"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/295 E., 2023/27 K.
DAVA TARİHİ : 04.11.2010
KARAR : Davanın kabulüne
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonunda Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Mersin ili Erdemli ilçesi Üçtepe Mahallesi çalışma alanında 2007 yılında yapılan kadastro neticesinde 102 ada 617 parsel 685,37 m2 yüzölçümüyle senetsizden arsa niteliği ile davalı adına tesbit ve tescil edilmiştir.
Davacı ... vekili dava dilekçesinde; dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşlık, kayalık ve çalılık yerlerden olduğunu, zilyetlik koşullarının oluşmadığını ileri sürerek tapu iptali ve tescil davası açmıştır.
Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptal edilerek taşlık ve çalılık niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hükmün davalı ... tarafından temyizi üzerine Dairenin 01.07.2013 tarihli ve 2013/847 Esas, 2013/7419 Karar sayılı ilamıyla ''...İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve göre yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığı Ancak, arsa niteliğinde olan taşınmazın vasfının taşlık ve çalılık olarak belirlenmesi, yine, 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalı aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğinden hükmün 1 ve 2. bentlerinin çıkartılarak bunun yerine; ''1-Davanın kabulü ile Mersin İli, Erdemli İlçesi, Üçtepe Köyü 102 ada 617 sayılı parselin tapu kaydının iptaliyle arsa niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline, 2- 3402 sayılı Kanunun (6099 sayılı Kanun ile eklenen) 36/A ve geçici 11. maddeleri gereğince davalıdan karar harcı alınmasına yer olmadığına'' cümlelerinin yazılması suretiyle düzeltilerek onanmasına..." karar verilmiş, davalı ... karar düzeltme talebi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 2013/7926 Esas, 2014/1131 Karar sayılı kararıyla; "...kararın dayandığı gerekçede çekişmeli taşınmazın, 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4/3. maddesine göre yapılan orman tahdidi ile eski ve yeni tarihli memleket haritaları, amenajman planı ve hava fotoğraflarının uygulanmasına dayalı araştırma inceleme sonucu düzenlenen uzman bilirkişi raporunda, çekişmeli parselin orman kadastrosu sınırları dışında orman sayılmayan yerlerden olduğu bildirilmiş ve öncesinin makilik yerlerden olduğu, 1990 yılı memleket haritasında çalılık göründüğü, 2004 yılı uydu fotoğraflarında dahi imar-ihya edilmemiş çalılık niteliğinde görüldüğü, bilirkişi raporlarına göre imar-ihyası tamamlanmadığı belirlenerek Hazinenin davasının kabulüne karar verilerek yazılı biçimde hüküm kurulduğu, ne var ki; davalı ..., mahkemece yapılan yargılamada tapu kaydına, emlak kaydına ve satış senedine ve veraset ilâmına dayandığı, mahkemece, davalının dayandığı tapu kaydı ilk olumundan itibaren tüm gittileri getirtilerek ve revizyonları sorularak getirtilmek suretiyle yapılan keşifte uygulanmadığı..." gerekçesiyle düzeltilerek onama kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi hükmünün bozulmasına karar verilmiş, Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hükmün davacı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 15.02.2021 tarihli ve 2020/4001 Esas, 2021/1230 Karar sayılı ilamında; "...Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmediği, yapılan keşif sırasında davalının dayandığı tapu kaydı, harici satış senedi ve komşu taşınmazlara ait tutanak ve dayanak belgeleri uygulanmadığı gibi dayanak tapu kaydının revizyonu konusunda da araştırma yapılmadığı, Mahkemece, önceki tarihli bozma ilamında da değinildiği gibi, davalının dayandığı tapu kaydının Türk Medeni Kanunu ve Tapu Kanununa göre münakale kayıtlarının bulunup bulunmadığı, bu bağlamda intikallerinin yapılıp yapılmadığı ile tedavüllerinin ve revizyon durumu Tapu Müdürlüğünden ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünden sorulması; ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri getirtildikten sonra mahallinde yapılacak keşifte bilirkişi aracılığıyla taşınmaza uygulanması; tapu kaydının taşınmaza uyduğunun kabulü halinde değişir sınırlar içerdiğinden miktarına itibar edilmesi gerektiği, 15.12.2003 tarihli harici satış senedinin yöntemince uygulanarak kapsamının tayin edilmesi; komşu parsel tutanak örnekleri ile varsa dayanak kayıtlarının getirtilip uygulanarak çekişmeli taşınmaz yönünün bu kayıtlarda ne olarak okunduğunun saptanması; tapu kaydının uymadığının veya yüzölçümünden fazla olarak başka kadastro parsellerine revizyonu olduğunun ve tutanakların kesinleştiğinin saptanması halinde ise, önceki keşifte dinlenen ziraat ve jeoloji bilirkişi raporunda taşınmazın yüksek oranda taşlık, kayalık ve çalılık niteliğinde olduğu bildirildiğinden, taşınmazın öncesi itibariyle varsa kısmen veya tamamen tarım yapılan ve yapılamayan bölümleri yüzölçümü ile birlikte saptanması ve tapu kaydının son malikleri ile davalı arasındaki ırsi veya akdi bağ araştırılarak oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği..." gerekçesiyle bozma kararı verilmiş, Bozma sonrası Mahkemece yapılan yargılama sonunda; "...İncelenen dava konusu taşınmaza ilişkin 1990 tarihli memleket haritasında taşınmazın tamamının çalılık simgeli yeşile boyalı alanda kaldığı bu haliyle bu tarih itibariyle imar ihyasının tamamlanmadığı..." gerekçesiyle davanın kabulüne, 102 ada 617 parsel nolu taşınmazın davalı adına olan tapusunun iptali ile davacı ... adına tapuya tescil ve kaydına karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmaya uyulmakla taraflar lehine ve aleyhine kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkan olmadığı gibi 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,
3402 sayılı Kanun'un 36/A maddesi gereğince harç alınmasına mahal olmadığına, istek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine,
1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
03.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.