Logo

8. Hukuk Dairesi2024/3883 E. 2024/7406 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Uygulama kadastrosu sonucu taşınmazların yüzölçümlerinde meydana gelen değişikliğin düzeltilmesi talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasında daha önce görülmüş el atmanın önlenmesi davasındaki bilirkişi raporu ile uygulama kadastrosuna itiraz davasındaki bilirkişi raporunun çelişkili olması ve hükme esas alınan raporun davanın çözümü için yeterli olmaması, ayrıca koordinatlar üzerinden çakıştırma yapılarak denetime elverişli bir inceleme yapılmaması gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/263 E., 2022/129 K.

KARAR : Davanın kabulüne

Taraflar arasındaki uygulama kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonunda Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Uygulama kadastrosu sırasında, Antalya ili Konyaaltı ilçesi Çakırlar köy/Mahallesi çalışma alanında ve tapuda davacı adına kayıtlı bulunan eski 1550 parsel sayılı 375,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 20486 ada 11 parsel numarasıyla ve komisyon kararı ile 371,48 metrekare yüzölçümlü olarak, tapuda davalı adına kayıtlı bulunan eski 1069 parsel sayılı 1.050,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 20486 ada 10 parsel numarasıyla ve komisyon kararı ile 1.052,33 metrekare yüzölçümlü olarak tespit ve tapuya tescil edilmiştir.

Davacı ... vekili, vekil edeninin dava konusu eski 1550 ve 1834 parsel sayılı taşınmazların, davalının ise taşınmazlara komşu eski 1069 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, uygulama kadastrosu sırasında, adına kayıtlı eski 1550 yeni 20486 ada 11 parsel sayılı taşınmazın, eski 1069 yeni 20486 ada 10 parsel sayılı taşınmaz ile müşterek sınırının yanlış tespit edildiğini ileri sürerek, taşınmazların yüz ölçümlerinin düzeltilerek eski hale getirilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalılar vekili, taraflar arasında el atmanın önlenmesi ve kal davalarını olduğunu, yapılan işlemin hukuka uygun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesince ilk hükümle, davanın kabulüne, 20486 ada 10 parsel numaralı taşınmazın, teknik bilirkişinin 14.02.2014 tarihli rapora ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 13,36 metrekarelik bölümünün parselden ifrazı ile 20486 ada 11 parsel sayılı taşınmaza eklenmesine, böylece 20486 ada 10 parselin yüzölçümünün 1.038,97 metrekare, 11 parselin yüzölçümünün ise 384,84 metrekare yüzölçümü ile tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesi'nin 16.03.2020 tarihli ve 2016/15805 Esas, 2020/1273 Karar sayılı ilamı ile ''...Somut olayda mahkemece, dava konusu taşınmazlara ait tesis ve uygulama kadastrosuna ait hesap cetvelleri, ölçü cetvelleri, ölçü krokisi, ada raporu, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları getirtilerek dosya arasına alınmamış; teknik bilirkişiden, temyize konu taşınmazların tesis kadastrosu sonucu oluşturulan paftadaki sınır yerleri ile uygulama kadastrosu sonucu oluşturulan paftadaki sınır yerlerinin yapılan çakıştırması sonucunda, birbirleriyle ve zeminle uyumlu olup olmadığını belirten, tesis kadastrosu sırasında sınırlandırma, ölçü, çizim veya hesaplama hatası yapılıp yapılmadığını açıklayan ayrıntılı ve gerekçeli rapor aldırılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez. Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle, belirtilen eksik belgeler ilgili yerlerden getirtilerek dosya arasına alınmalı, bundan sonra harita mühendisi ve jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi sıfatına sahip bilirkişilerin de dahil olduğu, üç kişilik uzman bilirkişi kurulu eliyle yukarıda belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak denetime elverişli rapor alınmalı ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir..."' gereğine değinilerek hüküm bozulmuştur.

İlk Derece Mahkemesince, bozmaya uyma kararı verilerek yeniden yapılan yargılama neticesinde, bilirkişi raporu uyarınca dava konusu taşınmazlarda yapılan uygulama kadastrosunun hatalı yapıldığı gerekçesi ile, davacının davasının kabulüne, Harita Mühendisi Bilirkişinin 14.02.2014 tarihli rapor krokisinde (A) harfi ve yeşil renkte gösterilen 20486 ada 10 parsel numaralı taşınmaz içerisinde tespit edilen 13,36 m2 yüzölçümündeki alanın ifraz edilerek 20486 ada 11 parsel nolu taşınmaz ile tevhidi ile tesciline 20486 ada 10 parsel nolu taşınmazın yüzölçümünün 1.038,97 m2, 11 parsel nolu taşınmazın yüzölçümünün 384,84 m2.olarak düzeltilmesine taşınmazların miktarı düzeltilmiş şekli ile tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, bozmaya uyma kararı verilerek, yeniden yapılan yargılama neticesinde, her ne kadar, tesis kadastro ve uygulama kadastrosuna ilişkin krokiler çakıştırılıp, hava fotoğrafları ve uydu görüntüleri incelenmek suretiyle, ayrıca keşif sırasında mahalli bilirkişilerin beyanları da dikkate alınarak bilirkişi raporu düzenlenmiş ve hükme esas alınan bu rapora göre, (A) harfi ve yeşil renkte gösterilen 20486 ada 10 parsel numaralı taşınmaz içerisinde tespit edilen 13,36 m2 yüzölçümündeki alanın ifraz edilerek 20486 ada 11 parsel nolu taşınmaz ile tevhidi ve tesciline karar verilmiş ise de, taraflar arasında görülen, tarafları bağlayıcı nitelikteki ve geri çevirme ile dosya arasına alınan el atmanın önlenmesi davası sırasında hazırlanan bilirkişi raporu ile hükme esas alınan bilirkişi raporunun birbiri ile uyumlu olup olmadığı denetlenemediğinden, kararın doğru olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Şöyle hükme esas alınan bilirkişi raporunda, 1987/817 Esas sayılı el atmanın önlenmesi davasına ilişkin ilama konu yer (B) harfi ile dava konusu yer (A) harfi ile gösterilmiş ise de, bahse konu ilamdaki kroki şeklen incelendiğinde ve çakıştırması yapıldığında, eldeki davaya konu olan, uygulama kadastrosunda tespit edilen ve el atmanın önlenmesi davasına konu olan yerlerin tespit edilmesi açısından tereddüt hasıl olduğundan, hükme esas alınan rapor, davanın çözümü açısından yeterli olmamıştır. O halde, İlk Derece Mahkemesince yapılması gereken iş, tarafları bağlayıcı nitelikteki 1987/817 Esas sayılı dosyada esas alınan 27.06.1988 tarihli krokinin koordinatlı olarak düzenlendiği de gözetilerek, yeniden yapılacak bilirkişi incelemesi ile, dava konusu edilen yerin kroki kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi, bu belirleme yapılırken, raporlardaki koordinatlar da dikkate alınıp çakıştırma yapılarak denetime elverişli olacak şekilde krokiye aktarılması ve tüm bu hususlar tamamlandıktan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi olmalıdır. Bu şekilde eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmesi hatalı olup, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

S O N U Ç : Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,

İstek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine,

1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

11.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.