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı anlaşıldığından, hükmün aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Davalı Hazine vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,

İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının birinci bendinde yer alan "230 adanın son parseli olarak" ibaresinden sonra "tapuya KAYIT ve TESCİLİNE" ibaresinden önce gelmek üzere "tarla vasfıyla" ibaresi eklenmek suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,

03.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.