"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/280 E., 2020/538 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine
KARAR DÜZELTME
TALEP EDEN : Davalı Hazine vekili
Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine ve Orman İdaresi vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairenin 11.03.2024 tarihli ve 2021/6564 Esas, 2024/1580 Karar sayılı ilamı ile İlk Derece Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.
Davalı Hazine vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı dava dilekçesinde, sınırlarını bildirdiği ... ilçesi Gebiz beldesi ... Mahallesinde bulunan bir parça tespit dışı taşınmazı imar ve ihya ettiğini, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğunu belirterek adına tescili istemiyle dava açmıştır.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulü ile, Antalya ili ... ilçesi ... beldesi ... Mahallesinde bulunan 25.04.2013 havale tarihli fen bilirkişisi raporunda koordinatları belirtilen ve 19.12.2014 havale tarihli orman bilirkişisi raporunda (B) harfi ile gösterilen 21637,86 m2'lik taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, aynı raporlarda (A), (C) ve (D) harfleri ile gösterilen toplam 10343,27 m2'lik taşınmaza yönelik talebin reddi ile bu yerlerin orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hükmün davalılar Hazine, Orman İdaresi ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 03.04.2017 tarihli ve 2015/13741 Esas, 2017/2724 Karar sayılı ilamında, eksik inceleme ve araştırma sonucu keşfe katılmayan bilirkişinin düzenlediği rapora dayalı verilen karar usul ve kanuna aykırı olmakla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; bozma ilamında belirtilen şekilde araştırma yapılarak, Türk Medeni Kanunu 713/6 ncı maddesi gereği davaya konu, karara ek 23.10.2019 havale tarihli fen bilirkişi krokisinde, kroki 2 başlıklı krokide (B) harfi ile gösterilen 24.072,25 metrekarelik yerde, davacı lehine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (4721 sayılı Kanun) 713 üncü maddesi gereğince, olağanüstü zamanaşımı nedeniyle kazandırıcı zilyetliğin şartlarının mevcut olduğu görülerek dava kısmen kabul edilmiş, aynı krokide (A) harfiyle gösterilen 7.908,22 m2'lik kısmın orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmiş, ilk raporda (C) ve (D) harfiyle gösterilen kısımlarda çakıştırma ve maddi hata yapıldığı değerlendirilerek, bozma sonrası alınan rapor doğrultusunda karar verilmiş; hükmün davalı Hazine ve ... İdaresi vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 11.03.2024 tarihli ve 2021/6564 Esas, 2024/1580 Karar sayılı ilamıyla hükmün onanmasına karar verilmiş ve onama ilamına karşı davalı Hazine vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile tutanaklar münderecatına ve Yargıtay ilâmında açıklanan gerektirici sebeplere göre yerinde olmayan ve HUMK'un 440 ıncı maddesinde yazılı hallerden hiçbirisine uymayan davalı Hazine vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme istemleri yerinde değildir.
2. Hemen belirtmek gerekir ki; usuli kazanılmış hak kavramı, anlam itibarıyla bir davada Mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir. Usuli müktesep hak müessesesi, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nu (6100 Sayılı Kanun) düzenlenmiş olmamakla beraber davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir.
Usuli kazanılmış hak ilkesi kamu düzeniyle ilgilidir. (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar; 04.02.1959 tarihli ve 1959/13 Esas, 1959/5 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararları)
Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada ya taraflar ya Mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12.07.2006 tarihli ve 2006/4-519 Esas, 2006/527 Karar sayılı, 03.12.2008 tarihli ve 2008/10-730 Esas, 2008/732 Karar sayılı kararları)
Bazı konuların bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmesi durumunda da usuli kazanılmış hak doğmuş olur. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uyan Mahkeme, kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez.Yani kesinleşmiş bu kısımlar o kısımlar lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep hak teşkil eder.
Somut olaya gelince; İlk Derece Mahkemesi ilk kararında; davanın kısmen kabulü ile (B) harfli 21637,86 m2 kısmın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, krokide (A), (C) ve (D) harfleriyle gösterilen toplam 10343,27 m2'lik kısma ilişkin davanın reddine, reddedilen bu kısımların Türk Medeni Kanunu'nun 713/6 maddesi gereği orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, bu hüküm davacı tarafından temyiz edilmemiş, yalnızca davalılar Hazine, Orman İdaresi ile ... vekillerinin temyizi ile davacı adına tesciline karar verilen (B) harfli 21637,86 m2 lik kısım açısından bozulmuş, davanın reddedilen kısmı davacı aleyhine kesinleşmiştir.
İlk Derece Mahkemesince alınan 18.10.2019 tarihli ek raporda, taşınmazın kalın kırmızı ile çizilen yol hattının (B) ile gösterilen alan sınırı olduğu, ancak önceki hükme esas 2014 tarihli rapordaki çakıştırmanın hatalı yapıldığı, (B) harfli taşınmaz sınırının ince kırmızı hat ile gösterilen yerden başlatıldığı dolayısı ile bu hat ile yolun eski raporda çakışmadığı, bu sebepten (C-D) ile gösterilen orman olarak tespiti yapılan alanların ormanda kaldığı, 2019 tarihli raporda yol ile parsel sınırı doğru çakıştırıldığı için (C-D) harfli alanların ormanda kalmadığı açıklanmış ve İlk Derece Mahkemesince bu rapor hükme esas alınmışsa da; ilk hükümde davacı adına tesciline karar verilen (B) harfli kısmın yüzölçümü 21637,86 m2 olup davacı bu hükmü temyiz etmediğinden davacı aleyhine kesinleşen taşınmaz yüzölçümünü aşacak şekilde ilk bozma ile davalılar lehine oluşan usulü kazanılmış hak ihlal edilerek hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Bu sebeple İlk Derece Mahkemesince keşfe katılan fen bilirkişisinden alınacak ek raporda, (B) harfli taşınmazın 18.10.2019 tarihli hükme esas rapordaki gibi kalın kırmızı çizgi ile gösterilen yol hattı ile sınır kılınarak çakıştırma yapılıp, bu rapordaki 24072,25 metrekarelik (B) harfli taşınmazın içinden ilk karardaki 21637,86 m2'yi ayırması istenmeli, sonra da İlk Derece Mahkemesince 21637,86 m2'yi aşmayacak şekilde alınacak ek rapora göre davacı adına tescil kararı verilmeli, belirlenecek olan 21637,86 m2 dışında kalan kısımların ise Hazine adına tesciline karar verilmelidir. Hükmün açıklanan bu nedenle bozulması gerekirken, Dairemizce maddi hataya dayalı olarak onandığı bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından, davalı Hazine vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin onama ilamının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının açıklanan gerekçeyle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;
Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı Hazine'nin sair karar düzeltme taleplerinin REDDİNE,
Davalı Hazine vekilinin karar düzeltme talebinin yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle kabulü ile Dairemizin11.03.2024 tarihli ve 2021/6564 Esas, 2024/1580 Karar sayılı onama ilamının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
17.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.