Logo

8. Hukuk Dairesi2024/4083 E. 2025/359 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan bir taşınmaz üzerinde davacıların kullanım hakkı iddiasına dayalı kadastro tespitlerine itiraz davası.

Gerekçe ve Sonuç: Fiili kullanımın tespiti için yeterli araştırma yapılmadan ve tespit tarihine yakın yüksek çözünürlüklü uydu fotoğrafları gibi deliller incelenmeden hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : KDZ.Ereğli Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kullanım kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının, davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Kullanım kadastrosu sırasında, Zonguldak ili Ereğli ilçesi ... köyü çalışma alanında bulunan 126 ada 324 parsel sayılı 4081,83 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, "6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı, kullanıcısı bulunmadığı ve kamu yararı bulunduğu" şerhi yazılarak, ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir.

Davacı ... ve arkadaşları vekili dava dilekçesinde; Zonguldak ili Ereğli ilçesi ... köyü 126 ada 324 parsel sayılı taşınmazın müvekkili olan davacıların kullanımında olduğunu ileri sürerek, davacılar lehine kullanıcı verilmesini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; "... 3402 sayılı Yasa'nın Ek-4 üncü maddesinin, '6831 sayılı Yasa'nın 20.06.1973 tarihli Kanunla değişik 2 nci maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı, kadasto tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle bu Kanun'un 11 inci maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edilir' hükmünü taşımakta olduğu, kullanım kadastrosu olarak isimlendirilen bu çalışmanın amacının, 6831 sayılı Kanun' un 2/B maddesi kapsamındaki sahaları, fiili kullanım durumlarını dikkate alarak parsellere ayırmak ve bu taşınmazları 2/B alanı olarak Hazine adına tescil ederken, taşınmazlar üzerinde tespit günü itibariyle fiili kullanımı bulunanları ve muhdesatları tespit ederek tapunun beyanlar hanesinde göstermek olduğu, kullanım kadastrosu sırasında beyanlar hanesinde kullanıcı olarak gösterilebilecek kişilerin, kadastro tespiti sırasında çekişmeli taşınmazı ekonomik amacına uygun olarak fiilen asli zilyet olarak kullanan kişiler olduğu, Kadasto Kanunu' nun Ek-4 üncü maddesinin amacının kadastro tespiti sırasında taşınmaz üzerinde fiili kullanıcıyı tespit etmek olduğu, taşınmaz üzerinde kamu yararı bulunduğundan kullanıcı tespitinin yapılmamasının, kanunun amacına ters düştüğü, 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu'nda, taşınmaz üzerinde kamu yararı olması durumunda izlenilmesi gereken yolun gösterildiği, Kamulaştırma Kanunu'nun 1 inci maddesi uyarınca, 'Bu Kanun; kamu yararının gerektirdiği hallerde gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerinin mülkiyetinde bulunan taşınmaz malların, Devlet ve kamu tüzel kişilerince kamulaştırılmasında yapılacak işlemleri, kamulaştırma bedelinin hesaplanmasını, taşınmaz malın ve irtifak hakkının idare adına tescilini, kullanılmayan taşınmaz malın geri alınmasını, idareler arasında taşınmaz malların devir işlemlerini, karşılıklı hak ve yükümlülükler ile bunlara dayalı uyuşmazlıkların çözüm usul ve yöntemlerini düzenler. Özel kanunlarına dayanılarak gerçek ve özel hukuk tüzelkişileri adına yapılacak kamulaştırmalarda da, bu Kanun hükümleri uygulanır.' şeklindeki düzenleme ile Kamulaştırma Kanunu' nun amacının açıklanmış olduğu, tüm bu açıklamalar, toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda Kadasto Kanunu'nun Ek-4 üncü maddesi uyarınca yapılan kadastro çalışmalarında, fiili kullanıcının tespit edilmesi gerektiği, taşınmaz üzerinde kamu yararı var ise kamulaştırma işlemi yapılması gerektiği, kadastro tutanağının beyanlar hanesine parsel üzerinde kamu yararı vardır şerhinin eklenmesinin, Kadastro Kanunu'nun amacına aykırı olduğu, davacı vekili her ne kadar miras payları oranında kullanım şerhi talep etmiş ise de yapılan keşif esnasında dinlenen tüm kişilerin dava konusu taşınmazın davacılar tarafından kullanıldığını beyan ettikleri, asıl amacın fiili kullanıcıyı tespit etmek olması sebebiyle dava konusu taşınmazın davacıların kullanımında olduğu kanaatine varıldığı ..." gerekçesiyle, davacının davasının kabulüne, dava konusu Zonguldak ili Ereğli ilçesi ... köyü, 125 ada 285 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitlerinin iptaline, dava konusu taşınmazın aynı ada ve parsel numarası altında, kadastro tespitindeki niteliği ve miktarı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, taşınmazın beyanlar hanesine, "1- 6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılmıştır. 2- "iş bu taşınmazın 1/2 payı ... 1/2 payı ... kullanımındadır." şerhinin eklenmesine karar verilmiş; hükme karşı, davalı Hazine vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince; "... mahallinde yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıkların benzer beyanlarında, dava konusu parseli Sefa ...’un oğlu ... ile ... kullanmakta olduğunu, son yıllara kadar bu taşınmazı işlediklerini, mısır ektiklerini, bu taşınmazın dedelerinden babalarına, babalarından da kendilerine kaldığını, 40 - 50 yıldır bu taşınmazı ... kullanmakta oldukları, 11 km uzunluğundaki yürüyüş yolunun bu parselle bir alakasının bulunmadığını, yürüyüş yolunun 171 ada 1 parsel üzerinde bulunan demiryollarından geçmekte olduğu, ifade ettikleri, fen bilirkişisinin 27.09.2021 tarihli raporunda, dava konusu 126 ada 324 nolu parselin pafta örneğinin zemindeki sınırlar ile uyumlu, 4801,83 m²'lik tarla vasıflı taşınmaz olduğunu, dava konusu parselin ...Yoluna ait 171 ada 1 nolu parselle arasında 1 km. mesafe bulunduğunu ve taşınmazlar arasında bir bağlantısının bulunmadığını bildirilmiş olduğu, ziraat bilirkişisinin 25.10.2021 tarihli raporunda, 126 ada 324 parsel sayılı taşınmazın 4081,83 m²'lik tarla vasıflı taşınmaz olduğunun, taşınmazın çıplak değerinin 326.546,00 TL olduğunun, toprak yapısının killi - tınlı - taşlı yapıda, toprak derinliğinin 30 - 50 cm, eğiminin % 6 - 8 cm arasında , ağır bünyeli, organik maddelerce fakir, su tutma kapasitesi yüksek, sığ derinlikte olduğunun beyan edildiği, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda Kadasto Kanunu'nun Ek-4 üncü maddesi uyarınca yapılan kadastro çalışmalarında, fiili kullanıcının tespit edilmesi gerektiği, taşınmaz üzerinde kamu yararı var ise kamulaştırma işlemi yapılması gerektiği, kadastro tutanağının beyanlar hanesine parsel üzerinde kamu yararı vardır şerhinin eklenmesinin, Kadastro Kanunu'nun amacına aykırı olduğu, dava konusu taşınmazın davacıların kullanımında olduğu kanaatine varıldığı, davanın kabulüne karar verilmiş olup dosya kapsamına göre ve yukarına alıntılanan Yasal düzenleme ve İçtihat uyarınca verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı ..." gerekçesiyle, davalı Hazine vekilinin istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereği esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, yazılı gerekçelerle nizalı taşınmazın davacıların kullanımında olduğu kabul edilmiş ise de, dosya kapsamındaki tüm bilgi, belge, kadastro tutanağında taşınmazın vasfı, bilirkişi raporları ve dosyada yer alan keşif sonrası taşınmaza ait fotoğraflar incelendiğinde, fiili kullanım hususunun netleştirilmediği, yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmaktadır.

