"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/3163 E., 2024/955 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Beykoz 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/73 E., 2021/225 K.
Taraflar arasındaki 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun (6292 sayılı Kanun) gereğince yapılan satış sonucu oluşan tapu kaydının iptali ve tescili istemli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Kullanım kadastrosu sonucunda, İstanbul ili Beykoz ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 681 parsel sayılı 615 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, " 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı " şerhi yazılarak, üç hane bir ahırı müştemil ... çiftliği vasfıyla, Hazine adına tespit ve tescil edildikten sonra, 10.10.2018 tarihinde, 6292 sayılı Kanun gereğince satış işlemi ile davalı adına tapuda kayden intikal etmiştir.
Davacı ... vekili dava dilekçesinde; İstanbul ili Beykoz ilçesi ... Mahallesi 681 parsel sayılı taşınmazın, müvekkili olan davacının kullanımında bulunduğunu, kullanım kadastrosu ve devamındaki tescil işleminin yolsuz olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; " Kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmazın Hazinenin mülkiyetinden çıkıp 3 üncü şahıs adına tapuya tescil edildikten sonra tapu iptaline yönelik davanın dinlenme olanağının bulunmadığı, davacı eldeki davayı 6292 sayılı Kanun uyarınca yapılan 10.10.2018 tarihli satış işleminden sonra 25.02.2020 tarihinde açtığına, davalıya ait tapu kaydı idarece yapılan satış işlemi neticesinde oluştuğuna göre, dayanak satış işlemi iptal edilmedikçe tapu kaydının iptali ve tescil istemli dava açılamayacağı " gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince; "Davanın, kullanım kadastrosu gören taşınmaza ilişkin kullanıcı tespitine itiraz ile tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olduğu, dava konusu Beykoz ...'de kain 681 parsel sayılı taşınmaz, 615 m2 yüzölçümüyle, 6292 sayılı Kanun uyarınca satış suretiyle 10.10.2018 tarihinde davalı ... adına tapuya kayıtlı bulunduğu, davacı tarafın, nizalı taşınmaz üzerinde bulunan üç katlı binanın uzun yıllardır zilyetliğine olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ve tescil isteğinde bulunduğu, dava konusu taşınmazın davalıya idari yoldan 10.10.2018 tarihinde satış yapıldığı ve tapuya tescil edildiğinin anlaşılmakta olduğu, bilindiği üzere, kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmazın Hazinenin mülkiyetinden çıkıp 3 üncü şahıs adına tapuya tescil edildikten sonra tapu iptaline yönelik davanın dinlenme olanağı bulunmadığı, davacı, eldeki davayı 6292 sayılı Kanun uyarınca yapılan satış işleminden sonra açtığına, davalıya ait tapu kaydı idarece yapılan satış işlemi neticesinde oluştuğuna, dayanak satış işlemi iptal edilmedikçe tapu kaydının iptali ve tescil istemli dava açılamayacağına göre, yerel mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olmasında isabetsizlik görülmediği, " gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine" karar verilmiş ve iş bu karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
Davacının yatırmış olduğu 427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.