"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN :
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/80 E., 2021/138 K.
KARAR : Davanın reddine
Taraflar arasındaki uygulama kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen davanın reddine dair karar, yapılan temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince bozulmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Adana ili Seyhan ilçesi Küçükdikili Mahallesi çalışma alanında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu sonucunda, tapuda davacı adına kayıtlı bulunan eski 595 parsel numaralı 3000 metrekare yüzölçümlü taşınmaz, 12040 ada 10 parsel numarasıyla 2.488,64 metrekare yüzölçümlü olarak tespit ve tescil edilmiştir.
Davacı DSİ dava dilekçesinde; uygulama kadastrosu sırasında Adana ili Seyhan ilçesi Küçükdikili Mahallesi 12040 ada 10 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümün eksildiğini, eksikliğin 12040 ada 12 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklandığını ileri sürerek eski hale getirilmesini talep etmiş, yargılama sırasında 12040 ada 1 parsel sayılı taşınmaz maliklerini de davaya dahil etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; "... dava konusu olan Küçükdikili 595 parselin kanal niteliği ile ve 3000 m2 olarak Hazine adına tescil edildiği, bilahare Kadastro uygulaması ile 12040 ada 10 parsele dönüştüğü ve miktarının 2488.64 m2 olarak tapuya işlendiği, bu durumda 3000 m2 olan 595 parselin yenileme uygulaması ile 12040 ada 10 parsel olarak 2488.64 m2 ye indirildiği ve böylece bu parselde Hazineye ait kanal hissesinin 511.36 TL azalmasına sebebiyet verildiğinin görülmüş olduğu, 12040 ada 10 parselden azalan kısmın fiziki konumu ve pafta durumuna göre fiilen ve ancak kuzeyindeki eski 594 parsel olup bilahare 12040 ada 1 parsel olan taşınmaz ile güneyindeki 596 parsel iken yenileme ile 12040 ada 11 parsele aktarılmasının mümkün olabileceği nazara alınarak, yapılan değerlendirmede Küçükdikili 594 parselin 21200 m2 olduğu, bilahere 12040 ada 1 parsele dönüştürüldüğünde miktarının 20583.05 m2 olarak ve 616.95 m2 eksik tescil edildiği, bu durumda Hazine arazisindeki azalmanın eski 594 yeni 12040 ada 1 parsele aktarılmış olduğunun mümkün olamayacağı, yine nizalı yerin güneyindeki 5400 m2 olan eski 596 parselin 4858.14 m2 olarak ve 541.86 m2 azalma ile 12040 ada 11 parsele dönüştürüldüğü, bu parseldeki 541.86 m2 azalma sebebiyle Hazine parselindeki azalmanın da bu parsele aktarılmış olmasının mümkün görülmediği kanaatinden hareket edilerek, Hazinenin eski 594 parsel iken 12040 1 parsele yönelik talebinin fiili imkansızlık nedeniyle reddine karar verilmesi suretiyle hüküm tesisinin gerekli görülmüş olduğu, dava dilekçesinde Hazine eski 81 yeni 12040 ada 12 parsele yönelik talepte bulunmuş ise de, keşif uygulamasına göre eski 595 yeni 12040 ada 10 parselin konumu itibariyle azalan kısmın kuzey ve güney sınırında yer almayan eski 81 yeni 12040 ada 12 parsele aktarılmasının da fiilen mümkün olamayacağı kanaatinden hareket edilerek, eski 594 parsel yeni 12040 ada 1 parseldeki 616.95 m2'lik tapu miktar azalmasının, eski 596 parsel yeni 12040 ada 11 parseldeki 541.86 m2 tapu miktarındaki azalma sebebiyle dava konusu Hazine adına kanal olarak kayıtlı eski 595 parsel yeni 12040 ada 10 parseldeki 511.36 m2 azalmanın kuzey ve güneyindeki parsellere aktarmayla meydana gelmediği, yine dava dilekçesinde belirtilen eski 81 parsel yeni 12040 ada 12 parselin de Hazine parselinin kuzey ve güney sınırında yer almadığı nazara alınarak, yapılan değerlendirme sonucunda; hazine parselindeki azalmanın kadastro ölçüm ve uygulamasından kaynaklanabileceğinin anlaşıldığı ..." gerekçesiyle, verilen davanın reddine ilişkin önceki karar, davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 27.03.2019 tarihli ve 2019/945 Esas, 2019/2234 Karar sayılı ilamıyla; "... Somut olayda mahkemece, çekişmeli taşınmazlara ait tesis ve uygulama kadastro tutanakları, ada raporu, tesis ve uygulama kadastrosu ölçü ve sınırlandırma krokisi, hesap cetvelleri, hava