Şöyle ki; Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin 5831 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Kanun'a eklenen Ek 4 üncü maddesi gereğince yapılan kadastro tespiti sırasında, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhtesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle Hazine adına tescil edileceği düzenlenmiştir. Bu maddeye dayanılarak açılacak davaların kabul edilebilmesi için, davacı tarafın taşınmazda fiili kullanımının olduğunu kanıtlaması zorunludur. Somut olayda; kullanım kadastrosunun yapıldığı tarih itibariyle dava konusu taşınmazın kimin kullanımında olduğu ve ne şekilde kullanıldığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmemiştir.

Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için İlk Derece Mahkemesince, öncelikle tespit tarihini de kapsar şekilde (bulunamaması halinde tespit tarihine en yakın tarihli) yüksek çözünürlüklü uydu fotoğrafları ile ile ortofoto dosya arasına getirtilmeli, akabinde yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, fen ve zirai bilirkişilerin katılımıyla taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı ve bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmazın tespit tarihi itibari ile kime ait olduğu ve kim tarafından ne şekilde kullanıldığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasında aykırılık bulunması halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılarak çelişkinin giderilmesine çalışılmalı, çelişkinin giderilememesi halinde hangi beyana ne sebeple üstünlük tanındığı gerekçeli kararda tartışılıp açıklanmalı; ziraat bilirkişisinden, taşınmazın niteliği ve kullanım durumu ile ilgili taşınmazın her yönden çekilmiş fotoğraflarını da içerir somut verilere ve bilimsel esaslara dayalı rapor alınmalı; fen bilirkişisinden, tespit tarihine veya bulunamaması halinde bu tarihe en yakın tarihli yüksek çözünürlüklü uydu fotoğrafları ve ortofoto da incelenmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın o tarihlerdeki görünümünün ve niteliğinin ne olduğu ve üzerinde fiili kullanım bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkin denetlemeye elverişli, ayrıntılı rapor ve kroki düzenlettirilmeli ve bundan sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.

İlk Derece Mahkemesince, bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmadığından, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması suretiyle İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ:Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İistinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.