fotoğrafları getirtilmemiş, uygulama kadastrosu sonucu davacı taşınmazında meydana gelen azalmanın ne sebeple hangi taşınmazdan kaynaklandığı ancak keşif sonrası konusunda uzman bilirkişi tarafından verilecek raporla anlaşılacağı göz önünde bulundurulmaksızın; “uygulama kadastrosu sonucu davalı 12040 ada 1 parsel sayılı taşınmaz ile davacı taşınmazına komşu dava dışı 12040 ada 11 parsel sayılı taşınmazlarda da azalma meydana geldiği, dolayısıyla davacı Hazinenin 12040 ada 10 parsel sayılı taşınmazında meydana gelen azalmanın bu taşınmazlardan kaynaklanmasının mümkün olmadığı, davalı 12040 ada 12 parsel sayılı taşınmazın da davacı taşınmazının kuzey veya güney sınırında bulunmadığından azalmanın bu taşınmazdan kaynaklanmasının da mümkün olmadığı şeklindeki hukuki olmayan gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olduğu, uyuşmazlığı aydınlatabilmek için gerekli belgeler ve en önemlisi dava konusu taşınmazlara ait uygulama kadastro tutanakları dahi getirtilmediğinden dosya içerisinde bulunan bilirkişi raporunun doğruluğunu denetlemenin de mümkün bulunmadığı açıklanarak, mahkemece öncelikle belirtilen eksik belgeler ilgili yerlerden getirtilerek dosya içerisine konulması, bundan sonra konusunda uzman harita mühendisi sıfatına sahip bilirkişi eliyle yukarıda belirtilen şekilde keşif, inceleme ve araştırma yapılarak rapor alınması ve toplanan deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi ..." gereğine değinilerek bozulmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; "... yapılan yargılama, incelenen dosya kapsamı, toplanan deliller, kadastro ve tapu kayıtları, hava fotoğrafı, tesis ve uygulama kadastro tutanakları, ada raporu, tesis ve uygulama kadastrosu ölçü ve sınırlandırma krokisi, hesap cetvelleri mahallinde yapılan keşif, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte incelenip değerlendirildiğinde, Küçükdikili Mahallesi 75 nolu kadastro parselinden kanal geçmekle ifraz işlemi sonrası 594, 595, 596 parsellere ayrıldığı, 595 nolu parselin 3000 m2 olarak Hazine adına tescil edildiği, kadastro yenileme çalışmalarında dava konusu yerin 12040 ada 10 parsel ve 2488,64 m2 olarak tapuya tescil edildiği, 12040 ada 10 ve 11 parseller arasındaki sınırın sınırlandırma ve ölçü işlemlerinin hatalı yapıldığı, 12040 ada 11 parselde kalan A harfi ile gösterilen 86,47 m2 lik kısmın 12040 ada 10 parsele ait olduğunun anlaşılmış olduğu, dava, 12040 ada 12 parsel aleyhine açıldığı ancak hatalı kısmın 12040 ada 12 parselde kalmadığı anlaşılmakla, davacının Adana ili Seyhan ilçesi Dikili Mahallesi Kızılyer mevkii 12040 ada 12 parsel maliki davalı ...'a yönelik davasının reddine karar vermek gerektiği, davacı tarafça dahili davalı dilekçesiyle 12040 ada 1 parsel ve malikleri davaya dahil edilmişse de hukukumuzda dahili dava şeklinde bir müessesenin bulunmadığı, davanın başında taraf olarak gösterilmeyen kişilerin ve müddeabihin sonradan davaya dahil edilmesinin, taraflar arasında zorunlu dava arkadaşlığı mevcut ise mümkün olabileceği, iş bu davada da böyle bir zorunlu dava arkadaşlığı olmadığından davacının Adana ili Seyhan ilçesi Dikili Mahallesi Kızılyer mevkii 12040 ada 1 parsel malikleri dahili davalı ... ve dahili davalı ...'a yönelik talepleri hakkında usulüne uygun açılmış davasın bulunmadığı ..." gerekçesiyle, davacının 12040 ada 12 parsel maliki davalı ...'a yönelik davasının reddine, davacının 12040 ada 1 parsel malikleri dahili davalı ... ve dahili davalı ...'a yönelik talepleri hakkında usulüne uygun açılmış dava olmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak, mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğine, uygulanması gereken hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de var olmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ : Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,
Harçtan muaf olduğundan ... Genel Müdürlüğünden (DSİ) harç alınmasına yer olmadığına,
1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
24.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.